TÜNEL AKVARYUM’U YAPMADAN BİR YERE GİTMEM!

Başkan Genç: Belediyecilikte şunu yapsam yeter diye bir anlayış olmaz ancak mutlaka şu projemizi bu döneme yetiştirmeliyim dediğim de bir projem var. O da Tünel Akvaryum.. Bu dönem bunu mutlaka Trabzon’a kazandırmalıyız diyorum.

Ahmet Metin Genç..

Trabzon siyasetinin son 15 yıllık dönemine damgasını güçlü bir şekilde vuran bir isim.

Gençlik yıllarında Maçka’dan çıktığı yola, AK Parti’nin kuruluşunda, Trabzon Kurucu İl Yönetim Kurulu Üyeliği, İl Başkan Yardımcılığı ve İl Sekreterliği, il başkanlığı gibi görevlerle devam etti. 2007 seçimlerinde Trabzon’dan 7. Sıra milletvekili adayı olan Genç, bugün Karadeniz Bölgesi’nin en büyük ilçesi olan Ortahisar Belediyesi’nin kurucu başkanı olarak görev yapıyor. Hem şehrine hem de AK Parti’ye başından beri sadık kalan bir siyasetçi ve aynı zamanda bir hukuk adamı olan Ahmet Metin Genç’le eşsiz bir söyleşi gerçekleştirdik.

Şehirde bir turizm hamlesi var. Neler yapıyorsunuz bu konuda?

Şehrin gelişmesi ve kalkınması, bugünkü seviyenin üstüne daha fazla kazanım elde edebilmesi için ciddi bir heyecanımız var. Son trendde şehrin turizm yönüyle ortaya çıkması, değişik kesimler tarafından tercih edilmesi bizi bu turizm alanına kanalize ediyor. Belediye başkanı olarak bu şehrin istihdamını, yatırımını da düşünmek ve buna uygun projeler üretmek zorundayız. O nedenle turizmle ilgili olan yatırımlara biraz daha öncelik verdik. Zaten ana yatırımlarda hükümetimiz, bakanımız ve milletvekilleri söz verdikleri yatırımları şehre kazandırmak için mücadele ediyorlar bizlerin de belediyeler olarak bunların üzerine bir şeyler koyabilmemiz lazım. Onu da şehrin gelişen yüzü olan turizm alanında yöneldik. Bir yandan rutin belediyecilik işlerimizi yapmaya çalışırken diğer taraftan da hem bu turizm anlamında bir farkındalık oluşması açısından hem de var olan doğal ve tarihi güzelliğimizin ortaya çıkarılması için Turizm Stratejik Planlama Toplantısı’nı düzenledik.

Trabzon bu konuda geç kalmadı mı?

İSTENİLEN ADIMLAR ATILAMADI

Trabzon’da turizm anlamında var olan güzelliği son yıllarda daha çok fark ettik. Büyük bir şehir, güçlü bir şehir, dinamik bir şehir ama özellik ve zenginliklerini öne çıkartamamış bir şehir. Bir taraftan mikrofonu elimize aldığımızda güzel güzel konuşuyoruz; Tarihi şehir, kültürel şehir, kadim şehir, 4 bin yıllık bir şehir diyoruz, yeşil ve mavinin buluştuğu bir şehir diyoruz ama bunların altını dolduracak adımları istenilen oranda atamadı Trabzon. Bir yandan belediyemizin kurulum işlerine yoğunlaşırken diğer taraftan da şehrin takdirini kazanacak projeler üretmeye çalıştık. Üretirken de şehrin ayrı bir dinamiği olan, projeleri daha profesyonelce üretme kabiliyeti olan hem üniversitemiz hem de STK’larımızla beraber yapmak istiyoruz.

Bu konuda STK ve KTÜ’yü devreye soktunuz galiba..

