TÜRKİYE'Yİ DEĞİL, DÜNYA’YI AYAĞA KALDIRMIŞTI

Trabzonspor tarihinin en önemli yapı taşlarından biri 3 Temmuz şike süreci… 2010-2011 sezonunda Fenerbahçe'nin 9 puan önündeyken, rakibinin TFF ve hakemler tarafından korunmaya alınmasıyla birlikte durum eşitlenmiş, 82'şer puanla sezon biterken, Fenerbahçe gol averajıyla şampiyonluğu elde etmişti. Ancak 3 Temmuz'da şike skandalıyla uyanmıştı Türkiye… Sonra da dünyada büyük ses getirmişti bu skandal…

TÜM DÜNYA TESCİLLEDİ AMA KUPA GELMEDİ

 Fenerbahçe, Beşiktaş, Eskişehirspor, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Sivasspor ve Mersin İdmanyurdu mahkum edilmişti. Sonra da başkan, yöneticiler, teknik direktörler, futbolcular ve menajerler Demir parmaklıklar arasını boylamıştı.  Bordo-Mavili kulübün de içine çekilmek istendiği şike skandalından Trabzonspor'u yönetenler tertemiz çıkmıştı.

Türkiye’de, Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu, Tahkim Kurulu, Etik Kurulu, şikeyi ve teşvik primini tescillemiş, mahkemeler de bu konuda kararını, “Şike yapılmıştır” diyerek sorumlular hakkında cezai uygulamaya gitmişti. Bu sırada UEFA İcra Kurulu, Disiplin Kurulu, Tahkim Kurulu ve nihayetinde CAS da (Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi) şikeyi tescillemiş, Trabzonspor Şampiyonlar Ligine alınmıştı. Ancak Trabzonspor’u yönetenler ve kulübün taraftarlarıyla birlikte kent dinamikleri çok cılız çalışmalar yapmış, siyasetin ağır sorumluluğunu görmezden gelmişti.

SON AŞAMADA YÖNETİME BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR

Trabzonspor kurmayları UEFA’nın, Türkiye’ye yaptırım uygulamasını istemiş ancak sonuç alamamıştı. CAS’tan da aynı talepte bulunuldu ancak, “Bu UEFA’nın yetki alanında değil ancak Türkiye’de şike yapılmıştır. Çözüm de Türkiye’dedir” kararını vermişti. Ancak ülkenin siyasi güçlü isimleri, şike yapan kulüplerin cezalandırılmasını istemiyor, TFF’de bu emri yerine getirmek için elinden geleni yapıyordu. Bu aşamadan sonra ise Bordo-Mavililerin tek adresi FİFA kalmıştı. Yönetim de bu sürecin asla savsaklanmadan takip edileceğini dile getirmişlerdi. Artık herkesin gözü FİFA’ya yapılacak başvuruya çevrilmişti. Ancak tam bu sırada hiç beklenmedik bir gelişme yaşandı.

ORHAN’IN İSTİFASI BİR İSYAN MI?

Bordo-Mavili kulübe gönüllü hukuk kurulu üyeliği yapan ve şike sürecinin başından itibaren işin içinde olan Avukat Hakan Orhan, “CAS Süreci bitti ve benim görevim sona erdi. Bu nedenle Hukuk Kurulu’ndan istifa ediyorum” açıklamasını yaptı. Ancak bu açıklamanın gerçeği yansıtmadığı dile getiriliyor. Orhan’ın asıl büyük endişesinin yönetimin bu davayı gerektiği gibi yürütmek istemediği endişesiyle istifa etmeyi uygun gördüğü ileri sürülüyor. Muharrem Usta başkanlığındaki yönetimin sosyal medyaya ayırdığı kadar zamanı bile bu şike davası için ayırmadığı, gerekli adımları atmadığı dile getiriliyor. Adeta bir an önce işin bitmesi çabası içinde bir görüntü verdiği kaydediliyor.

FİFA’DA LOBİ ÇALIŞMASI HİÇ YAPILMIYOR

Şike davasının hak mücadelesinde artık sona gelindiğini düşünen birçok uzman şunları söylüyor: “Trabzonspor yönetimi, ne yazık ki tüm yükü Hukuk Kurulu’nun üzerine yıkıp, kendileri kenara geçip, durumu seyretmeyle yetiniyorlar. Böylesine büyük davalarda lobi yapılır. Fenerbahçe inanılmaz çalışırken, hakkı yenen Trabzonspor’u yönetenler adeta süreci hiç önemsemiyor. Bugün Avrupa futbolunun önemli ülkelerinin federasyonlarıyla, FİFA’da etkin olan isimlerle bağlantılar kurularak, durumun çok daha net anlatılması yolunda adımlar atılmıyor. Avrupa’da birçok gazeteye ilanlar verilebilir. FİFA nezdinde çeşitli eylemler tertip edilebilir ve dünyanın gözünün bu davaya çevrilmesi sağlanabilir”

YÖNETİM SİYASETTEN ÜRKÜYOR MU?

“Avrupa’daki taraftarlar örgütlenerek, FİFA, mail, fax ve mektup yağmuruna tutulabilir. Siyasilerin, şike davasıyla ilgili açıklamaları ve tutumları kasetler halinde FİFA’ya gönderilebilir. Türkiye’deki yargı sistemi konusunda gerekli şikayetler yapılabilir. Bu davanın nasıl yeniden görüldüğü tüm çıplaklığı ile anlatılabilir. Daha birçok çalışma yapılabilir. Ancak Trabzonspor’u yönetenler enselerinin üzerine yatmışlar ve sanki siyasileri kızdırmayalım, bu şike davası geride kalsın ve geleceğe bakalım havası estiriyorlar.” Uzmanların bu söylemleriyle birlikte yönetimin kesinlikle FİFA sürecini savsakladığı, bundan da hukuk kurulu üyelerinin tümünün büyük rahatsızlık duyduğu dile getirildi. Bir an önce de kendilerini toparlamaları istendi.

Karadenizde sonnokta özel haber / Adnan SUNGUR

Editör: Haber Merkezi