Prof. Dr. Hakan Kulaçoğlu, seçim süreci, aday ve çatı aday, yargıtay kararı, şike davası kararı, şike davası savcısının açıklamaları hakkında süreçleri etkileyecek açıklamalarda bulundu...

ÜÇ SEÇENEKLİ YOL HARİTASI BELİRLEDİK

Trabzonspor'u çok yakın takip ediyorsunuz. Sürecin önemli isimlerinden birisisiniz. Öncelikle ne planlıyorsunuz? Daha doğrusu hangi planın Trabzonspor'un reçetesi olacağını düşündünüz?

Trabzonspor'un 2013 Mayıs'ına göre sadece maddi değil manevi anlamda da çok daha zor durumda olduğunu gözlemlediğim için bu kez çok güçlü bir yönetim oluşturulması gerektiğini düşündüm ve bir mutabakat için 2 ay önce temaslara başladım. Üç seçenekli bir yol haritası belirledik. Tüm potansiyel adayları birleştirecek, onlara sembolik başkanlık yapacak bir isim ki buna çatı aday diyebilirdik. İkinci seçenek, potansiyel adayların bir araya gelerek kendi içimizden bir arkadaşın sembolik başkanlığında ortak demokratik bir yönetim örneği sergilemesiydi. Bu ikisi olmazsa da, en çok yol alan, şansı ve camiadaki kabulü en yüksek adayın başkanlığını desteklemek.

"AĞABEY" ADAYLAR SADECE KENT MERKEZİNDE KABUL GÖRÜYOR ZATEN İSTEKLİ OLAN DA YOKTU''

Şuan son durum ne? Çoğu zaman evdeki hesap çarşıya uymaz, bizim çarşı da durumlar çok karışık, planlarınızı uygulamaya geçirebildiniz mi?

Çatı aday için isim bulmak gerçekten zordu ve adı geçen "ağabey" adaylar sadece kent merkezinde kabul görüyor, ancak camia genelinde belli derecelerde tepkiyle karşılanıyordu. Zaten istekli olan da yoktu. Bence bu seçenek olmayacak, olursa da sağlıklı yürümeyecek. Tüm adaylar olarak ise henüz aynı noktada buluşamadık, zira herkesin kendince haklı kriterleri, yaşanmışlıkları, tereddütleri var. Ben sadece 284 oy almış bir aday eskisi olarak zaten bu kez talip değildim, ancak diğer adayların elbette gönlünde başkanlık koltuğu olabilirdi, sanırım oldu da. Hepsine saygı duyuyorum. Umarım kalan iki ayda bir mesafe almak mümkün olur. Görüşmeler devam ediyor; elbette sabit fikirler var ama iyi niyet de var. Ancak bugüne kadar mesafe alınamadığını itiraf etmek zorundayım. Sanırım eski adaylar içinde tek ayrı ayrı başkan adaylığını açıklayacak isimler olacak. Kaldı ki bugüne kadar bilinenler dışında da mutlaka başkanlık düşünen başka isimler vardır, deneyeceklerdir.

TRABZONSPOR'A BİR SİNSİLİK YERLEŞMİŞ... BU HASTALIKTAN MUSTARİPLER TEDAVİ KABUL ETMİYORLAR''

Yöntem anlamında hemfikir olduğunuz kişiler, gruplar var mı? Birlikte hareket ne derece mümkün sizce?

Teşhis ve çözüm noktalarında hemfikir olduğumuz çok kişi var ama yöntem konusunda yalnızlık çektiğimizi söyleyebilirim. Zira bizim gibi insanlar açık ve şeffaflar. Ancak Trabzonspor'a bir sinsilik yerleşmiş. Benim temas ettiğim kanaat önderi isimlerden bana bir kez olsun dönüp fikir teatisinde bulunan olmadı. Ancak bir yandan da gizli gizli çalışmayı sürdürüyorlar. Zira bu hastalıktan mustaripler ve tedaviyi kabul etmiyorlar. Allah selâmet versin. Kalan ömürlerini onurlu insanlar olarak yaşayabilmeleri için hep birlikte dua edelim. 

TRABZONSPOR'UN BİR BAŞKANA DEĞİL ÇOK İYİ BİR YÖNETİME İHTİYACI VAR

Hacıosmanoğlu yönetimine karşı, belki on belki de daha fazla gruplara bölünen Trabzonspor camiasının birleşmesi ve tek aday etrafında toplanması aylar öncesinden formulize edilmeye çalışıldı. Şuan tek aday olarak bilinen Celil Hekimoğlu bu isim miydi? Değilse Hekimoğlu'nun bu birleşmeyi sağlayabildiğini düşünüyor musunuz?

Tam bir birleşmeyi kimse sağlayamaz zaten. Bu ham bir hâyâl. Celil Bey ile üç bir yılda üç kez görüştük. Sonuncusunu geçen hafta yaptık. Bağımsız olarak adaylığını açıkladı ve bir yıldır çalışıyor. Mutlaka ciddi mesafe almıştır. Meselâ benim gözlemim iki ay öncesine göre çok daha iyi yerde. Hepimiz gibi onun da eksikleri var, artıları var. Ancak bu konudaki en doğru yanıtları önce kendisi, sonra da sandık verir. Trabzonspor'un bir başkana değil çok iyi bir yönetime ihtiyacı var. Şeffaf, demokratik, güvenilir, kentle barışık, Trabzonspor'un temel felsefesine ve vazgeçilmez değerlerine sıkı sıkıya bağlı. Başkan dediğiniz sadece bir insan. Neye gücü yetebilir ki?

SON ANDA ÇIKIP DA BÜYÜK ETKİ YARATACAK BİR İSİM YOK.. BAZI ADAYLAR VE ŞU ANKİ BAŞKAN 1 KASIM'I BEKLİYOR''

Son anda bir adayın çıkabileceği konuşuluyor? Sizce çıkacak mı?

