Trabzon’un Arsin ilçesindeki Güzelyalı mahallesinde TOKİ işbirliği ile MOBİAD tarafından 223 dönüm arazi üzerine yapılması planlanan mega proje Mobilya Kent Projesine geçtiğimiz hafta  yöre halkı tepki gösterdi.

Protesto yapanlar arasında Arsin Belediyesi eski belediye başkanı Ramis Sunguroğlu’da vardı. Yaklaşık 200 kişilik grup adına açıklama yapan Sunguroğlu, mülkiyet hakkının gasp edildiğini iddia etmişti.

Biz de iddiaları konunun muhatabı MOBİAD Trabzon Şube Başkanı Alper Bektaş’a sorduk. Yurtdışında olduğu için kısa ve öz açıklama yapan Bektaş, böyle bir durumun söz konusu olmadığını henüz kamulaştırmaların dahi başlamadığını söyledi.

Sayın Bektaş, önümüzdeki günlerde de yer sahipleri ile tek tek görüşeceklerini de ekledi.

Ek olarak konuyu araştırmaya devam ettim; bir başka işadamı ve MOBİAD yönetim kurulu üyelerinden bir kişi ile daha görüştüm.

Bu işadamımızın da bana söylediği şu oldu; “Biz orada kimsenin yerini zorla almıyoruz. Hatta arsa sahiplerine hak geçmesin diye fazladan da para vermeyi düşünüyoruz” dedi.

Durum bundan ibaret. Kamulaştırmalar için ortada daha ‘Fol yok, yumurta yok’ iken tabiri caizse ‘Bir bardak suda fırtına koparmak’ da neyin nesi oluyor.

Kamulaştırmaların henüz başlamadığını sonuçta yetkili ağız söylüyor; daha kamulaştırmalar başlamadan tepki göstermek akıllara başka soru işaretlerini getiriyor.

‘Acaba bu tür eylemler dev projenin önünü kesmek için bile bile mi yapılıyor’ diye insan sormadan da edemiyor.

Kamulaştırma bedelleri açıklanır, fiyatları beğenmezsiniz tepkinizi ortaya koyar gerekirse mahkemeye başvurursunuz.

Ama ortada resmi bir durum yok.

Ek olarak böylesine önemli bir projeyi protesto etmek kendi ayağına sıkmaktan başka bir şey değil.

Hani her zaman söylüyoruz; şehrimizde istihdama yönelik projeler hayata geçirilemiyor diye.

Fabrika kuramıyoruz, sanayi yok denecek kadar az.

İşsiz vatandaşlarımızın İŞKUR’dan başka umudu kalmamış şeklinde hep serzenişlerde, eleştirilerde bulunuyorduk şehir olarak.

Hal böyle iken yaklaşık 2000 bin kişiye ekmek kapısı açacak olan mega projenin protesto edilmesi akıl alacak gibi değil.

Sahi bizler şehir olarak ne istiyoruz? Bazen ne istediğimizi bilemiyoruz gibi geliyor bana.

Nasıl olurda şehrimizin menfaati adına işsizlere umut kapısı olabilecek dev proje arsa sahipleri tarafından protesto edilebiliyor.

Artık mega projelerin şehrimizde sıkça protesto edildiği alışkanlık halini almaya başladı.

Elbette bizler de mağdur olanların yanındayız.

Kimsenin hakkı gasp edilmesin, herkes hakkını alsın.

Ancak sudan bahanelerle her projeyi de protesto etmek şehrin gelişmesine takoz koymaktan başka bir işe yaramıyor.

Arsin’de bu yatırıma karşı çıkanlar, kendilerine talih kuşu konduğunun farkında değil sanırım.

Orada sadece mobilya üretim mağazaları kurulmayacak, sosyal donatı alanları, alışılagelmişin dışında insanların akşamları oturabilecekleri farklı tarzda restoranlar da kurulacak.

Belki de oraya yerli ve yabancı turistler de gelecek.

Hiç olmazsa ilimizdeki insanlar Arsin’e gidecek. Durum böyle iken kendi lehlerine olabilecek bir projeye neden karşı çıkılır anlayamıyoruz?

Yatırım Adası ve Mobilya Kent Projesi ile Arsin, çağ atlabilir. Bu yüzden iyi düşünüp taşınmalı ondan sonra mega projeye tepki koyulmalı.

Bence şehrimizin önünü açacak olan yatırımların hayata geçirilmesi için önünü tıkamak yerine bu projeleri sahiplenmemiz gerekiyor. Vatandaşlar da elini taşın altına koyarak gereken kolaylığı sağlamalı. Aksi takdirde ‘Trabzon yatırıma karşı mı’ diye insan soramadan edemiyor.