Trabzonspor, sezonun en coşkulu, en arzulu ve  en etkili futbolunu oynayıp,hemen her atağında gol pozisyona girdiği maçta  Göztepe ile berabere kalırken futbolda iki kere ikinin her zaman 4 etmeyeceğini de bir kez daha gördük.

Bu  adaletsiz ve emek düşmanı sonuçta  en az  yarım düzine golü önleyen rakip takımın kalecisi Beto’nun,  Rodallega’ya yapılan bir, hatta pozisyonun devamında Novak’ın iki kişi tarafından makasa alınmasıyla iki mutlak  penaltısını vermeyen hakem Hüseyin Göçek’in de rolü var kuşkusuz..

Lakin, “ Bu kadar iyi oynayıp, bol bol pozisyon yakaladığımız maçta her şeye rağmen en azından bir gol bile niye atamadık?” diyerek  bu maçın tahlili iyi yapılmalı.

Çünkü her şeye rağmen,  böylesine arzulu ve etkili  bir futbol oynayan  Trabzonspor ,Burak Yılmaz’ın yokluğuna rağmen  en azından  bir tane de olsa golü bulmalıydı.

Okay-Sosa-A.Kadir Türkiye’nin en iyisi

Dilerseniz sahaya  teknik açıdan biraz göz atalım..

Bir kere şu artık tartışılmaz bir gerçek.

Orta sahayı yaparken hiç düşünmeden  Okay-Abdulkadir ve Sosa’yı  yazıp ,etrafını ona göre oluşturacaksınız.

İddia ediyorum bu üçlü,şampiyon Beşiktaş’ın Atiba, Oğuzhan ve Tolga üçlüsünden bile daha iyi..

Ve şuan Türkiye’de daha iyisi yok..

**

Göçlü orta sahasıyla deplasmanda en çok puan alan takımlardan olan Göztepe’nin teknik direktörü Tamer Tuna bakın maçtan sonra bu kadar mahkum oynamalarını neye bağladı;  Orta sahada paylaşımlarda hatalar yaptık.  Abdülkadir ve Sosa'nın hareketliliğine cevap veremedik.Çünkü bu gibi oyuncular az bulunan,  ne zaman ne yapacağı belli olmayan, yaratıcı isimler.

Demek ki sadece koşan, oyun bozan düz oyuncularla ofansif zenginlik oluşturamazsınız,oyunu gözeleştiremezsiniz..

**

Ceza alanındaki yalnızlık!

Trabzonspor’da bir sorun var ki kazandığı maçlarda bile bariz gözüküyor. Gerek Burak Yılmaz olsun, gerekse Hugo Rodallega, gole en yakın, en ileri uçtaki oyuncumuzu ceza sahası içerisinde yalnız bırakıyoruz.  Pozisyona göre yanına bir oyuncu daha sokamıyoruz. Rakip savunmanın tek hamlesi bile bu yüzden ataklarımızı sona erdiriyor. Rıza Hoca isabetli bir kararla N’doye’u oyuna soktu ama ,bence yanlışı şurada yaptı. N’Doye’u  sol kanada attı.

Oysa  o dakikalarda takımın eksiği soldan gelecek orta değildi ki.,. Bu işi zaten yapanlar vardı

N’Doye direk ceza alanının içine, Rodallega’nın yakınlarına gitmeliydi.

Burada Burak Yılmaz’ın ne denli iyi bir golcü olduğu ortaya çıkıyor.

O’da aynı sıkıntıları yaşıyor ama bir şekilde becerip golünü atıyor.

Ancak Rodallega bunu yapamadı.

**

Golcü olması gereken yerde olmalı

Aslında  herkesin daha çok oynatılması gerektiğini düşündüğü Rodallega, kendisine çok inananları,güvenenleri Göztepe maçında mahcup etti,bence. Rıza Hoca’nın dediği gibi  oynamaya oynamaya bazı yetenlerini köreltmiş olabilir ama, en azından daha önceki maçlarında oyuna kurulmuş zemberek gibi giren Rodallega’yı bu kez göremedik

Ayrıca iki bariz hatası var;

Kendisini sanki forvet değil de forvet arkası gibi görüyor.

