Trabzonspor; mevcut iktidar tarafından yıllardır yönetimleri belirlenen, iş sarpa sarınca da o yönetimlerin arkasına dahi bakmadan bırakıp gittiği kulüp.

Öyle bir Trabzonspor ki; başkan olmadan önce yurda çıkış yasağı bulunup, ayrılırken ise şirketlerinin yüzdesini artıran isme ev sahipliği yapmış bir kulüp.

Öyle bir Trabzonspor ki; başkanlığa soyunduğu dönem belki de uçağa binecek nakiti yokken, görevi boyunca özel uçak indirip/kaldıran isme de başkanlık yaptırmış bir kulüp.

Ve yine öyle bir Trabzonspor ki; menajer ve yönetici ilişkileri ile kapısına kilit vurulmanın eşiğinde olan bir kulüp.

Hepsinden de öte çok makul fiyatlı bir iş için; eş, dost, akraba ilişkisi ile devasa rakamlara çalışanların olduğu bir kulüp.

İşte bu yüzden bordo-mavili kulüp iliklerine kadar iflasın eşiğinde.

Bu iflasın eşiğinden kurtulmak için de türlü türlü çıkış yolları aranırken Büyükşehir Belediyesi ile anlaşma yapılıp kulübe destek adına su faturalarına bilmem ne kadar ek ücret yansıtılacakmış, iddia bu yönde.

Trabzonluya, Trabzonspor’dan nemalanarak ününe ün katıp aynı zamanda da cebini şişirenlerin vebali Büyükşehir üzerinden yüklenecek yani.

Başta da dedim ya, kulüp iktidarın tekelinde çünkü!

Böyle bir uygulamaya gidilir mi bilmem ama Büyükşehir Belediyesi bu konuda ısrarcıysa; önce Başkan Murat Zorluoğlu, ardından liyakatli yakın çalışma ekibi, sonra da belediye çalışanları bu olayla ilgili daha hassas davranıp ön sıraya geçmelidir.

Önce Büyükşehir Belediyesi çalışanları hassasiyetlerini gösterip maaşlarından belli bir kısmını Trabzonspor’a verip samimiyetlerini sergilesin, daha sonra asgari ücretinden dolayı içecek suyunda dahi tasarrufa giden vatandaş konunun hesabını pekâlâ yapar.

Evet, Trabzonspor bu şehrin ortak değeri ama Trabzonlu da kimsenin iş bilmezliğinin faturasını ödemek zorunda değil.

Fatura ödemek isteyen varsa önden buyursun.