Önce çok küçük yaşta seyirci..

Ardından futbolcu,antrenör, yönetici, spor gazetecisi, yazarı, TV spor yorumcusu, program yapımcısı ve de 8 yıl TFF’de Üst Klasman Temsilcisi olarak ömrünün yarım asırdan fazlasını futbola veren ..

Bu süre zarfında futbolu en öncelikli uğraşı ve hatta işi olarak gören birisi olarak söz konusu futbol olunca, kim çıkarsa çıksan karşıma güveniyle bu işi iyi bildiğimi iddia ederim..

Elbette herkes gibi bizim de yanıldığımız olmuştur ve olacaktır.

Ancak, eğer , “En büyük yanılgın nedir?” diye soracak olursanız, tereddütsüz Ersun Yanal” derim..

***

Ersun Hoca 3. kez bu takımın başına geldiğinde, Trabzon’u ve Trabzonspor’u artık tanıdığını ..

Şampiyonluk yaşadığı takımdan hem de aşağılanarak gönderildiği için “ Gösteririm ben size” motivasyonuyla kendisini birilerine yeniden kanıtlamak için çok iyi şeyler yapacağını düşünüp, “Trabzonspor’un bu seneki en iyi transferi Ersun Yanal”dır diye yazmıştım..

***

Hele bir de ücreti uçuk, kaçık da olsa istediği oyuncuyu aldırdığı bir başkan bulunca arkasında, “Bu sefer tamamdır” dedim.

Artık gençler de bizim yaşadığımız mutlulukları tadacak diye düşündüm..

***

Oysa, “geliştik, gelişeceğiz, sabır gösterin, zaman verin“ diye diye 1,5 yıl oyaladığı, belki de kafa bulduğu bu millete Akhisar’dan kendi evinde yarım düzine gol yiyen bir Trabzonspor bırakarak özellikle de gençleri dert sahibi yaptı..

Böyle bir futbol ve sonuçtan sonra, ”Kim ne yapmış, nasıl oynamış ya da oynamamış“ neyi yazacaksın ki!

Malatyaspor maçında bir kez daha açık ve net olarak gördük ki, bu enkaz kolay temizlenmeyecek.

Ve Rıza Hoca daha ilk maçında umduğundan da büyük bir şok yaşadı.

Çünkü o bile bu kadarını hesap etmemişti..

Sanırım bu arada şunu da gördü:

Bu enkazın bir de kendisini ayrıcalıklı sanan enkazları var!

***

Satırı vurmadan bu iş düzelmez Hocam.

Çekinme vur satırı..

Arkandayız..

İşe ‘de şu sorumsuz Sosa’dan başla..