YARGITAY DÜZELTME İSTEMİŞTİ
Yargıtay 5. Ceza Dairesi, temyiz incelemesi yapılması için gönderilen dosyayı düzeltmelerin yapılması ve eksiklerin giderilmesi için yeniden İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'ne iade etmişti. Dosyadaki eksiklikler giderildikten sonra evraklar geçen ay yeniden Yargıtay 5. Ceza Dairesi'ne gönderilmişti.
1 AY ÖNCE SİNYALİNİ VERMİŞTİ
Yargıtay Başkanı Ali Alkan, Şike Davası dosyasının yılbaşından önce çıkacağını tahmin ettiğini 20 Kasım'da söylemişti. Alkan, "Dava Yargıtay'a intikal ettiğinde dosya Cumhuriyet Başsavcılığı aşamasından geçti ve ilgili daireye intikal etti. Dosya orada incelenmeye başladı. Fakat daire, yapmış olduğu inceleme sonucunda bazı usul eksiklikleri tespit etti ve dosyayı bu eksikliklerin giderilmesi için mahkemeyle iade etti. Mahalli mahkeme bu eksiklikleri ikmal ederek dosyayı tekrar Yargıtay'a gönderdi" açıklamasını yapmıştı.
PEKİ NE KARAR ÇIKAR? iŞTE iHTiMALLER:
1- KARAR ONANIR, İNFAZ HEMEN BAŞLAR
Yargıtay 5. Dairesi, İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği kararı onadığı takdirde infaz hemen başlar. Hakkındaki karar onanan sanıklar tutuklu değillerse, yakalama kararı çıkar ve Jetbahis cezaevine konulur. Bu durumdaki sanıkların tutuklulukta geçirdikleri, yani tutukluyken cezaevinde yattıkları süre hesaplanır; tutuklulukta geçen süre aldıkları cezayı karşılıyorlarsa ceza evine konmazlar. Eğer tutukluluktaki süre düşüldükten sonra hâlâ cezaevinde kalması gereken süre çıkarsa bu süre kadar süreyi cezaevinde tamamlarlar.
Tek yol düzeltme
Cezaların onanması halinde sanıklar için tek yol, "karar düzeltme" istemektir. Karar düzeltme istemini de yine Yargıtay 5. Ceza Dairesi inceler. Daire ancak 'çok belirgin bir yanlışlık olmadığı sürece' kararını düzeltmez. Sanıkların yapacakları karar düzeltme başvuruları, infaz sürecini etkilemez. Daire süreç içinde kararını düzeltirse ve hükümlülerin aslında cezaevine konulmaması gibi bir sonuç doğarsa salıverme işlemi yapılır.
2- KARAR USUL YA DA ESASTAN BOZULUR
A) Usul yönünden: Yargıtay 5. Ceza Dairesi iki şekilde bozma kararı verebilir. Bunlardan birincisi "usul yönünden", yani yerel mahkemenin yaptığı eksik işlem gibi nedenlerden olabilir.
B) Esas yönünden: İkinci bozma şekli "esas yönünden"dir. Böyle bir bozma kararı verilebilmesi için 5. Ceza Dairesi'nin, sanıkların mahkum olduğu suçun niteliğini, daha fazla veya daha az cezayı gerektirecek şekilde farklı görmesi gerekir. Daire, ceza alan sanıkların aslında beraat etmesi gerektiği sonucuna varırsa da bozma kararı verir. Örneğin sanıkların suçunun "şike ve teşvik primi" suçu değil de başka bir suç olduğuna, çete suçunun işlenmemiş olduğuna veya hiçbir suç olmadığına karar verebilir.
3- BOZMA ESASA YÖNELiKSE
Yargıtay'ın bozması, esasa yönelikse bu kez Yargıtay'ın görüşü doğrultusunda yeniden karar oluşturur. Bu durumda dosya yeniden Yargıtay 5. Ceza Dairesi'ne gelir. Daire bu kez, "Tamam bizim dediğimiz gibi karar verilmiş" diyerek kararı onar. Mahkeme, sanıkları, savcıyı, şikayetçileri dinledikten sonra "Hayır benim ilk kararım hem usul hem de esas yönünden doğru" diyerek direnebilir de. Bu durumda dosya Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na gelir. Genel Kurul'un vereceği karar kesin ve bağlayıcı nitelik taşır. Karar usulden de esastan da bozulsa infaz aşamasına geçilmez. Yani tutuksuz sanıklar cezaevine konulmaz.
4- USULDEN BOZULURSA
Dosya yeniden yerel mahkeme olan İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gelir. Mahkeme, tarafları tekrar çağırır ve "Seninle ilgili karar şu nedenle bozulmuş. Ne diyorsun?" diye sorar. Aynı soruyu savcılığa da yöneltir. Mahkeme tarafları dinledikten sonra Yargıtay'ın bozma kararına uyup uymayacağına karar verir. Bozma kararına uymaya karar verir ise bozma nedeni her ne ise o doğrultuda karar verir. Usul eksikliği ise o eksikliği giderip eski kararını tekrar eder.
Editör: Haber Merkezi
