SONNOKTA SELAY SAYKAL - Gümüşhane'de, Dumanlı köyü sınırlarında yer alan Taşköprü Yaylası'nda yasal izinle yapılan kazıda Dipsiz Göl'ün yok olmasının ardından tartışılan define arama yönetmenliği değiştirildi. Yeni yönetmelikle 100 metrekare olan define arama sınırı 50 metrekareye düşürülürken karasal ortam dışındaki göl, dere ve denizlerde kazı yapmak yasaklandı. Ayrıca, define araması yapmak isteyenlere Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu alma zorunluluğu getirildi.

HER TÜRLÜ ZARAR...
Yasal izinle yapılan kazıda Dipsiz Göl'ün yok olmasının ardından tartışılan define arama yönetmenliği değiştirildi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca yapılan değişiklikle, define arama koşulları sınırlandırıldı. Başvuru sürecinde, define araması yapacaklara noter tasdikli muvafakatname ve Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu alma şartı getirildi. 100 metrekare olan define arama sınırı 50 metrekareye düşürülen yönetmenlikte, karasal ortam dışındaki göl, dere ve denizlerde kazılar yasaklandı. Define aramasında çıkan kalıntılar ise kültür varlığı müzelere, define ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nca Hazine ve Maliye Bakanlığı'na teslim edilecek. Aralıksız ve en fazla 15 gün sürecek aramalar sırasında, çevre sakinlerinin can ve mal güvenliği define arayıcısı tarafından sağlanacak. Ayrıca aramalar sırasında definede ve kazı sahasında doğacak her türlü zararın sorumluluğu define arayıcısında olacak.

KISITLAMALAR KATKI SAĞLAYACAK
Karadeniz Teknik Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Ertan Düzgüneş, önceki yönetmelikteki problemin, farklı kurumların kendi içindeki yönetmeliklerin uygulanmasından doğan farklılıklardan doğduğunu söyledi. Düzgüneş, “Zaten Dipsiz göl olayında yönetmeliğin izin verdiği alandan fazla bir kazı yapılmıştı. Yeni yönetmelikle birlikte alan genişliği 50 metrekareye, derinliği 10 metreye düşürüldü. Kısıtlamalar doğal ekosistemin tahrip edilmemesi noktasında katkı sağlayacaktır” dedi.

YÖRE HALKI DAHA FAZLA SORUMLULUK ALMALI
Ekonomik kaygılar yüzünden doğal ve tarihi alanların define avcıları tarafından tahrip edildiğini kaydeden Düzgüneş, “Bunun engellenmesi için yasal caydırıcılığın nitelikli olması gerekiyor. Doğu Karadeniz’in yapısı dağlık ve engebeli olduğu için kolluk kuvvetleri ve yetkililerin her yerde olma şansı yok. Bu alanlar dağınık halde olduğu için hem tespit, hem de müdahalede zorluklar yaşanıyor. Yetkili kurumlardaki görevli personelin sayısının artırılarak, yöre halkının daha fazla bilinçlendirilmesi gerekiyor. Devletin olmadığı yerde yöre halkı buralara sahip çıkmalı ve korumalı, daha fazla sorumluluk almalı. Ne olursa olsun doğaya muhtacız ve bunu koronavirüs sürecinde çok daha iyi gördük. Salgınla birlikte apartmanlarda yaşayanlar doğaya, yeşile, bahçeli evlere, yöneldi. Doğanın sunduğu sonsuz nimetlerin herkes tarafından bilinip, koruma kullanma dengesi gözetilmesi ekonomik kaygıların ikinci planda tutulması lazım. Doğanın bize sağlayacağı faydaları ekonomik rant adına geri planda bırakmamalıyız” sözleriyle anlattı.

Editör: Haber Merkezi