Trabzonspor’un kamp yaptığı yeri görünce aklımıza bu soru düştü: Karadeniz'de spor turizmi niye olmasın?...

Sonnokta Yazı İşleri Müdürü Ali Yahya Öztürk, "Karadeniz'de spor turizmi hayalim" adlı yazısında Trabzonspor'un yeni sezon hazırlıklarını sürdürdüğü Slovenya'nın Kranjka Gora kasabasından Karadeniz'de yüz tane olduğunu kaleme aldı.

BÖLGENİN ADI YOK
​2019 yılının Ocak ve Nisan ayları arasında bin 500 futbol takımını ara kamp döneminde ağırlayacak olan Antalya’da şimdiden 157 tesiste doluluk yüzde 100’e ulaştı. 20 farklı ülkenin süper lig ve alt liglerindeki takımları ağırlayacak olan Antalya’da 100 milyon doların üzerinde bir gelir hedefleniyor. Dünyada spor turizmi geliri 200 milyar, Türkiye’de ise 1 milyar, Karadeniz’de ise sıfır.

800 RAKIMLI KASABA
Trabzonspor yaz kampını Slovenya’nın en ünlü dağ yerleşimi olan Kranjska Gora’da yapıyor. 2 milyonluk ülkenin bin 500 nüfusa sahip, 800 rakımlı bir yeri olan Gora, kurdukları muhteşem tesisler sayesinde her yıl milyon dolarlar kazanıyor. Doğası ile Karadeniz yaylarını andıran Gora’yı görünce, “Karadeniz’de spor turizmi neden olmasın” dedik. Bu potansiyel bu bölgede fazlasıyla var.

İŞTE O YAZI
Karadeniz’de spor turizmi hayalim...
2019 yılının Ocak ve nisan ayları arasında 1500 futbol takımını ara kamp döneminde ağırlayacak olan Antalya’da 157 tesiste doluluk yüzde 100’e ulaştı.

20 farklı ülkenin süper lig ve alt liglerinde bin 500 takım, Antalya’da kamp yapması ve 100 milyon doların üzerinde bir gelir hedefleniyor.

***

Özel sektör olarak Antalya bölgesinde FIFA standartlarında 157 tesis kamp dönemine hazır.

Dünyada bu kadarının bir arada olduğu başka bir yer yok.

Dünyanın herhangi bir yerinden Antalya’ya giden büyük bir takımın her antrenman programları canlı yayınla veriliyor.

Türkiye’den yapılan reklamın en yükseğini spor turizmi yapıyor.

Dünyada spora artan ilgi reklamın nerede daha iyi yapılacağını da gösteriyor.

Dünyada spor turizminin geliri 200 milyarmış.

Türkiye’de ise 1 milyar seviyelerinde.

Dünya Kupası süresince Rusya’ya sağladığı girdi 15 milyar dolar…

***

Özellikle futbol turizmi konusunu gerek devlet gerekse de özek sektör göz ardı etmemeli.

Futbol turizmi ekonomik girdi sağlamasının yanında Türkiye’yi resmen dünyaya tanıtıyor. Bakınız bu yaz döneminde Rusya, Ukrayna, Belarus, Özbekistan, Kazakistan, Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan, İran, Sırbistan, Hırvatistan, Romanya, Macaristan, Çekya, Slovakya, Bulgaristan, Arap ülkeleri ve Süper Lig takımları kamp için Antalya’yı tercih etti.

Her yıl toplam bin 500 takımın kamp yaptığı Antalya’da futbol turizminden 100 milyon doların üzerinde bir gelir elde ediliyor.

***

TÜRSAB’ın Spor Turizmi Raporu bir hayli dikkat çekici..
İşte o maddeler: 

Türkiye’de spor turizminin toplamdan aldığı pay yüzde 1.5 düzeyinde. Bu pastadan en çok golf ve futbol pay alıyor. 

Bir spor turisti, ortalama bir turistin 2 katı kadar harcama yapıyor.

Türkiye’ye gelen turistin ortalama harcaması 824 dolar, buradan hareket edildiğinde spor amaçlı gelenlerin ortalama harcaması bin 648 doları buluyor.

Türkiye’de spor yapan yabancı turistlerin sayısı 550 bini aştı. Bu turistlerin yaptığı toplam harcamalar da 900 milyon doların üzerine çıktı, 1 milyar dolar seviyesine yaklaştı.

Türkiye’de son 8 yılda bu çapta 14 etkinlik düzenlendi. Etkinlik sayısında Türkiye dünya 18’incisi konumunda.

Futbol turizminde yaklaşık bin 200 takım Türkiye’de kamp yapıyor. Birden fazla yapanlarla birlikte bu yılda 2 bin 500’ü buluyor.

Futbol kampı yapanların oluşturduğu direkt hacim 100 milyon doların üzerinde. Antalya’da kamp yapan futbol takımlarının yüzde 90’ını da yabancılar oluşturuyor.

