Seyircisiz maçta Trabzonspor, AEK henüz mücadelenin başında oyun üstünlüğü rakibe kaptırdı. Karşılama başlar başlamaz oyununu Bordo-Mavili takıma kabullendiren AEK orta alanda rahat paslarla kaleye inmeyi başardı.

Bu oyuna Trabzonspor karşılık veremeyince henüz ilk dakikalarda rakip öne geçmeyi başardı. Bu golle oyunda dengeler değişti desek de ilerleyen dakikalarda Trabzonspor sazı eline aldı. Zaman zaman Bordo-Mavililer rakibine pozisyon verse de bir o kadar da pozisyon üretti. Golün ardından rakip kaleye daha çok inen Trabzonspor çok geçmeden oyunda da rakibine ağırlığını hissettirdi.

Bordo-Mavililer Sosa’nın ayağından penaltı kaçırdıysa da stres yapmadan oyun disiplinini bozmadan atak üstüne atak geliştirdi. Nitekim aradığı golü ikinci yarıya da bırakmadı.

Ve Ekuban şov başladı.

Hepimiz biliriz ki bu tür karşılaşmaların en belirgin özelliği deplasmanda atılacak bir golün önemi.

Skor 1-1 olduktan sonra, tabi ki bu gol rakip üzerinde ister isteme psikolojik etkisi gösterdi. AEK teknik kapasitesi yüksek oyuncu gurubundan oluşsa da rakibin Trabzonspor’a karşı ilk dakikalar haricinde gözle görünen bir üstünlüğü yoktu.

İlk yarının sonlarına doğru oyunun kontrolünü eline alan Trabzonspor Ekuban ile 2-1 öne geçerken oyun üstünlüğüne skor avantajını da ekledi.

Aynı dakikalarda pozisyon üstüne pozisyon hemen akabinde Sörloth ile önemli pozisyonu kaçırdıysa da rakibin gardını bu dakikadan sonra iyice kırıldı.

İkinci yarının ilk 15. dakikasından sonra sahanın her bir yerinde rakibine kendi oyununu kabullendiren Trabzonspor Ekuban ile 2. golü bularak bu işi bence Atina’da bitirdi.

AEK zaman zaman tehlikeli ataklarla Trabzonspor kalesine indiyse de Bordo-Mavililer çok daha fazla ataktan boş döndü. Bu noktada önemli olan Trabzonspor’un yediği golün ardından oyundan kopmaması ve AEK deplasmanından 3-1’lik net skor elde etmesi.

Yani AEK karşısında oyunun her bölümünde ne yaptığını bilen bir Trabzonspor vardı. Bodo-Mavililer oyun temposunu biraz daha artırsa ki o gücü vardı, bu maçı Trabzonspor 5-1’de bitirebilirdi.

Oyun kurgusuna bakıldığında rakibini orta alanın önünde karşılayan Trabzonspor yaptığı hücumlar sonrasında geri dönüşlerde de başarılı oldu. Dolaysıyla rakibe orta alanda hazırlık pasları yaptırmadı. Bu da Trabzonspor için bir avantajdı.

Kasımpaşa maçını saymazsak her geçen gün ivme kazanan Trabzonspor Atina’da Fırtına gibi esti.

Tebrikler arkadaşlar.