Evet futbolda yenmekte vardır yenilmekte.. Biz yenerken de, yenilirken de nasıl oynadığımızı herhalde hiç düşünmeden, hiç eksiklerimiz nedir bunları göz önüne getirmeden, eski şampiyonluklarımızın vermiş olduğu büyüklerle sahaya çıkıp “Nasıl olsa biz Trabzonspor’uz, kim olursa olsun kazanırız” düşüncesinde olmak büyük hayaldir.
Daha geçen hafta futbolcumuzun canı sıkıldı, herkese nasip olmayanformayı çıkarıp “Ben oynamıyorum diyerek soyunma odasına gidiyor” biz öyle futbolcuyu “Ama sensiz Trabzonspor olmaz” diyerek bir hafta sonra forma giydirip ondan sonra hem ondan hem de diğer futbolculardan verim alacağız.
İnşallah alırız !
Ama netice hiç de öyle görünmüyor. Çünkü sahadan çıkan Adrian’ın vücut dili anlayana çok şeyler anlatıyor. Bu büyük takımı böyle basit işlerle uğraştıran kişilere yazıklar olsun. Gerçek Trabzonspor formasına layık futbolcular bulup bu takımı ayağa kaldırmalıyız.
Kimse kimseyi kandırmasın. Geçen maç sonrasında yazdığım yazıda “Sonuç iyi oyun!” şeklindeydi.
Akhisar maçında “Trabzonspor iyi oynadı, pozisyon yakaladı. Oyunun hemen başında pozisyonu gol yapsaydık maçı kazanırdık” diyerek hikâyeleri anlatacağız
Fakat oynadığımız takım Süper Lig’de küme düşmemek için oynayan bir takım. O takımın bizleri savunmada ne durumlara düşürdüğünü iyi etüt etmemiz lazım. Oyun disiplininden nasıl koptuğumuzu iyi görmeliyiz.
Burada Mustafa Akçay’ın işi çok zor. Futbolcularını motive ederken kendi psikolojisini inşallah bozmaz. Çünkü takımlarda futbolcular durur hocalar gider kötü sonuçlarda. Bunun için önce moralinin düzgün olmasını sağlamalı. Daha önce görev yaptığı takımlarda kendini nasıl motive ediyorsa en kısa zamanda kendini motive edip gerçeklerle baş başa kalıp iyi düşünmesi gerekir. Milli maç arasında bunları gözünün önüne getirmeli. Çünkü bunları yaşayan kendisi.
Akçay’ın bu mevkiye gelmesi yılların birikiminden olmuştur. Kısa zamanda kaybetmemesini dilerim.