Trabzon ne çektiyse; kaderini bu şehirde yaşayanların değil de şehrin dışındakilerin tayin etmesinden çekti.

Ve yine aynı senaryo gündemde.

Bakıyoruz ki; hayatını şehir dışında idame ettirip şehre yılda belki de bir gün dahi uğramayanların verdikleri fikirle birlikte Trabzon’a Büyükşehir Belediye Başkan Adayı tayin edilmeye çalışılıyor.

***

Yıllardır görevde olup vaatlerini yerine getiremeyen ve ele avuca gelir bir icraatı olmamasına rağmen yine Başkan Gümrükçüoğlu’nun ismi gündeme taşınıp aday gösterilmeye çalışılıyor.

Trabzon’un sorunlarını bilmeyen, şehri teneffüs etmeyen, sokakta vatandaşı dinlemeyenler sayesinde aynı isim başkentte pompalanmaya devam ediliyor.

Daha önceki yıllarda yapılan yanlış yeniden sahneye konulmaya çalışılıyor.

***

Ancak; şehir dışından, şehre başkan adayı tayin etmeye çalışanlar yerel yönetimlerin başındaki isim Mehmet Özhaseki’nin açıklamalarını okumamış veya dinlememişler anlaşılan.

Ne diyor Özhaseki, “O şehri en iyi kim tanır, bu işi en iyi kim yapar, en ehliyetlisi kimdir; buna bakıyoruz.”

Şehri bilen, şehri yaşayan, vatandaşla iç içe olan ve işi kim iyi yapacaksa onlar dinlenecek, görev de öyle bir isme verilecek yani.

Özhaseki ayrıca, “Biraz da adayımızın yüzü gülsün, kapısı açık olsun istiyoruz. Kimi insan buna müsait olmayabilir, kötülüğünden değil, içe kapanıktır mesela. Ama lütfen o arkadaşlar belediye başkanlığına aday olmasınlar” diyor.

Kısacası Özhaseki, Trabzon’da kimin aday olamayacağını açıkça işaret ediyor.

Bunu anlamamak için ahmak olmak gerek.

***

Boşa kürek çekmeyin.

Bırakın, Trabzon’u bu şehirde yaşayanların fikirleri ve bu şehirde yaşayanların icraatları şekillendirsin.

Geri kalanlar bir zahmet elini de ayağını da bu şehrin üzerinden geri çeksin.

KÜLTÜRÜ DEĞİL KOLTUĞU KORUYANLAR
Trabzon Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu, Pazarkapı’da yapılan kentsel dönüşüm projesi kapsamında ortaya çıkan taş kemer menfez olarak değerlendirmiş.
Böyle olunca da şehrin önemli tarihi mirası çöple eş değer biçilip korumaya değer görülmemiş.

***

Gerek kültürel arşivlerde, gerekse tarihi belgelerde bu yapının köprü olduğu çok açık şekilde ortada iken alınan bu karara anlam vermek imkansız.

Uzman görüşlerine göre yapının Osmanlı döneminden kaldığı birçok belge ve bilgi ile açıkça kanıtlanabiliyor.

Bunun da ötesinde, yapılacak adil bir teknik inceleme sonucunda kalıntının tarihi gerçekliği de ortaya çıkar.

***

Ancak; adı Trabzon Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu olan kurul olaya böyle bakmıyor.

Veya bakmak istemiyor!

Oradaki tarihi kalıntı için ‘köprü değil de menfez’ diyorlar.

İşin en komik yanı; aynı kurula, ‘Peki, menfez ne zaman yapıldı?’ diye sorulduğunda da, ‘Bilmiyoruz, herhalde 100 yıldır’ cevabını veriyorlar.

Olayın her yanı tutarsızlık yani.

Karar rapora menfez olarak işlenince de tarihe ışık tutacak yapının yıkılmasının önü açılıyor.

***

Uzun lafın kısası, şehirdeki kültür varlıklarını koruma adına göreve soyunanların verdiği raporla şehrin tarihi hiç/linç ediliyor.

Trabzon’un tarihi derinliği için değil de, aynı bölgede uygulamaya koyulan dönüşüm projesinin sekteye uğramaması adına mücadele veriliyor.

Demek ki; hazırlanan bu raporla bir şehrin kültürünün korunması adına hizmet vermesi beklenenler sadece kendi koltuklarını koruyor. Ne şehir ne de tarih, bir koltuk kadar değer görmüyor.