Tamam Karaboğa’mız Ünal Karaman, eyvallah.

Tamam bizim kendi değerimiz Karaman, eyvallah.

Tamam gerçek Trabzonsporlu, eski bir futbolcumuz Ünal hoca, eyvallah.

Tamam sahip çıkmamız gerek hocaya, eyvallah.

Tamam, ilahlar istedi diye Ünal Karaman’ın kellesini vermeyiz, buna da eyvallah.

Şu yukarıda yazdıklarımın hepsine, bizlerde tamam deyip eyvallah diyoruz. Ancak bizimde Ünal Karaman’a söyleyecek birkaç cümlemiz olacak.

Yahu hocam.

Rakip Bursaspor zatıâlinize telgraf çekti, çektiği telgrafta size uyarıda bulundu.

Ne yazıyordu çekilen telgrafta, “Sevgili Ünal hocamız, önlemini al, oyuna müdahale et, yoksa gol atacağız” yazıyordu.

Size çekilen telgrafa bırakın ses vermeyi, dönüp tarafına bakmadınız bile!

Bu kez rakip Bursaspor ivedilikle telefon görüşmesi talep etti sizden.

Hani eski yaşanmışlıkların hatırı var ya, ne yapsınlar sizleri üzmek istemedikleri için zatıalinize ulaşmak istediler…

Bu görüşmeyi de görmezden gelip ret ettiniz!

Ve sonunda karşı tarafın bütün uyarılara rağmen gol geldi.

E ne oldu şimdi?

Yahu hocam oyunun üçüncü periyodunda, Bursaspor yüzde yüzlük gol pozisyonları yakaladı.

Yeşil-Beyazlı oyuncuların beceriksizliği mi diyelim, Onur gününde miydi diyelim, onlar adına şanssızlık bizler adına şans mı diyelim, yakalanan gol pozisyonlarını gole dönüştüremediler…

Siz durum böyle olmasına rağmen, bizler gibi sadece kenardan oyunu seyretmekle kaldınız.

Gol herkesin anlayacağı görüntüyle geliyorum diyordu.

Üstelik haberini de veriyor, siz yine de oyuna müdahale etmiyorsunuz.

Veya edemiyorsunuz.

Şuan kalkıp, giden iki puan için kimi suçlayalım hocam?

Hadi sahip çıkılmaya devam edilsin size.

Zira Burak Yılmaz’ı oyundan aldığın vakit, taraftarlar sizden yana tavrını koydu.

Peki bu böyle nereye kadar devam edecek?

Üç maçtır, kolay rakipler karşısında galibiyet alamıyor takımın.

Bunun sorumlusu kimdir hocam?

Bak İstanbul takımlarının hali pür perişan.

Hepsi yad elleri oynuyor!

Gel de kaçan 6 puana yanma şimdi?

Bu sezon şampiyon olmamak için hiçbir neden, mazeret olmamalıdır, sevgili hocam.

Şampiyonluk ibresi Trabzonspor’u göstermesine rağmen, siz ibreyi ters yöne çevirme uğraşı içerisindesiniz?

Size bu ligin iyi teknik adamıyım demeniz için bundan büyük daha nasıl bir fırsat gelir?

Sizde teknik adamlığınızı şampiyonlukla taçlandırmanız için bütün Anadolu takımları size çalışmaktadır hocam.

Siz sanki ben başarılı olmak istemiyorum modundasınız!

Hocam şapkanızı önünüze koyunuz, kendinizle şöyle uzun uzadıya bir hesaplaşma yapınız.

Belki böyle hesaplaşmanız, sizin ileride verecek olduğunuz kararlara daha sağlıklı bakmanızı sağlayacaktır.

Burak Yılmaz’ı dosta düşmana karşın, bakın ben oyundan alırım düşüncesi ile dışarı almışsan, bana göre büyük yanlış yapmışsındır.

Burak bu görüntüsüyle, hazır değil.

Burak kötü oynuyor bunu hepimiz kabul ediyoruz.

Ancak bir gerçek var oda şu, ne Burak’sız oluyor, ne de Burak’la.

O nedenle bunun hesabını kitabını iyi yapmalısın.

Oynatsan bile, dışarı alırken, Burak’ı onure edip oyundan almalısın.

Adam oynasa da oynamasa da, çuval dolusu paraları alıp götürüyor.

En azından Trabzonspor’da, dolayısıyla oyunda kaldığı sürece, Burak’ın etinden, sütünden, kemiğinden faydalanmayı bileceksin.

Yaşanacak Burak Yılmaz krizini ne sen kaldırabilirsin, ne de Burak Yılmaz.

Eninde sonunda testi bir taraftan kırılacaktır.

Son sözüm hocam, tartışılıyorsunuz haberiniz ola, krediniz dibe vurdu.

Ekonomik krizle, kredinizde biterse, vedalaşmanız kaçınılmaz olacaktır Trabzonspor’la.