Değerli okuyucularımız, bugünden başlayarak her hafta salı günleri Sonnokta Gazetesi’nin sizlere seslenme olağanını tanıdığı bu köşeden yazacağım.

Elbette Sonnokta ailesine teşekkür ederek başlamak isterim.

Sizlere bölgemizin ve Ordu ilinin siyaset, sanat, kültür ve özellikle de en önemli tarımsal ürünü fındığın sorunları çözümleri konularında yazacağım.

Siz değerli okuyucularımızda öneri, görüş ve eleştirileri bizlerin en güvenilir yol göstericisi olacaktır diye düşünüyorum.

Bugün konumuz bölgemizde su sıkıntısı olur mu?

Tarımsal ürünlerimiz için oluşabilecek kuraklıklardan ortaya ne gibi hastalıklar ya da zararlı böcekler çıkabilir.

Bakınız bu sorulara en güzel cevapı bizim için kıymetli bir bilim adamı Trabzon'un da gururu Sayın Porf. Dr. Mikdat Kadıoğlu hocam şöyle demişti.

Bu aylar aslında her ürünün mevsim sonu gibi yağışlarında sonu olduğunu, hatta bu aylardan itibaren yağışların olabilceğini yani yağmur hasatının bu aylardan sonra oluşabilceğini anlatmıştı. Bunların yanında bir konuya çok dikkat çekmek istiyordu, “Yer altı sularına sahip çıkmalıyız” diyor.

Yer altı sularının stratejik sular olduğunu bölge halkının yer altı ve yer üstü sularına sahip çıkması gerektiğini ve yeraltı sularının stratejik sular olduğu önemle altını çiziyordu.

Bu konuda da çok ilginç bir yaşanmış tarihi anlatmıştı.

1815 yılında Endonezya’da volkan patladı. O kadar büyük volkan patlaması oldu ki, bunun külleri atmosferde stotesstfore yayıldı ve orada kaldı. 1815 takip eden 1816 yılında dünyada hiç yaz olmadı. Bütün bir yıl boyunca kar yağdı. İnsanlar donmuş suyu içemedi. Tek kullanılan su yer altı sularıydı. Böyle afet veya acil durumlarda yer altı suları ne denli önemli olduğunu kesinlikle anlamak ve anlatmak zorunda olduğumuz söylemişti.

Peki sadece o mu?

Uzun süreli yağmayan yağmurlar, bilinçsizce kullanılan yeraltı ve yer üstü suları, tarım arazilerinde ve büyük fabrikalarının hoyratça kullandığı suların getirildiği bir kuraklık.

İş sadece kuraklıkla kalsa iyi daha kötüsü kuraklığın getirdiği hastalık ve zararlı böceklerin istilası bunlardan birine örnek vermek gerekirse kene, sebze meyve ve fındıkta görülen en son istanbul da çok fazla şekilde orataya çıkan sınıfla tehlikeli böcek olan bütün bir ağaçı sebze meyveyi kurutan kahverengi kokarca, kısacası bizlerde bu pandemi süreci ile birlikte gördüğümüz doğaya ve tabiata ne denli sahip çıkma mecburiyetimiz olduğudur.

DÜNYADA EN İLGİNÇ HAVA TAHMİNİ
Bütün teknoloji rağmen günümüzde en doğru hava tahminlerinin geçerliliği iki haftayla sınırlıyken Perulu çiftçilerin yıldızlara bakarak üç ila dokuz aylık tahminleri nasıl doğru çıkabiliyor?

Bakınız; Peru’da patates çiftçileri 1600’lerin başından beri haziranın sonunda dağlara çıkarak dokuz aylık hava tahmini yapıyor. Bu hava tahminlerinde başarı oranı çok ama çok yüksek.

Evet, Güney Amerika’daki And Dağları’nda çiftçiler haziran sonlarına doğru gecenin bir yarısında iklim tahmini yapıyor. Perulu patates çiftçileri zirvelerde şafak sökmeden hemen önce sadece Pleiades isimli bir yıldız kümesinin (Süreyya Takımyıldızı) varlığını gözlemek için kuzeydoğuya bakıyor.

Eğer Pleiades parlaksa, ekim-mart arasındaki yağışlı mevsim, yani gözlemden sonraki üç ila dokuz ayı kapsayan dönem çok yağışlı geçecek demek. Bu, gelecek sonbahardaki patates hasadının iyi olacağı anlamına geliyor.

Pleiades sönük ve az sayıda yıldızıyla belirmişse, çiftçiler normalden kurak koşulları, dolayısıyla da zayıf bir patates hasadını öngörür. Bu durumda çiftçiler, normal ekim dikim takvimlerini ve ekeceği ürünü değiştirme yoluna giderlermiş, geçmişte büyüklerimizde bunları aylara bağlamış ona göre hazırlık yaparlarmış onlarda bakınız: Zemheri-Ocak, Güçük-Şubat, Mart-Mart, Abrul-Nisan, Mayıs-Mayıs, Kiraz- Haziran, Orak-Temmuz, Ağustos-Ağustos, İlkgüz- Eylül, Ortagüz-Ekim, Songüz- Kasım, Karakış-Aralık.