Ligin en vasat takımlarının başında gelen Gaziantepspor karşısında ilk 15 dakikalık dilimde verilen 2 net pozisyon, Trabzonspor’un psikolojisinin özetiydi aslında.
Trabzonspor’un kadro kalitesi, 2-0 geriye düşülen maçı çevirecek güçte değil. Bu yüzden galibiyet için Onur Kıvrak’a dua edilmeli. Yine de yarım saatlik dilimden sonra ortaya koyulan mücadele takdir edilebilir.
Ancak...
İstikrar önemli. Trabzonspor ise bu noktada güven vermiyor. Her maç için bir atımlık barut var. Kadrodaki yenilikler, oyun stratejisi vs... Bunlar, Trabzonspor’un geleceğini belirlemez; sadece puan sıralamasındaki birkaç basamağa müdahale eder.
Yani...
Yanisi şu:  Elinde tuz olan aşçıdan helva yapmasını bekleyemezsiniz.
*
Tolunay Hoca’ya gelince; belli ki kadrosuna o da güvenmiyor ve sinekten yağ çıkarma amacında. Agresifliğine agresiflik katmış. Yumruğunu sıkıyor, sevinç için diğer kaleye koşmayan Onur’a kızıyor, sürekli isyan halinde. Tribünlerden dahi yardım ister durumda. “Bağırın bağırın!” diye neredeyse takla atacak! Gereksiz bir panik yaşıyor. Birisi Tolunay Hoca’ya, bu kadronun kendisine şampiyonluk için teslim edilmediğini hatırlatmalı!
Bir baktım, 9. dakikada paltosunu, 15. dakikada da ceketini çıkardı Tolunay Hoca... Eğer Trabzonspor’un oynadığı kötü futbola, böyle üzerindekileri çıkararak isyan edecekse, bence birkaç kat üst üste giysin.
*
Kim ne derse desin; bu maçı önce arma, sonra Onur sonra da taraftar kazanmıştır. Bu galibiyetle de Trabzonspor alt sıralardaki psikolojik üstünlüğü ele geçirmiştir.
Gelecek adına ise kaygılıyım...  Şenol Güneş’in Ersun Yanal’dan aldığı kadro inanılmaz, Tolunay Hoca’nın Şenol Hoca’dan teslim aldığı kadro ise enkaz... Trabzonspor’un kale hariç her mevkiisine transfer şart. Tolunay Hoca ne anlaşma yaptı bilmiyorum ama bildiğim tek şey var:
Ateşten gömlek giydi. İşi çok zor.