Peki, şimdi bu yazıyı iyi okuyun, ahmaklığın gereği yok.

Hıristiyan Dünya aleminin top yekûn Libya’dan beri başlatılan “Arap baharları harekâtı” ile tüm İslam alemini  imha planı sınırlarımıza kadar başarı ile uygulandı.

Değil mi?

Irak’tan Libya’ya kadar tüm İslam ülkeleri berhava oldu, halkı perişan durumda. Suriye’de başlatılan iç savaşın da esas hedefi en ufak şüpheniz olmasın “Türkiye idi.”

Türkiye’de iç savaş planları tutmayınca 15. Temmuz’la iç siyasetin aptal köşe kapmaca şehveti bu konuya alet edildi. İçimizdeki hamasi siyasi düşmanlık kullanılmaya çalışıldı, fakat başarılı olunamadı. Şimdi de Suriye’de silahlı güçlerimiz ile başlatılan “Felaketi kalemizden uzak tutmak harekatı” başarı ile devam ederken içimizden bazı kıt akıllılar bilerek veya çoğu bilmeden “Türkiye’nin Suriye’de işi ne burası bir bataklık” diyerek hem kamuoyunun hem de canları pahasına mücadele veren silahlı güçlerimizin morallerini bozmak için adeta düşman 5. kol harekâtına destek verecek şekilde geveleyip duruyorlar.

Dikkat edin!

Dünya bir İslam servis yemeği pişirmiş bunun en iştah açıcı menusunda Anadolu-Türk yemeği var. Fakat bu yemek Suriye Fırat kalkanı harekâtı ile boğazlarında kaldı. Bazı kafalar bundan beş yıl önce Erdoğan liderliğinde sürdürülen Barzani, Şivan Perver ve bazı PKK sempatizanı Kürtçülük harekatlarını güya sempati ile kucaklarken içeride düşmanlarını oyalayıp savunma sanayiindeki atılımları yaptığını orduya  top yekûn harekât için zaman kazandırdığını anlayamadılar.

Türkiye’ye uygulanan ekonomik saldırılar, ambargoların gayesi Türkiye’yi bu harekâttan engellemek ve sözde “Büyük İsrail(!)” projesini gerçekleştirmekti.

Fakat Türk’ün aklı bunu yemedi. Ne yazıkki içimizdeki bazı kıt akıllı muhalif kanat siyasi şehvet saiki ile bunları göremedi.

Evet dış baskıların çaktırmadan sürdürdüğü tüm provokatif harekâtların bir kısmı başarılı oldu. Ekonomik olarak bizi bir sürü sıkıntılara soktu. Bundan vatandaş olarak bizler de hep etkilendik. Fakat unutulmasınki bunlara katlamazsak bizi bu adamlar lime lime edip yok edecekler. Ne ekonomi, ne asker, ne polis, ne halk kalmayacak. Türkiye ile ABD’nin müttefik olduğunu zannedip inanan var ise bunlar da zır aptal ya da bilerek vatan hainidir.

Bu sözde dostluk iki ülke arasında adeta bir dama oyunu mesabesindedir. Uyuyan geleceğini kaybedecektir. Türkiye esasen Irak’ta askerlerimizin başına çuvalın geçirildiği gün o zaman resmen uyanarak ABD ile yollarını ayırmıştır.

Siz, zannediyor musunuz ki ABD Türkiye ile istediği gibi oynuyor.

Hayır, gözünüzü açın kendinizi küçük görmeyin. Esasen Türkiye ABD ile oynuyor.  Trump da bunun farkında fakat el mahkûm, gücü yetmiyor. Ama bazılarınız “Yok ABD bize müsaade ettiği kadar biz harekât yaptık, yok onlar izin verdi” gibi kompleksif mülahazalarla kendiniz küçük düşürmeyin. Gün akıllı ve cesur olma günüdür. Kendinizi küçük görmeyin, projelere alet olmayın, Atatürk’ün “Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur” sözünü de unutup yabana atmayın. Atatürkçülük lâfla değil icraatla olmalıdır.