TRABZONSPOR VE KAYBOLAN ÇİÇEKLER!

Trabzonspor’un şampiyonluk yaşadığı yıllarda orta ölçekli yetenekteki genç futbolcuları bile Türkiye vitrinine sunmasıyla meşhurdu. Bordo-Mavili kulüpte oynayan bir genç oyuncu, eğer az istikrarlıysa adım adım zirveye çıkarılır ve sonra da çok büyük paralarla satılırdı, ya da uzun yıllar takıma hizmet ederdi.  Bu anlayış uzun yıllar devam ederken, bir yandan ekonomisini düzelten Trabzonspor, diğer yandan da şampiyonlukları kazanmaya devam ederdi. Ama sonra tüketim toplumuna geçiş yaptık. Bordo-Mavililer de bu tüketim çılgınlığının içinde debelenip, boğulan kulüplerden biri oldu. Modaya uydu. Artık genç oyuncuyu yetiştiren ve büyüten değil, harcayan bir kulüp haline dönüştü.

Bu artık öylesine bir çılgınlığa dönüştü ki en yetenekli gençler bile Trabzonspor’da kaybolmaya başladı. Bir dönemler ülke çapında yetenekli futbolcuların hayalini süsleyen Bordo-Mavi forma cazibesini kaybetti. Vasatı biraz aşan oyuncular bile Trabzonspor’a gelmek istemedi. Çünkü geldiğinde biteceği korkusunu yaşadı. Bu en çok da altyapıdan yetişen futbolcuları etkiledi. Özellikle 2000 yılından sonra Ali Şen Kandil’ler, Yusuf Kurtuluş’lar, Emre Aygün’ler, Ergin Keleş’ler, Ferdi Serdar’lar, Ufuk Bayraktar’lar, Ufukhan Bayraktar’lar hep bu çarkın yok ettiği altyapı orijinli yetenekler arasına isimlerini yazdırdılar.

NE KADAR ÇOK YILDIZ ADAYI YÖNETENLERCE HEBA EDİLDİ

İsmini saydığım futbolcuların her biri, kendi bölgelerinde Türkiye’nin en iyileri olarak gösteriliyor, geleceğin büyük oyuncuları olarak kabul ediliyorlardı. Fakat bir kısmı ya hiç forma giyemedi,  ya da çok az şans verildi ve birkaç hataya kurban edildiler. Bu nesilden sonra özellikle büyük bir yetenek olarak ortaya çıkan Barış Memiş heba edildi. Kuşkusuz Barış’ın da kişilik eksikliğinin bu yok oluşta etkisi vardı ama onu 9 yaşında altyapıya alan ve gençlik yıllarına kadar yetiştiren Trabzonspor altyapı eğitim ve öğretim sisteminin kabahati çok daha büyüktü. Sonraki süreçte de profesyonel anlamda yönetenlerin ve teknik direktörlerin inanılmaz yanlışları ile dünya starı haline gelebilecek bir oyuncu, artık sıradan bile kabul edilemeyecek seviyeye düşerken, henüz 27 yaşında olmasına rağmen hiç kimsenin ismini anma gereği duymadığı futbolcu çöplüğünde yerini aldı.

Dört sezon önce ise Yusuf Erdoğan isimli bir cevher çıktı. Herkes onun için, “Son yılların en önemli yeteneklerinden biri ve en az 10 milyon Euro’luk bir değer olacak” tanımlamasında bulundu. Daha ilk yılında Trabzonspor’un değişmez isimlerinden biri olurken, takımın da en üretken, etkili silahı haline geldi. Ancak bu bozuk düzen onu da yemekten geri durmadı. Sol kanat oyuncusu Yusuf Erdoğan’ın bölgesine sürekli transferler yapıldı. Bu isim ise ya kulübeye gönderildi, ya da sağ kanata mahkum edilerek adeta yok olmaya bırakıldı. Ersun Yanal ile birlikte de heba edilen oyuncular arasında başrole soyunduruldu.

Geçen sezon Muhammet Beşir isimli bir yıldız adayı çıktı. Burak Yılmaz’dan daha yetenekli olduğu söylendi, goller attı ve A Milli takıma aday gösterildi. Ama sonra teknik direktör değişikliği ile birlikte kendine tribünde yer buldu ve o da henüz 20 yaşında yok olma aşamasına geldi.  Batuhan Artaslan, Ramazan Övüç, Mertcan Çam gibi isimler henüz kazanılamadı. Durmadan kiralıklar listesinde yer aldılar.

BU KAFA YAPISI YUSUF YAZICI’YI DA YOK EDECEK

Şimdi de bir Yusuf Yazıcı gerçeği var. Herkes üzerine titriyor. Sahada lider görüntü veriyor, genç yaşına rağmen ağabeylerinden bile daha büyük özgüvenle oynuyor. Ama bu isim bile tesadüfen yıldız adayı haline geldi. Çünkü Mehmet Ekici kadro dışı bırakılmasaydı ya da Tolgay Aslan transfer edilseydi kulübeden bile çıkamayacaktı bugün A Milli takımda forma giyip Trabzonspor’un gururu olan Yusuf Yazacı… Ama Trabzonspor yönetimi ve teknik direktörü Ersun Yanal öyle bir transfer politikası izliyor ki, bugün herkesin üzerine titrediği Yusuf Yazıcı’yı da yok edecekler. Bundan eminim. Çünkü Ersun Yanal’ın oyuncu yemeyi ne kadar iyi becerdiğini yaşayarak görenlerdeniz. Bunlardan biri de Yusuf olacak, altını çiziyorum.

