Sabah gazetesi yazarı Ayşe Özyılmazel, geçtiğimiz hafta sonu İstanbul’da kaza yaparak olay yerinden ayrılan bordo-mavili golcü Burak Yılmaz’ı gazetesindeki köşesinde eleştirdi. 

Özyılmazel’in, “Burak Yılmaz, sabah 4’e kadar süt mü içti?” başlıklı yazısı şöyle: 

“Ya da ayran? Çay? Limonata? Limonlu soda? 
Futbolcu Burak Yılmaz, Emirgan'daki Gizli Kalsın'a gidiyor (İroni bu ya, mekanda hiçbir şey gizli kalmıyor), gecenin 04.00'ünde kulüpten çıkıp Ferrari'ye biniyor ve gaza basıyor. 

Sonrası, taklalar atmak suretiyle arabayı parçalaması... Peki ne oluyor? Burak Yılmaz evine gidiyor. Neymiş, olay yerinde kalıp polise ifade vermesi gerektiğini bilmiyormuş. Bak sen! 

Bunu 5 yaşındaki çocuk bile bilir. 

Ertesi gün polise gidip ifade veriyor, tabii alkol kontrolü hak getire... 'Kazayı yetkililere bildirmemek ve kaza yerinden ayrılmak' suçu nedeniyle 206 TL para cezası alıyor. Ahh bizim de burada içimiz parçalanıyor! 

Peki ya Burak Yılmaz, kulüpten çıkıp Boğaz yollarında gaza bastığı Ferrari ile birilerinin ölümüne sebep olsaydı ne olacaktı? Sorarım size, sorarım yetkililere! 

Olay yerinden kaçmanın cezası nasıl 206 TL olabilir? 

(Kimse beni kaza yerinde polisi beklemesi gerektiğini bilmediğine inandıramaz. Bunun adı kaçmaktır, alkol kontrolünden kaçmak!) Futbolcu diye Burak Yılmaz'ı kayırıyorlar mı? 

O zaman herkes alkollü direksiyon başına geçsin, kazalar yapsın, olay yerinden kaçsın, ertesi gün 206 TL ödeyip yırtsın. Olur mu böyle şey? Olabilir mi? Bu cezanın neresi caydırıcı? 

Burak Yılmaz'ın sabah saat 04.00'e kadar süt içtiğine bizi kimse ikna edemez. Hem sezon ortasındaki bir futbolcunun hayatı böyle mi olur? Şimdi araçlardaki 2 milyon liralık hasarı Burak Yılmaz ödeyecekmiş. Öder tabii; hem de can havliyle, zil takıp oynayarak... 

Ya biri ölseydi ne yapacaktı? 

Kaç parayla kurtarabilecekti? 

Bu bir rezalettir, skandaldır!” 

Editör: Haber Merkezi