Aktif mesleğimizi icra ettiğimiz sağlık camiasında, yurdun değişik yerlerinde farklı kültürlerle harmanlanmış hayli emekçi mevcut…

Bahse konu yurdum insanlarıyla her ne kadar benzer coğrafyalarda yetişmiş olsak da, yaşanılabilirlik anlamında Trabzon’a dair olumsuz düşüncelere sahip olanların sayısı hiçte öyle az değil.

Kabullenmesi zor olan bu durumun gerekçelerine gelince…

Bilhassa çevre illerden kentimize gelenler, memleketlerine kıyasla Trabzon’da hayatı kolaylaştıran sosyal yaşam alanlarının darlığı ve şehir merkezindeki keşmekeşlikten yakınmaktalar.

Neyse ki onlarla birlikte, bizleri de sıkboğaz eden bu durum artık hızla değişmekte…

Velhasıl Trabzon, yediden yetmişe herkes için daha yaşanılır bir kent olmakta ve güzelleşmekte.

Bu bağlamda özellikle; Belediyelerin görevinin yalnızca çöp toplamak, çeşitli vergi kalemleriyle birlikte su borcu tahsil etmek olmadığını gösteren Trabzon Büyükşehir Belediyesi’ne ait sosyal yaşamı destekleyici kale alınır yatırımlar sayesinde, hem vatandaşlar hem de yerli yabancı turistler Trabzon’dan tat alıyor, mutlu oluyorlar.

Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin, bilhassa liman şehri olmayı avantaja çeviren sahil projeleri her yaş grubundan insanımızı adeta ferahlatırken, ilçe belediyelerinin yine bu yöndeki çabaları da çıtanın yükselmesine büyük katkı sağlıyor.

Fırsat buldukça gidiyor, ahalimizde ortaya çıkan olumlu tabloyu yerinde görüyoruz.

Boztepe Seyir Terası, Ganita ve Akçaabat Sahil projeleri, başta Millet Bahçeleri olmak üzere merkezdeki yenileme ve güzelleştirme çalışmaları gibi kazanımlarla Trabzon üzerindeki kasvetli hava dağılıyor, sosyal yaşama dair ihtiyaçlar tek tek hayata geçiriliyor.

Velhasıl efendim…

Şehrin çehresi, şehir insanının huzuru, refahı ve mutluluğu için yapılan tüm güzel işler bu köşenin takdirini hak eder.

Alkışlar belediyelerimize...

HER ALANDA, ÖNCE DÜRÜSTLÜK

Köy ahalisi kahvehanede toplanır.

Muhtar:
-Efendim, 2 büyük sorunumuz var. Birincisi; Sağlık ocağımız yıllardır boş, doktorumuz yok. İkincisi ise…

“Dur!” der, milletvekili ve muhtarın sözünü keser. “Önce birinci sorunu çözelim.”

Cebinden telefonunu çıkarır;

“Efendim, falanca köyümüzde doktor yok. Üç gün içinde 2 doktor rica ediyorum. (…) Çok teşekkür ederim.” deyip, kapatır.
Ardından, elini muhtarın omzuna koyar ve, “Aradığım kişi sağlık bakanımızdı. Doktor sorunu halledildi. Şimdi ikincisini söyle.”

Muhtar, oldukça mahcup bir yüz ifadesi ve titreyen sesiyle:
-Efendim, köyümüzde yıllardır telefon şebekesi yok ve telefonlarımız çekmiyor!

***

Şimdi efendim.

Elbette ki Trabzon’un eksiği çok…

Elbette ki, Trabzonlunun beklentilerinin her birinin olumlu anlamda karşılık bulması mümkün değil.

Vatandaş bunun bilincinde.

Coğrafyamızda kıssa olarak adlandırabileceğimiz bu tür diyalogların yaşanma ihtimalinin aksine, çözüm merkezlerinin ortada bir çabası olsun yeter ki.

Nitekim gayret aşığıdır memleketlim.

Alın terini sever.

Siyasetçisi, bürokratı yahut başkanı…

- Dürüst

- Samimi

- İçten ve kemikli olsun yeter ki.

Geri kalan eksiklikler bir şekilde hazmedilir.

***

Muhabbetle kalın.