2019 yılı Ramazan ayı boyunca siz değerli okuyucularımıza her gün bu satırlarda dini mesajlar vermeye devam edeceğiz. Bugünkü konuğumuz Ortahisar İlçesi Vaizi  Ahmet Yakuphan...

KUR’AN’IN SUNDUĞU MUTLULUK FORMÜLÜ
Yüce Allah bizlerden hem dünyanın hem de ahiretin güzelliklerine talip olmamızı istemektedir. Bakara suresi 201. Ayette “Onlardan,Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi ateş azabından koru” diyenler de vardır”  buyrulur.

Kur’anı Kerim bizim için karşılaşacağımız her türlü sorunun çözüm adresidir. Kur’an’ın mucizevî yönü her asra hitap ediyor olmasıdır. Sadece cennetin yolu değil, dünyevi mutluluğun şifresi de kur’an’dadır.

Bugün çoğu insan huzur ve mutluluğu para ve zenginlikle elde edileceğini düşünüyor. Hâlbuki tek başına maddi imkân mutluluk için yeterli değildir. Etrafımızda zengin olmuş fakat mutluluğu elde edememiş, psikolojik desteğe muhtaç nice insanlar vardır.

Günümüzün en büyük sorunlarından birisi de strestir. Uzmanlar ikaz ediyor. Birçok hastalığın kaynağının stres olduğunu söylüyor. İyi de nasıl stres olmayalım. Çözüm nedir? Çözüm Kur’an da. “Ey iman edenler! Sizi hayat verecek şeylere çağırdıklarında Allah ve resulünün çağrısına uyun” (Enfal suresi, 24)

RAMAZAN 3 TRABZON
İMSAK ​03.22 GÜNEŞ 05.05 ÖĞLE 12.23 İKİNDİ 16:16 
AKŞAM 19:31 YATSI 21:06

İslam insanları mutlu kılmak içindir. Kur’an’ın sunduğu mutluluk formülü şu üç ilkenin yaşanmasıdır

1- Esbaba Tevessül; Müslüman’ın, yapacağı işlerde zahiri sebeplere sarılması, alınması gereken tedbirleri alması, çalışıp çabalaması demektir. Çünkü “İnsan için ancak çalıştığı vardır” (Necm suresi. 39)

Bu ilkenin daha iyi anlaşılması bakımından örnek verecek olursak, fakirlik veya hastalık kişi için mutsuzluk sebebidir. Müslüman öncelikle fakirlikten kurtulmak için mücadele eder. Sevgili peygamberimiz (sav) “Çalışan Allah’ın sadîkidir (dostudur)” buyuruyor. Hastalandığı zaman tedavi yollarına başvurması da dini bir vecibedir. "Allah Teâlâ hastalığı da ilacı da indirmiştir. Ve her hastalığa bir ilaç var etmiştir. Öyleyse tedavi olun. Ancak haram olan şeyle tedavi olmayın." [Ebu Dâvud, Tıbb 11, (3874).]

2- Hakka Tevekkül; Hedefe ulaşmak için gerekli olan maddi ve manevi sebeplerin hepsine başvurduktan sonra Allah’a dayanıp güvenmek ve işin sonrasını Allah’ın takdirine bırakmak demektir. "Bir kere de karar verip azmettin mi, artık Allah’a tevekkül et, (ona dayanıp güven). Şüphesiz Allah, tevekkül edenleri sever" (Ali imran suresi. 159)

Her şey Allah’ın dilemesiyle olur. Kul sadece kendi çalışmasıyla başarı elde edemez. Fakirlikten kurtulmak veya hastalıktan şifa bulmak ancak Allah dilerse müyesser olur. Öyle ise yaratıcısına tevekkül eden mümin mutluluk yolunda ikinci eşiği de geçmiş olur.

3- Kazaya Rıza; Yani Bütün imkânları seferber edip tevekkül ettikten sonra sonuca razı olmak, şayet bir başarısızlık söz konusu ise, fakirliğin veya hastalığın devam etmesi gibi, bu sonuca gönül koymamak, vardır bunda da bir hayır diyebilmek, Allah’ın takdirine razı olmak demektir. Yunus Emre ne güzel diyor.

Hoştur bana senden gelen                         Gerek ağlat, gerek güldür

Ya hil'at-ü yahut kefen                                Gerek yaşat gerek öldür

Ya taze gül, yahut diken                             Aşık Yunus sana kuldur

Kahrında hoş lütfün da hoş                       Kahrında hoş lütfün da hoş

İşte bu üçlü formül her derde devadır. Sadra şifadır. Stresin panzehiridir. Huzur ve mutluluk vesilesidir.

"Yeryüzünde vuku bulan veya başınıza gelen hiçbir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce bir kitapta yazılı olmasın. Kuşkusuz bu Allah’a göre kolaydır. Kaybettiklerinize üzülmeyesiniz ve O’nun size verdikleriyle şımarmayasınız diye (böyle yapmıştır). Allah kendini beğenen, böbürlenen hiç kimseyi sevmez" ( Hadid suresi, 22-23 )

Yüce Rabbimiz gerçek huzuru, İslam’ın sunduğu mutluluğu tatmayı cümlemize müyesser eylesin.

Editör: Haber Merkezi