Süper Lig’de tarihinin en zor günlerinden  birini yaşayan Trabzonspor,  23. hafta sonunda topladığı 27 puanla 14 sırada yer bularak küme düşme hattının hemen üzerinde yer alıyor. Sezona şampiyonluk umuduyla başlayan Bordo-Mavililer herkesçe malum sebepler sonunda zirve yarışından kopmakla kalmadı, doğrudan tepe taklak olarak dibe vurdu.
Allah’tan dipteki takımlar da içeride dışarıda ha bire yeniliyor.
Yoksa durumumuz çok daha vahim olacaktı.
Böyle bir durum tespitinden sonra şunu da söylemeden geçmeyelim.
Süper Lig’in en kötü futbolunu oynayan iki takımdan birisidir Trabzonspor.
Diğeri de Galatasaray’dır.
Küme düşmeyi neredeyse garantileyen Mersin İdmanyurdu ise hem bizden hem  de Galatasaray’dan bu yönüyle daha iyi durumdadır.
En azından yenilirken savaşıyorlar..
Teslimiyetçi bir görüntü çizmiyorlar..

***

Böyle bir girişten sonra  şunu  da belirtelim ki;  buna rağmen  daha önce de  defalarca yazdığımız gibi bu saatten sonra Trabzonspor’un asıl sorunu saha sonuçları değildir.
Bugün yenilirsin, yarın yenersin..
Yapılması  gereken ilk iş; “Biz ne yaptık ki, ikinci olduğunda bile antrenörünü başarısız bulup kovduğumuz Trabzonspor’u bu hale getirdik?” sorusunun cevaplarının bulunmasıdır.
Bu cevapları bilenler halen hayattadır.
Hiç komplekse kapılmadan,  yaşanan gerçekleri, var olan bilgileri  kendi düşüncemizle harmanlayıp bir an önce  bir yerden başlamak gerekir.
Yok eğer,  biz değil de illa da ben düşüncesiyle  davranıp, pansuman tedbirlerle  durumu kurtarmaya çalışırsak, çok uzak olmayan bir vakitte  bu hasta, organ nakliyle bile ayağa kalkamaz duruma gelir..

***

Bildiğim  kadarıyla şu sıralar tüzük tadilatı çalışmaları yürütülmektedir.
Bu büyük bir fırsattır.
İlk önce yapılması  gereken uyulması  kesinlikle  zorunlu bir ‘Trabzonspor Anayasası’ hazırlamaktır.
Bu anayasada, kulübün transfer politikasından , yönetimlerin mali  harcamalarına..
Kadronun oyuncu yapısının nasıl olacağına..(Örneğin  26 kişilik kadronun  kaç tanesi Trabzonlu oyuncu olacak, alt yapıdan her yıl kaç oyuncu alınacak, Trabzon doğumlu olmayan ama Trabzonspor formasının gerektirdiği  anlayışla mücadele edebilecek kaç yerli futbolcu olacak ve yabancı oyuncu transferinde nasıl bir politika izlenecek)
Ayrıca kulüp üyeliğinden, taraftar politikasına, basınla ilişkilere kadar en ince detaylar kaleme alınmalı Trabzonspor’un geleceği yönetimlerin kişisel tasarruflarına bırakılmamalıdır.
Bunlar hayata geçirilmedikten sonra Ali yapmaya, Veli bozmaya devam eder, bir süre sonra da ortada Trabzonspor gibi bir Trabzonspor kalmaz..
Bizler de çocuklarımıza, torunlarımıza “Siz bakmayın bugünkü haline, bu takım bir zamanlar efsaneydi, şöyleydi, böyleydi” diyerek  hikayeler anlatmaya devam ederiz..
Sayın Muharrem Usta ve yönetiminin asıl ve büyük başarısı tez elden bir Trabzonspor Anayasası hazırlatmak  olacaktır.
Yoksa, dün Hacıosmanoğlu’nun, bugün  Usta’nın, yarın Hekimoğlu’nun, öbür gün bir başkasının fotoğrafları kulüpteki  ‘Trabzonspor’un başkanları’ panosuna asılır ama, değişen hiçbir şey olmaz.
Camia,  ‘Maziye bir bak’ şarkılarıyla avunur durur!
Editör: Haber Merkezi