Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan son kabinenin sürpriz isimleri arasındaydı.

O zamana kadar kimse ne adını duymuştu, ne kendisini görmüştü.

Ancak öyle bir ‘bakan’ profili çizdi ki milyonlar ilk kez bu kadar ümitlendi.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’tan bahsediyorum.

Türkiye’nin üzerinde en fazla oynadığı alan olan eğitimde vatandaşlar güze şeyler olacağına ilk kez bu kadar inanıyor.

Verdiği mesajlar çok geniş kitlelerce paylaşılan, değer gören bir başka Milli Eğitim Bakanı bu zamana kadar görmediğimizden midir nedir, Ziya Selçuk herkese ışık verdi.

Ancak, son günlerde, “Türkiye’de hiçbir iyilik cezasız kalmaz” sözü gerçek olur korkusu hakim.

***  

‘Ziya Selçuk’un istifası cebinde’ iddialarını okuyunca resmen çılgına döndüm.

“Ya bu ülkede hiç mi iyi insanlar kazanamayacak” diye düşündüm, yine ‘liyakat’ dedim.

Hüseyin Çelik’in bakanlığı döneminde Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı yaparken, kadroların niteliksizliğinden ve bakanlık bünyesindeki kadrolaşmalardan rahatsız olduğu için istifa eden Ziya Selçuk’un bu tavrı tarihe geçmişti Milli Eğitim camiası içerisinde.

Her zaman, eğriye eğri diyen, “Ben dergaha eğri odun taşımam” diyenlerin doğru işlerin altına imza atabileceğine inanan bir kişi olarak Ziya Selçuk’un en başından beri Milli Eğitim Bakanlığı’na getirilecek en doğru isim olduğuna kesin gözle baktım.

***

Ancak birileri çok geçmeden Ziya Selçuk’tan rahatsız olmuş.

Kimseyi suçlayacak değilim ancak bu siyaset denilen iş doğru yapılamaz mı? Hep mi bir yerlere dokunanlar sahipsiz kalır? Yok mudur iyiye, doğruya, yaraya dokunana sahip çıkacak bir babayiğit?

Şundan eminim ki; Ziya Selçuk gibilerin önü kesilmezse, istediği kadrolarla çalışmasına ve istediği projeleri uygulamasına izin verilirse, AK Parti iktidarının en sorunlu alanı olan Milli Eğitim’de geçmiş unutturulup, çığır açılabilir.

Tersi olursa vay halimize.

Elbette kurumsal yapılar kişilere bağlı değildirler ancak bazı kişiler de vardır ki, bu kurumsal yapılar içerisinde olmazsa olmaz bir önem addederler.

İşte Ziya Selçuk da bunlardan biridir.

Sonuna kadar sahip çıkılmalı, arkasında durulmalıdır.

Çünkü böyleleri, her şeye kafa sallamaz, işlerine çomak sokulduğunu hissettiklerinde, “Hadi bana eyvallah” demesini de iyi bilirler.

Koltuk, makam, şan ve şöhret dertleri olmadığından gözleri pektir.

Ancak ve ancak Ziya Selçuk’ların değerini bilen bir Türkiye ileri gidebilir.

İyi Pazarlar...

Editör: Haber Merkezi