Malum bu hafta bayram haftasıydı. Dolayısıyla beklerdik ki ağızlardan çıkan sözler de bu minvalde olsun...

Ancak, yine nezaketsiz ve seviyesiz üslup dillerin pelesengiydi.

Yine siyasi söylem parantezi içinde Trabzon ve Trabzonlu hakaret yağmuruna tutuldu.

İktidar mensuplarının Pontus ve Yunan yakıştırmaları ile yine şehir kimliğimize çamur atılmaya çalışıldı.

Daha önce yazdık/dile getirdik, tekrar edelim; ne o algı, ne de atılmaya çalışılan o çamur tutmaz Trabzon’da.

Hangi siyasi parti ve hangi oluşumdan olup, hangi görüşü savunursa savunsun bu algıyı yaratmaya çalışanlar, kendi bağnaz zihniyetlerinde boğulmaya mahkumlardır.

Boğulacaktırlar da!

***

EN GÜZEL CEVAP
İktidar mensuplarının Trabzon ve Trabzonlu için ağızlarından çıkan hadsiz açıklamalarına en güzel cevap Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’ten geldi. Evet, en güzel cevap. Çünkü iktidar mensuplarına, yine iktidar kanadından yükselen bir sesti bu tepki.

Genç; Trabzonluluğunu, AK Partililiğinin gerisinde bırakmayarak ‘bu kendini bilmezler kim olursa olsun özür dilemelidir’ diye isyan etti.

İşte bu yüzden Başkan Genç, bu şehirde çok seviliyor. 

İktidarın da muhalefetin de gönlünü kazanıyor.

***

O KUPA YERİNE GELECEK
Hadi, canı sıkılanın Pontus ve Yunan yakıştırması ile şehri karalamasına alışmıştık da şimdi bir de FETÖ yaftalaması ile terör örgütü ile aynı cümle içerisinden geçirildi Trabzon ve Trabzonlu.

Sebebi ise, bayram ziyareti çerçevesinde baba ocağını ziyaret eden Bakan Berat Albayrak’ın kendisine hediye edilen formayı sırtlarken kurduğu cümle.

Bakan Albayrak’ın, “Bu forma 2010-11 sezonunun formalarıymış. Yani şampiyon sezonun formaları” cümlesinin ardından kızılca kıyamet koptu.

Ve 2010-11 sezonuna dair adaleti ihlal ettiği dünyanın her yanında tescillenmiş olan Fenerbahçe, yaptığı açıklama ile Trabzon’u ve Trabzonluyu FETÖ’yü meşrulaştırmakla suçladı.

 15’lik Eren’i gibi gencecik evlatlarını bu memleket için toprağa veren bir Trabzon ve “Söz konusu vatansa gerisi teferruattır” diyen Trabzonlu; Fenerbahçe’ye göre FETÖ’yü meşrulaştırmış.

Fenerbahçe’nin açıklamasını kale dahi almaya gerek yok lakin şunu belirtelim ki; zamanında bu ülkede kimlerin FETÖ sevicisi, kimlerin terör destekçisi olduğunu hemen herkes biliyor.

Bu işin üzerini örtmek adına FETÖ ve terör kılıfı uydurma girişimi kimseye fayda sağlamaz.

Evet, Bakan Albayrak 2010-11 konusunda sonuna kadar haklı.

Kim ne zırvalarsa zırvalasın, o gün koca şehrin en büyük enerjisi ve mutluluğu kelimenin tam ve tek anlamıyla çalınmıştır.

Ne zaman olur bilmem ama günü geldiğinde de adalet tecelli edecek ve o kupa yerine gelecektir.

Gerisi lafı güzaf.

***

ARTİSTLİĞE GEREK YOK
Başta da dediğim gibi bayramda siyasette üslup dozunun düşüp kelimelerin özenle seçilmesini beklerdik ama olmadı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bayramda Trabzon Havalimanı’nda protestoya uğradı.

Bu protestonun ne tasvip edilecek bir yanı ne de alkış tutulacak bir doğruluğu olamaz, olmamalı.

Beğenilse de beğenilmese de karşındaki bir İçişleri Bakanı ve bu şehrin nüfus kağıdını taşıyor.

Herkes Bakan Soylu’nun tavrını ve tarzını tasvip edecek diye bir şey tabi ki yok.

Zira, ‘Akıllı ol’ demek yerine sandık önüne geldiğinde başkasının aklını sorgulamaktansa kendi aklını kullanıp sonuca pek ala gidilebilirdi.

Demokrasinin de gereği budur.

Dolayısıyla o protestoyu yapan Bakan Soylu’nun dediği gibi cidden ‘artistlik’ yapmıştır.

Artistliğe gerek yok.

***

İT DENMEZ İMAMOĞLU!
Bayramı Trabzon’da geçiren isimlerden birisi de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu’ydu.

İmamoğlu belki de CHP’nin 2000’li yıllardan sonra şehirdeki en büyük buluşmasına ev sahipliği yaptı.

Trabzon’la kucaklaştı, destek istedi, hasret giderdi; başarılı da iş çıkarttı.

Ancak Ordu’daki geri dönüş yolu hariç.

Çünkü, Ordu’da VIP’ten geçirilmesine izin verilmeyince kendi üslubundan çok uzaklaştı ve iddiaya göre şehrin valisine ‘it’ yakıştırmasında bulundu. İddia reddedilmediğine göre olay doğru.

Olmadı İmamoğlu, işte bu hiç olmadı.

Kurduğu cümleler ve seçtiği kelimeler ile halkın gönlünde taht kuran bir isme de bu tarz hiç yakışmadı.

Bir çuval incir de berbat edildi. Keşke edilmeseydi.