Nike’ın “Çık Oyna” kampanyası için konuşan Abdülkadir Ömür, Futbola mahalle aralarında kendisinden 4-5 yaş büyük abileriyle top oynarak başladığını belirterek, “Henüz okula başlamamıştım. Sanırım 5-6 yaşlarındaydım. Abim beni çok teşvik ediyordu. Futbolu çok seviyordum ve onların yanında oynayarak futbol hayatım başladı. Fiziksel olarak biraz küçük kalıyordum; ancak futbol benim için büyük bir aşktı ve çok zevk alıyordum. Abim yaşım ilerledikçe bana çok destek oldu” dedi. 

Spor arkadaşlarınla beraber vakit geçirmenin en güzel yolu
Spor yapmanın bir çok yararı olduğuna dikkat çeken Abdülkadir Ömür, “Özellikle küçükken arkadaşlarınla beraber vakit geçirmenin en güzel yolu spor yapmaktır. Paylaşımı, beraber kazanmayı, beraber kaybetmeyi, takım olmayı, arkadaş olmayı sağlayan en önemli aktivitedir. Bunların yanında güzel vakit geçirir ve zamanı da boşa harcamamış olursun.” 
 
Trabzon bir futbol şehri, her çocuk futbolla doğar
Trabzon’da her çocuğun adeta futbolla doğduğunu belirten Ömür, “Trabzon’un her sokağında futbol oynayan çocuklar görebilirsiniz. Futbol bu şehir için büyük bir sevda. Ama sadece futbol olarak düşünmemek gerekiyor sporu. Çünkü biz ilkokul ve ortaokul dönemlerinde arkadaşlarımızla futbol idmanından çıktıktan sonra basketbol oynuyorduk, voleybol maçları yapıyorduk. Spor dünyada yapılabilecek en mutlu şeylerden bir tanesi. Benim için artık eğlencenin yanında artık işim” dedi.

Futbol eğlencenin yanı sıra artık benim işim
Futbol önceden kendisi için sadece bir tutku, bir eğlence iken artık mesleği haline geldiğini söyleyen Ömür, “ Hem yaptığım işten zevk almak, hem mutlu olmak hem de gerçekleştireceğimiz başarılarla insanları ve bu şehri sevindirmek istiyorum.”
 
Tribünde desteklediğim takım ile sahaya çıkmak inanılmaz bir duygu
Trabzonspor A Takımı ile ilk maçına 2016 yılının sonunda bir kupa maçında çıktığını hatırlatan Ömür, “Benim için unutulmaz bir andı. Taraftarı olduğum, tribünde desteklediğim, hatta oyuncularla beraber sahaya çıkıp top toplayıcılık yaptığım takım ile maça çıkmıştım. İnanılmaz bir duyguydu. Elim ayağım titredi. Maç içerisinde oyuncu abilerim beni rahatlattı. Sakin olmamı, idmanlarda gösterdiğim performansın aynısını göstermemi söylüyorlardı. Maçtan sonra da abilerim ve hocalarım tebrik etti. Ben de inanılmaz mutluydum. Heyecanım hala geçmemişti. O heyecanı hemen yenemiyorsun. Zamanla daha fazla maça çıktıkça ve oynamaya başladıkça bu sen de özgüvene dönüşüyor” dedi. 

Editör: Haber Merkezi