Çıkabilir. Her zaman olabilir. Ancak son anda çıkıp da büyük etki yaratacak bir isim yok. Bu kesin. Kendini o durumda gören varsa bir hâyâl dünyasında yaşıyor demektir. Lâkin 1 Kasım önemli tabii. Şu an bazı adaylar ve bazı gruplar kendilerini kasmış bu tarihi bekliyorlar. Buna şu anki başkan da dahil. Zira Trabzon'un ve Trabzonspor'un tamamen siyasete teslim olduğunu, oyuncak haline geldiğini düşünüyorlar. Bakalım kent ve camia buna yine aynı cevabı mı verecek? Trabzonspor bizim bugüne kadar kurduğumuz en anlamlı cümle. Ona özne seçerken böyle hastalıklı yöntemleri kabul edemeyiz, etmeyeceğiz. Ben Trabzonspor'a hizmet etmek, yeniden bağımsız, onurlu, örnek ve başarılı bir kurum haline getirmenin mücadelesini veriyorum. Siyasi ikbal ya da diyet ile alakam yok, olamaz. Olanlar da artık bir kenarda dursun lütfen. 

ÇOK KISA SÜREDE ÜLKEDEKİ TRABZONSPOR İMAJINI DEĞİŞTİRME SÖZÜ VEREBİLİRİM

Sosyal medyada size karşı çok büyük bir teveccüh olduğunu söylemek mümkün. İnsanlar kurtuluş reçetesinin başına sizin isminizi yazıyor. Aday olmayacağınızı daha önce belirtmiştiniz ama siz bu camiayı bütünleştirebileceğinize inanıyor musunuz?

Ben salon adamı gibi davranabilen bir sokak çocuğuyum. Bu kentin sokaklarının çocuğu. Samimiyim, hakikiyim, ulaşılabilirim. Trabzonspor'u koşulsuz sevdiğim kadar sevilmem yaşamın doğal hediyesi Seçim ortamında bu camiayı bütünleştirebilme gibi bir iddiam yok. Sadece, bu kurumun tarihiyle, felsefesiyle, kaderiyle bütünleşik bir hizmetkârı olduğumu ifade edebilirim. Trabzonspor için bir şey yapma şansım olursa, insanları o doğrularda birleştirebileceğimi düşünüyorum. Çok kısa sürede ülkedeki Trabzonspor imajını değiştirme sözü verebilirim. Başlangıç için fena sayılmaz değil mi?

TRABZONSPOR'UN HAKKININ TESLİM EDİLMESİNİ ENGELLEYEN KİŞİ BELLİDİR. TRABZON'DAKİ UZANTILARI DA BÜYÜK ZAN ALTINDADIR. ADLARI NE OLURSA OLSUN.  

Şike davasındaki verilen beraat kararı Trabzonspor'un haklı mücadelesine vurulan en büyük darbelerden birisi oldu. Siz konuyla ilgili bir açıklama yaptınız ve "Tarih; şike suçunu ve Trabzonspor’un hakkının nasıl gasp edildiğini çok net ve silinemez bir şekilde yazmıştır" diyerek aslında sürecin bitmediğini ifade ettiniz. Bundan sonra Trabzonspor yönetiminin ve camianın nasıl bir yol izlemesi lazım? Son olarak davanın savcısı Mehmet Berk'in açıklamaları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Dediğim net ve doğrudur. Davanın savcısı da bunu yineledi. Zira doğruları en iyi o biliyor. Savcı cemaatçiymiş, değilmiş, beni ilgilendirmez. Bakın ben size biraz uzun ama çok net bir laiklik tanımı yapayım. O kendini Atatürkçü, cumhuriyetin kalesi gören aymazlar da okusun: Bir ülkede cumhurbaşkanı sünni, başbakan alevi, içişleri bakanı katolik, adalet bakanı ortodoks, savcı protestan, hakim budist, polis zerdüşt, sanık ateist, mağdur deist, medya agnostik olabilir. Mesele, suçun olup olmadığıdır. Suç varsa, bunun ötesinde bir siyasi ya da dünya görüşü analizi yapılamaz. Saçma olur. Kimseyi kandırmazsınız. Beraat dedikleri şey, delillerin geçersizliği kararıdır. Zira o delillerle şikecileri beraat ettirecek hakim daha yetişmemiştir, yetişmesi de mümkün değildir. Ayrıca ceza davasındaki bu siyasi müdahale spor yargılanmasını zerre kadar etkilemez. Trabzonspor'un hakkının teslim edilmesini engelleyen kişi bellidir. Trabzon'daki uzantıları da büyük zan altındadır. Adları ne olursa olsun.  

"Yargıtay Trabzonspor'un düzeltme talebi ile ilgili kararını açıkladı" denildi ama Trabzonspor yalanladı. Hem de çok sert ifadelerle... Karar çıktı mı? Sizin bilginiz var mı? Trabzonspor'u bu anlamda sizce nasıl bir süreç bekliyor? Ayrıca Trabzonspor'un "seçim süresi" konusunda mahkemelerde uğraşmak zorunda kalması ne kaybettirdi, ya da kazandırdı?

Bir kere... Karar çıksa da çıkmasa da Trabzonspor kongreye gidecek. Tarih fazla değişmez. Aldığımız güvenilir bilgiler, çıktığı yönünde, ancak henüz yazılmadı. Bu konudaki gerçeği merak edenler, benim ve Trabzonspor'un mevcut başkanının son yıllardaki demeçlerindeki isabet oranına ve güvenilirlik düzeylerine bakabilirler. Başka delile gerek yok.

Kaynak / habercuk.com

 
Editör: Haber Merkezi