Yetki ve irade bize tevdi edildi ancak bu yetkiyi şehir menfaatine kullanırken münferit davrandığınızda belki size göre doğru adımmış gibi gelen işler sonucunda yanlışa çıkabilir. Hepimiz bu şehirde yaşadığımıza göre bütün STK, KTÜ ve kamu iradesi ya da bizim ürettiğimiz projelere buralardan aldığımız katkılarla daha iyi bir şehir planlayabiliriz. Buna da katılımcı belediyecilik anlayışı ile ayrı bir önem veriyoruz. Bunu da açık yüreklilikle söylüyorum, bu kesimlerin ya da siyaset olarak değil, katılımcı belediyeciliğe ayrı bir önem verdik vermeye de devam edeceğiz.

En önemsediğiniz proje hangisi?

Belediyecilikte şunu yapsam yeter diye bir anlayış olmaz. Yeni kurulan bir belediye olmamız hasebiyle ve Karadeniz’in en büyük ilçesi konumunda olmamız hasebiyle birinci manada bu belediyenin kimliğinin teşekkül ettiği Ortahisar’ın bir kurumsal kimliğe kavuşması açısından önemli adımlar attık. Bir taraftan hükümet konağımız ve belediye hizmet binamızı Zağnos’un 4. Etabına yapacağız. Orada dönüşüm çalışmalarını da Büyükşehir Belediyemizden devraldık. Orada gerekli yıkımları yapıp, gerekli sosyal mekânları oluşturup, yıkıp ama yerine yeni yapılar meydana çıkarmadan yaşam alanlarının ve bir meydanın olduğu bir bütüncül projemiz var. Bu hayalimdeki bir proje ve bu dönem önemli bir kısmını aşacağız diye düşünüyorum. Mutlaka şu projemizi bu döneme yetiştirmeliyim dediğim de bir projem var. O da Tünel Akvaryum.. Bu projeyi çok önemsiyorum. Bu dönem bunu mutlaka Trabzon’a kazandırmalıyız diyorum. Ankara’nın doğusunda ilk kez olacak olan Kanal Akvaryum projesi ile bölgesel anlamda da bir çekim merkezi olacağız. Sadece buraya gelip gören değil yerli turistler de şehrimize gelecektir. Böylece şehrin yapısına yapmış olduğunuz proje ile direkt katkı sunmuş olursunuz.

KALEPARK’TAN ATAPARK’A TURİZM AKSI

Çünkü dün de söyledim bu şehre gelen insanlar Ortadoğu orijinli ya da yerli turistler artık şehirlerde çeşitlilik arz eden mekânlar istiyorlar. Yani temel noktalarımız dışında şehir içinde o insanları tutmamız lazım. Parayı şehir içine bıraktırmalıyız. Bu da çok önemli bir proje. Şehrin turizm haritasında önemli bir odak noktası olabilir. Şöyle bir düşüncemiz var: Kalepark’tan Atapark’a bir turizm aksı oluşturalım. Kalepark’tan aldığımız turistleri Kunduracılar’dan, sokak sağlıklaştırmasına devam ettiğimiz Kemeraltı ve Semerciler’den Tabakhane’ye, Tünel Akvaryum’dan da Zağnos’a ulaşacağı ve yine bir tarihi mekan olan Ortahisar’a ulaşacağı, oradan da Gülbaharhatun’dan Ayasofya’ya indirebileceğimiz bir turizm aksı. Bu çizdiğimiz alan Trabzon’un gerçek manada bütün tarihi değerlerini hemen hemen içinde barındırıyor. Ortahisar’da kendi tarihimize ait, hemen yukarı Hisar’ında daha önceki medeniyetlere ait eserler bulunuyor. Kemeraltı başlı başına bir tarih.

Kemeraltı Projesi konusunda eleştiriler var?

