KTÜ Rektörü Prof. Dr. Süleyman Baykal, Teknoloji Transfer Ofisi’nden bahsetmiş ve bu ofisin bugün birçok paydaşıyla birlikte Türkiye’nin kalkınmasına teknolojik ve akademik destek sağladığını vurgulamış.

***

Tamam; Teknoloji Transfer Ofisi bu bağlamda belki önemli görev üstleniyor ancak söz teknolojiden açılınca Rektör Baykal biraz daha seçici konuşmalı.

Çünkü Baykal’ın rektörlük makamında oturduğu üniversitenin teknolojiye bayraktarlık yapacak fen bölümlerini tercih eden öğrenci sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor artık.

***

Halen, kimya bölümünde beherde su kaynatılıyor, biyoloji bölümünde kurbağa bacağı kesiliyor, fizik bölümünde de terazide kütle tartılıyor.

Eloğlunun ikametini uzaya taşıdığı bir dönemde!

***

Halen, milenyum öncesi alınan ödeneklerle birlikte fen laboratuvarlarında mucitlik oynanıyor.

Ama çoğu kağıt üzerinde kalıyor, vücut bulamıyor.

***

Halen, KTÜ Tıp Fakültesi’nde tedavi gören kanser hastaları inim inim inlerken üniversitenin yanlış yönetimi sonucu yaşadığı mali kriz ile bu hastalığın seyrini görmeye yarayan PED cihazı bile üniversitenin elinden gitmiş durumda.

Eloğlunun kanserin ilacını dahi bulduğunu iddia ettiği bir dönemde.

***

KTÜ Tıp Fakültesi’nde ameliyat olacak hastanın yakınından ameliyat ipinin istendiğini de ayrıca belirtelim.

Kriz ayyuka çıkmış yani; teknoloji hak getire. Hem de, sağlıkta devrim yapıldığı iddia edildiği bir ülkede.

***

KTÜ’de yaşanan bu gerçekleri görmezden gelen Rektör Baykal teknolojiden övgü ile bahsetmek yerine keşke o teknoloji ile sadece transfer ofisini değil de tüm yerleşkeyi buluşturabilse.

Keşke!