Buradan hareketle tarihten bir örnek vereyim. Bilir misiniz, yıllar önce Trabzonspor Futbolcu İzleme Komitesi üyeleri Dünya U19 şampiyonasını izliyorlardı. Müthiş bir yetenek keşfetmişlerdi. Özkan Sümer de altyapı sorumlusu olarak bu turnuvayı izlemişti. Bu yeteneğin ismi ise Kaka’ydı. Yanlış okumadınız, daha sonra Real Madrid’in de büyük yıldızı olacak ve rekor ücretle transfer yapacak olan Brezilyalı Kaka… Ancak bu isme Özkan Sümer’in karşı çıktığı ve almadığı anlatılırdı. Konuyu Sayın Sümer’e sormuştuk. “Neden Kaka’yı almadın?” diye de sitem etmiştik. Bize söylediği ise, “Kaka sağ kanatta oynuyordu. Ben de onu beğenmiştim ama eğer Kaka’yı almaya kalksaydım, henüz 17 yaşında bizde Gökdeniz Karadeniz vardı. Onun önünü kesmiş olurdum. Gökdeniz’in önünü kesmeye hakkım yoktu” dedi…

TOPRAKLAR ÇORAK DEĞİL, KAFALAR BETON

Ve o Gökdeniz, tüm karakteristik eksiklerine rağmen Türkiye’nin en iyi sağ kanat oyuncusu oldu. Trabzonspor’da müthiş işler yaptı. Sıfır maliyetle başladığı kariyerinde, bahis skandalına karışmasına, otomobili ve iş yeri kurşunlanmasına ve gerçekten çok önemli sorunlar yaşamasına rağmen Bordo-Mavili kulübe 9 milyon Euro’ya yakın bir de para kazandırarak  Rubin Kazan’ın yolunu tutmuştu. Peki bilir misiniz ki O Gökdeniz Karadeniz, Mehmet Ali Yılmaz başkanlığı döneminde 4 futbolcuyla birlikte Giresunspor’a gönderilecekti. Özkan Sümer büyük tepki göstermese futbol dünyasında belki de Gökdeniz isimli bir futbolcu bile olmayacaktı.

Söylemek istediğim şu… Trabzonspor Türk futboluna sayısız çiçeği yetiştiren bir kulüp olarak tarihe ismini altın harflerle yazdırmış bir kulüptü… Ama ne yazık ki uzun yıllardır artık en nadide çiçekleri bile solduran, kaybolmasına, çürümesine, ezilmesine, horlanmasına neden olan bir yapı haline dönüştü. Kendi kimliğini, kişiliğini kaybederken, gençlerin kaderiyle de oynadı. Onların yeşermesine, filizlenmesine ve sonra de rengarenk açmalarına bile izin vermedi. Ardından da, “Bu topraklar artık çorak, çiçek yetişmiyor” yalanına sığındılar. Oysa topraklar çorak değil, kafalar beton!

Acı olan ne biliyor musunuz? Bu toplum da böylesine yalan söyleyenleri, kendilerini kandıranları kanıksadı. Hatta alkışlamaktan elleri çatladı.

Sebep olanlara yazıklar olsun!

**********************************************************

EDİN VİCSA KAFAMA TAKILDI!

Trabzonspor’un transfer listesindeki isimlerden biri de Edin Visca… Bu futbolcu uzun süredir Başakşehir formasını terletiyor. Visca 2011-2012 sezonun başında henüz 20 yaşındayken İstanbul kulübünde oynamaya başladı. İstikrarlı, hızlı, çabuk ve skora etkisi olan bir isim olarak dikkat çekti. Türkiye’ye sadece 400 bin Euro bonservis bedeliyle geldi. Şu anda ise 8 milyon marketing fiyatı 8 milyon Euro olarak kabul ediliyor. Bordo-Mavililer özellikle son yıllarda bu oyuncu üzerinde çok yoğunlaştılar. Hele Ersun Yanal takımın başına geçtikten sonra bir türlü bu Bosna Hersekli oyuncudan vazgeçemedi.

Geçen transferin başında talep edildi, olmadı. Devre arasında yine masaya oturuldu fakat Başakşehirspor ile anlaşma sağlanamadı. Bu kez de Yusuf Erdoğan, Aytaç Kara ve bir miktar da para karşılığı alınması için bastırıyor Ersun Yanal’ın bir dediğini iki etmek istemeyen yönetim… Ben de iddia ediyorum ki eğer Yusuf Erdoğan sol kanatta sürekli oynatılmış olsaydı, iki tane Edin Visca ederdi. Ama ne bu kulübü yönetenler, ne teknik direktörler, ne de taraftarların büyük bölümü bunun farkında bile değil… Birçok takımda zirve yapan ve Trabzonspor’a yüksek bedellerle alınan nice futbolcuların teneke parçasına dönerek gittiklerine tanıklık ettik değil mi?

Edin Visca da alınırsa bunlardan biri olabilir mi acaba? Benim endişem var. Büyük beklentiler ve önemli paralar ödenerek alınacak Visca’nın zirve yarışının içinde yer alması gereken, taraftar ve kamuoyunu hem de en güçlü bir şekilde hissedeceği Trabzonspor’da verimlilik sorunu yaşayabilir. Unutulmasın ki tam 6 sezondur Türkiye’de oynayan, Başakşehir gibi her zaman kendi durumuna göre başarılı çizgi tutturmuş takımın istikrar abidesi olan, 50’nin üzerinde gol ve asistiyle alkışlanan bu oyuncuya transfer çılgını Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş neden talip olmazlar. Ya da yüksek bedeli gözden çıkaramazlar. Bir de Trabzonspor’da doğru dürüst oynatılmayan ve işe yaramaz diye gönderilmek istenen Yusuf Erdağan’ı bile isterken!..Neden gerçekten hiç düşündünüz mü?

Trabzonspor’u yönettiğini sananlar!.