***

TÜRSAB eski Başkanı Trabzonlu hemşerimiz Başaran Ulusoy bakın bu konuda neler söylemiş:
“Türkiye’nin spor turizminden aldığı payı artırması gerek. Spor turisti ortalama turistin iki katı harcıyor, Türkiye’ye 2014’te 900 milyon doların üzerinde para bıraktılar. Bu yüzden özellikle yeni tesis yatırımlarıyla spor turizminin desteklenmesi gerekiyor. Bu yatırımlar Türkiye’nin turizm potansiyeliyle birleşip gelecek dönemde golf ve futbolun dışında başka spor dallarında da ülkemizi üst seviyelere taşıyacaktır. Bunun yanı sıra Türkiye’de çeşitli spor dallarında düzenlenecek etkinlikler ve turnuvalar spor turizmini geliştirecektir, aynı zamanda da Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ‘Turkey: Home’ tanıtma çalışmalarına da destek olacaktır. Mesela, Turkey: Home of Sports olmaması için bir neden yok, bu yönde turizmciler olarak da ürünlerimizi çeşitlendirmeliyiz.”

SLOVAKLAR KASABAYI CENNET YAPMIŞ!
Trabzonspor yaz kampını Slovenya’nın en ünlü dağ yerleşimi olan Kranjska Gora’da yapıyor.

Kampta olan arkadaşımız İsmail Düzgün ve diğer arkadaşlarımızın sosyal medyada paylaştıkları fotoğrafları görünce bu yazıyı yazmaya karar verdim.

Kranjka Gora’yı bir araştırdım.

Öncelikle bir kasaba olduğunu belirtmek isterim.

Avusturya ve İtalya sınırına yakın bir konumda olan 2 milyonluk Slovenya’nın bin 500 nüfusa sahip 800 rakımlı bir dağ kasabası.

Gora, her yıl kayakla atlama ve kayak yarışlarında dünya kupasına ev sahipliği yapıyor.

Kışın kar üzerinde yapılacak aktivitelere ek olarak yürüyüş, dağ bisikleti, binicilik, dağcılık gibi sporlar yapılıyor.

Ve tüm bunların yanında müthiş dağ manzarasının ihtişamlı atmosferi ile futbol kulüplerinin yaz dönemi kampları için de tercih ettiği bir yer.

Muhteşem doğanın içerisinde göller, şelaleler, vadiler, doğa koruma alanlarının yanı sıra anıtlar, dini yapılar ve müzeler de yer alıyormuş.

Karadeniz’de yüz tane Kranjka Gora var
Şimdi sormak istiyorum; Trabzon’un, Rize’nin, Giresun’un, Ordu’nun yaylalarının bin 500 nüfuslu Kranjka Gora’dan ne farkı var?

Slovaklar yaylaya kurdukları bu muhteşem tesisler sayesinde her yıl milyon dolarla telaffuz edilen paralar kazanıyor.

Bizim yaylalarımız da gezme görme turizmi(!) amacıyla Araplar dolaşıyor.

Kuş uçmaz kervan geçmez diyebileceğimiz alanları adamlar doğal güzelliğini kullanarak kamp alanı yapmışlar, takımlar cirit atarken bizim yaylalarımızda sadece inek otluyor.

Dünyanın önemli şehirleri spor turizmi sayesinde kalkınırken, bizim sade ve sadece Araplara dayalı bir turizmin peşinden koşmamız fani bir çabadır.

Karadeniz Bölgesi’nde Kranjka Gora gibi yüzlerce yer mevcut.

Kanunen böle bir şey mümkün müdür bilmem ancak gerek devlet gerekse de özel sektör bölge turizminin daha da çeşitlenmesi ve kalıcı hale gelmesi için bu konuda girişimlerde bulunabilir.

Muhteşem doğası, tarihi eserleri, kültürel yapıları, tertemiz havası ile Trabzon, Rize, Ordu, Giresun, Gümüşhane yaylalarında yapılacak tesislerle bölge turizmine müthiş bir dinamizm katılabilir.

Bunu Antalya güzel havası ile yaptıysa bölge illeri elindeki pek çok güzellikle hayli hayli yapabilir.

Yeter ki birileri bu işe kulak versin.

Yeter ki sırf söz olsun diye değil yapmak için konuya bakılsın.

Bir düşünün Avrupa’nın orta düzey bir takımının bile Trabzon yaylalarında kamp yapması bu şehre neler katar.

Milyarlarca lira verilerek yapılamayacak reklamı 15 günlük bir kampla yapıverirsiniz.

Bazılarınız, “Daha normal turizmi beceremiyoruz bunu nasıl yapacağız” diyebilir ancak eğer böyle bir proje hayata geçirilirse inanın Karadeniz Bölgesi her açıdan çağ atlar..

Bu potansiyel bu bölgede var çünkü.

BİRAZ DA HAYAL KURALIM…
Umarım yakın gelecekte, “Trabzon’un …. Yaylası’nda FIFA standartlarında 3 adet sahası olan, bin 500 metrekare kapalı alana sahip, 4 adet 24 kişilik tam teşekküllü soyunma odası, masaj odası, 110 metrekarelik tam donanımlı fitness center, doktor odası, 4 adet ofis ve depodan oluşan alan, kafeterya, 2 adet 250’şer kişilik tribün, her tribünde 2 adet VIP oda, 2 adet basın odası ve 1 adet yayın odası yer alan Trabzon Spor ve Kamp Merkezi açıldı” diye bir haber yazmak nasip olur.

Hayal de paralı değil ya..

Kalın sağlıcakla..

Editör: Haber Merkezi