Az şahsi olsa gireceği pozisyonları, sırf pas atacağım diye heba ediyor.

Bir de Göztepe maçı itibariyle ,maç boyunca olması gereken  hiçbir yerde hiç olamadı.

Ki bu özellik bir golcü için olmazsa olmazdır.

Tanju Çolak’ı ,Küçük Hamdi’yi izleyenler iyi bilir.

Topun nereye düşeceğini sezip oraya giderler, tek vuruşla golü yaparlar..

***

Bu arada bu Kamil Ahmet’e hiç çekinmeden formayı ver.

Aşırıya kaçmıyor, görevini dört dörtlük yapıyor.

En azından iyi bir 12. adam..

Hem savunmada hem de orta sahada..

İlk kez taraftarın karşısına çıkan solbek Novak’ın iyi futbolcu olduğu belli. Ancak bu performans Trabzonspor için yetmez.

Şu anki görüntüsüyle ‘Mustafa Akbaş’tan daha iyiyim’ demiyor!

**

Sosa ile rekabet etmek!

Tabi süper bir çıkıştan sonra kaç maçtır duraklama, hatta gerileme dönemine giren büyük umudumuz Yusuf Yazıcı için da bir şeyler yazmadan olmaz.

Bu gencimiz maçtan sonra yaptığı açıklamada” Sosa ile rekabet bana çok şey kazandıracak” gibi bir ifade kullandı.

O düşünceyi kafana kim sokmuşsa yanlış yapmış evlat.

Sen Sosa ile rekabet edecek durumda değilsin.

Yarın elbette O’nu da çok geçebilirsin ama şu an için sen, Sosa’dan çok şeyler öğrenecek durumdasın.

Tıpkı Emre Belezoğlu- Georges Hagi ikilisinde olduğu gibi.

Düşünebiliyor musun o zamanlar Emre’nin “ Hagi ile rekabet bana çok şeyler kazandıracak” demesini..

O’da zaten öyle dememişti,,

“ Hagi gibi bir yıldızla birlikte aynı takımda olmak, antrenman yapıp maç oynamak bana çok şeyler katacak” demişti ve gerçekten de kattı.

Ç eşitli ve haklı gerekçelerin olabilir ama,biraz da hatayı kendinde ara..

Bak kaç maçtır iyi değilsin.

Oysa  Abdülkadir de aksine her maçta  neredeyse takımın en iyisi..

Sorunun neyse biran önce hallet, saha bağlanan umutları boşa çıkarma.

En başta da kendine yazık etme..

Çünkü Trabzonspor ve Türk futbolu pek çok Yusuf’lar bulur ama, sen bu fırsatı bir daha bulamazsın.

Yarım asrı geçen futbol hafızamda en az senin kadar yetenekli ama sonunu getiremeyen sayısız gencin görüntüsü var..

Sakın ha, sen de o kervana katılma..

Topla artık kendini..

Aslan yürekli centilmenler

Sonuçta Trabzonspor, yerlisiyle  yabancısıyla ,sonradan gireniyle tüm futbolcuların büyük bir aidiyet duygusuyla ortaya koydukları kendilerini paralayan mücadelenin karşılığını alamadı. Bizim üzüntümüz de bunun için zaten.

Ancak, Fenerbahçe maçının ilk yarısındaki gibi oynayıp kazanmaktansa, böyle bir maçtan sonra alınan beraberliğe razıyız.

Tüm oyuncularımızı kutluyor, canınız sağ olsun diyorum..

Bu kadar üzüntülüyken , maçtan sonra kendilerini galibiyetten eden rakip takım kalecisini kutlayıp, örnek görüntüler sergileyen oyuncularımı da  ayrıca alkışlıyorum.