O bölge korunaklı bir alan olduğu için orada atacağımız her adımı Koruma Kurulu’nun onayı ile yapıyoruz. Yani kafamıza göre bir proje yapmıyoruz. Ancak çok dağınık bir görüntüyü çok orijinal haline dönüştürüyoruz. Başka yaptığımız bir şey yok. Şu anda oraya girdiğinizde bir taraftan antenler, tenteler, diğer taraftan tabelalar, kalabalık vatandaş topluluğunun başına yağmur suları akar gibi rahatsız edici bir durum var orada. Biz esnafımızla yaptığımız toplantıda tamamı bu projeye destek olacağını hatta yüzde 25’ini bile oradaki esnafın karşılayacağına karar verdik. Üstü kapatılması noktasında Semerciler’de drenaj anlamında bir verim alamadık. Ancak ikinci etabında yani Kemeraltı bölümümüzde üstü kapalı proje çalışması yapacağız. Bu projemizi Kültür Bakanlığımıza sunduk. Çok başarılı buldular ve kalan etapların proje ve finansı dahil tümünü biz karşılayabiliriz dediler. Muhteşem bir şey bu. Bu tür alanlar devletimiz tarafından önemseniyor. Bir taraftan mevcut alana hizmet ediyorsunuz diğer taraftan da tarihi korkuyorsunuz.

Ortahisar tam bir kültür bölgesi. Bu konudaki projelerden bahseder misiniz?

Ortahisar’daki tarihi mekânlarda yapacağımız bütüncül manada bir restorasyon projemiz var. Yukarı ve Ortahisar’da ağırlıklı olarak bulunan sonradan yapılan ve o tarihi mekânlara halel getiren unsurları, ciddi bir maliyet olmasına rağmen kamulaştırarak yıkmak. Diyoruz ya, yıkarak başlı başına hizmet ediyoruz diye. Yerine bir şey yapmayacaksınız ama.. Biz Hafza Sultan Konağı’nı devraldık ve tarih müzesi oluşturduk. Hemen o tarihi mekân çok kötü bir binaya bakıyor. Kesinlikle şimdi o binayı oradan almamız lazım. Cami Sokağa girdiğinizde zaten hepsi tarihi mekan. Aykırı olanları ayıkladığınız zaman bambaşka bir alan ortaya çıkacaktır. Ve ya yukarı hisar’da Kalekapısı olan bir sokak var kimse bilmiyor orayı. Ben de belediye başkanı olduktan sonra girdim o sokağa.. Kalenin asıl girişinin olduğu alan var orada da sonradan yapılan unsurları ayıkladığınızda muhteşem bir alan oluşturuyorsunuz. Tabi bunlar biraz daha masraflı ve büyük işler ama gözümüzü asla korkutmuyor ciddi bir şekilde olaya eğileceğiz.

KÜLTÜREL MİRASIMIZ VAR AMA BECERİP KULLANAMIYORUZ!..

Tarihi ve kültürel alanda yapılacak böyle projelere de devlet her zaman destek veriyor. Bu da çok müthiş bir şey. Ve inanıyorum Yukarıhisar’ı turizme açtığımızda Trabzon’a yeni bir turizm alanı açmış olacağız. Var olanı aslında ortaya çıkaracağız ama yıkarak. Ben müthiş bir akım olacağını düşünüyorum oraya. Gittim orada gördüm yabancı turistler gelip, görüp, içine giremeden geri dönüyorlar. Kültürel bir mirasınız var becerip değerlendiremiyoruz. 50 yıllık tarihi olan ülkeler basit eserlerini tarihi diye dünyaya sunuyorlar biz binlerce yıllık medeniyetin değerlerini ortaya çıkartıp, dünyaya sunamıyoruz. Bu da bizim öz eleştirimiz. Mağmat’ta yapacağımız 600 dönümlük alandaki turizm destinasyonumuz da şehre ayrı bir dinamik katacaktır. Yeşilliği ve eğlence alanı olarak görüyoruz o bölgeyi ama orada da bir tarih yatıyor. Tarihi İpekyolu’nun geçtiği bir alan orası. Turizme katkı sunacaktır.

