Sağlıklı günlere kavuşabilmemiz için yaklaşık 2.5 ay evde kalarak inşallah geleceğimizi garanti altına almamız için devlet tarafından sokağa çıkma dahil olmakla bir hayli tedbirler almış ve alınmaya da devam edilmekte. Bence devam etmekte büyük yarar var. Bakıyorsunuz sosyal medyada, bu tedbirleri sabote etmek isteyen vatan hainleri propagatif eylemlere girişip çirkin yüzlerini bir kez daha göstermektedirler.

Biz vatandaşlar olarak sokağa çıkma kısıtlamasına geleceğimiz açısından  harfiyen uymak zorundayız, bir sağlığımız için iki devlet tarafından konulan kurallara uymak aynı zamanda uygar insana yakışan bir davranıştır. Yukarıda da belirttiğim gibi o vatan hainlerini bırakın bunlar her ortamda iç ve dış düşmanlar tarafından kurgulanmış provokasyon yapmakla görevli hainlerdir.

65 yaş üstü olarak 24 mayıs pazar günü biz o kategoride olduğumuzdan verilen izin neticesinde şehrimizin meşhur uzun sokağında gezmeye çıktık.

Uzun sokağın girişinde, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nde beraber çalıştığımız mesai arkadaşım fakat ayrı branşta antrenörlük yapan aynı zamanda emekli olup yerel bir televizyonun programcılığını yapan sayın Ercan Demirbaş beyefendiyle karşılaştım.

Sayın Demirbaş ıssız Uzunsokak’ta beni görmesi bayağı sevinerek, “Hocam diye bana mikrofon uzattı. Böyle buruk bayram şimdiye kadar yaşadın mı?” diye sordu. Ben de, “Sevgili Ercan gerçekten böyle buruk böyle sessiz, böyle garip bir dini bayram açıkçası görmedim yaşamadım. Ama ne yaparsın bir daha vurgulamak gerekirse sağlığımız ve geleceğimiz açısından böyle sessiz sosyal faaliyetsiz bayram yaşamak zorundayız. Allah 'tan dileğimiz tez zamanda ülkemiz ve İslam ve insanlık alemi üzerinden deful izale olmasını niyaz ediyorum” dedim. Ercan bey kardeşim bu temennilerimin arasında bir başka konu ile ilgili beni bırakmadı. Hocam! “Dini bayramlar vazgeçilmez bayramlarımızdır. Size başka bir konuyu sormak istiyorum. Buyurun Ercan bey; 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramıyla ilgili 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı bizim milli bayramlarımız değil mi?” diye sordu.

“Elbette milli bayramlarımızdır. Ve tabii ki Milli bayramlara sahip çıkmamız kaçınılmazdır” dedim. Ercan bey konunun üzerine giderek bana bir tıp adamının  Gençlik ve Spor Bayramını Türk gençliğine hediye eden Mustafa Kemal Atatürk'e ağıza alınmayacak kelimeler sarf ettiğini söyledi.

Bana siz ne dersiniz bu konuda? Ben milli görevlerim nedeniyle Amerika dahi dünyanın birçok ülkesine ve Avrupa'nın hemen hemen her yerine giden bir kişi olarak Ercan beye şunu söyledim: “Bu gittiğim ülkelerin şehirlerinde gözde parklarında o ülkelerin ön planda olan ve şimdi hayatta olmayan ülkeleri için büyük misyon üslenen kişilerin büstlerini görürsünüz. Ülkesine kendini adamış insanlara sevgi saygı babından onları yad etmek, bir vatan görevi olmalı. Eskiden olduğu gibi şimdi de geçmişine söven hangi meslek sahibi olursa olsun düşünemeyen yada  kasıtlı olarak  ortalığı karıştırmak  görevi üstlenen kişi ve kişiler olduklarını  düşünmekteyim. Bir kaç yıl önce bir kaç arkadaş bir araya gelip o zamanın ismiyle Kemalist Atılım Birliği adı altında genel merkezi Ankara'da biz de Trabzon'da faaliyete başladık. Atatürk 'ün veciz sözlerinden olan ‘Türk aleminin en büyük düşmanı komünizmdir. Görüldüğü yerde ezilecektir.”

O zaman çeşitli fraksiyonlara ayrılan sol kanat bu kemaliz lehçesine müthiş antipati duymaktaydı.

Şimdi bakıyorsunuz, herkes büyük Atatürkçü kesildi.

Neyse ki onlar adına büyük bir aşamadır. Temennim bunlar samimi olmalarıdır.

***

Not: Tekrar Trabzonluların ve tüm Türk İslam aleminin Ramazan bayramını canı gönülden kutlar, bu kovid-19 virüs illetinden bir an evvel kurtulup normal hayata dönmemizi Allah'tan niyaz ederim.