Kimse evirip kıvırıp çevirmesin bu takımın gücü bu.

Defansta yoksun, orta alanda yoksun, hücumda çoğalamıyorsun, pozisyon üretemiyorsun,

rakibe baskı kuramıyorsun, iki varyasyon yapamıyorsun. o zaman mazeret üretmenin de anlamı yok.

Olayı penaltı değil veyahut penaltıdır demenin de hiç bir anlamı yok.

Bir kere Galatasaray takım olarak, oyun olarak Trabzonspor’un çok üzerinde bir ekip.

Yani alınan bu skoru hakem hatalarına bağlamak bana göre kolay olanı seçmektir.

Buna da şükredelim.

İyi biliyorum ki maç öncesi iki takımın kadrosuna bakıldığında Trabzonspor’un farklı mağlup olacağı söyleniyordu. Alınan yenilgi farklı ama en azından yine de bu eksikleri ve görüntüsüne rağmen ezilmedi Trabzonspor diyebiliriz.

Kaleci Arda ilk kez bir Süper Lig maçında, üstelik derbi maçında forma şansı yakaladı. Ufak tefek hataları olsa da öyle önemli kurtarışı da olmadı genç eldivenin.

Yediği gollere baktığımız zaman penaltı ve Hüseyin’in ters kafa vuruşunda pek yapabileceği bir şey yoktu. Ancak üçüncü golde topa uzanabilirdi.

Yine de çok fazla bir görev düşmedi Arda’ya.

Belki dedik Yusuf ve Abdulkadir Ömür ağırlığını koyup katkı sağlarsa Trabzonspor bütün gücüyle Galatasaray karşısında etkili olabilir.

Ne yazık ki iki oyuncu da dün akşam kayıptı.

Bana göre Trabzonspor’un Galatasaray karşısındaki en büyük eksikliği oyunu tutacak oyuncusu sahada yoktu. Sosa ve Onazi gibi. Bir kez daha görüldü ki Trabzonspor’un önemli iki oyuncusuydu bu ikili. Ve her maçta da bu ikilinin eksikliği fazlasıyla hissediliyor.

Sonuç olarak Trabzonspor için Galatasaray karsındaki en önemli skor beraberlikti.

Ama ne yazık ki o da olmadı.

Önemli olan bundan sonraki maçlara bakmak.

Bir çift sözüm de Ünal Karaman’a

Trabzonspor defans bloğunda ders düz olmasına rağmen, Karaman’ın oyunu bizim gibi seyretmesini ben hayretle izledim. Yahu hocam hiç mi kenardan oyuna müdahale edilmez. Hiç mi kenardan bir oyuncuya dokunulmaz.