Yeni kurulan bir belediye ne tür zorluklarla karşılaştı?

Şehrin idari yapılanması değişti, büyükşehir yasası ile. Merkezde ayrı bir ilçe oldu, bütün ilçelerimizin üstünde bir Büyükşehir oldu, merkezde olan ilçeye daha önceki Trabzon Belediyesi’nin belediye merkezi alanı itibariyle 7 tane mücavir belde 36 köy eklendi. Onlar bu yapının intibakını yapacaksınız, önceki 40 km.lik belediye hizmet alanınız 232 kilometre kareye çıkacak, 42 mahalleden 85 mahalleye ulaşacak eş zamanlı olarak bu alanlara da hizmet edeceksiniz. Başladığımız zaman 40 km.lik alana hizmet veren idarelerin bir kısmını alarak başlayacaksınız. Bir taraftan da bu belediyeyi kadrosuyla, fiziki planlamasıyla beraber olgunlaştıracaksınız. Aynı zamanda da temel belediyecilik hizmetlerini yerine getireceksiniz. Bunu yapmaya çalıştık. Zor bir iş ama zorluğunda müşteki olmadık hiçbir zaman. Çünkü halkımız bunu siz yapacaksınız diye bize görev verdi. Epeyce gayret ettik çeşitli zorluklarla karşılaştık ve halen daha o zorlu süreçler devam ediyor. Çünkü kurumsallaşmak kolay bir iş değil.

BÜYÜKŞEHİR YASASI YAKIN ZAMANDA DEĞİŞECEK

Mevzuaat itibariyle aynı coğrafyaya hizmet etmemize rağmen bu zorluklarla karşılaştık. Bu sistemin getirdiği bir zorluk. Büyükşehir olmamızın avantajlarını şu anda göremiyor olabiliriz, hatta göremiyoruz da.. Büyükşehir olduk gelirimiz 3 katı arttı diyemiyoruz şu anda ama o yöne doğru bir gidiş olacak. İmar yönünden bir bütünlük olacak. Koordinasyon noktasında Büyükşehir’i konumlandırıp, geri kalan işleri ilçe belediyelerine devretmek lazım. Büyükşehir Belediyemiz’in şu anda Düzköy İlçemizdeki bir itfaiye işiyle uğraşmaması lazım. Maçka işinin mezarlık işinin sorumluluğu Büyükşehir’de olmaması lazım. Büyükşehir üst koordinatör olacak, şehrin yatırımını, istihdamını, imar ahengini belirleyecek, geri kalan tüm işleri ilçe belediyelerinin yapması lazım. Bu nasıl olacak yasa değişecek. Bu tür taleplerimizi ilettik. Tespit şu: Büyük büyükşehirler yasa hazırlanırken biraz tutucu davranarak yetkiyi ilçe belediyelerine devretmediler. Böyle bir çalışma şu anda var ve yakın zamanda da devreye girecektir. Yani referandum süreci sonrası meclis bu anlamda bir çalışma yürütecektir.

Yüksek katlar konusunda ne düşünüyorsunuz?

Turizmi istiyorsak, Trabzon’a gelen tursiti profesyonel bir şekilde ağırlayacağız diyorsak, alan itibariyle ve o bölgenin siluetine halel getirmeyecekse yüksek katlara takılmamak lazım. Beşikdüzü’ndeki otelin katına da bu açıdan bakmamak lazım. Alan itibariyle kamu menfaatine bakacağız, eğer daha büyük bir kamu yararı yoksa bu tür yatırımların önüne açmak lazım. Biz ilçe belediyelerinin şunu bilmemiz lazım. İlçelerde kat yüksekliği bellidir. Mesela Of’ta 8 kattır ve gerisi Büyükşehir Belediyesi’nin yetkisindedir. Beşirli’de 9 kat uygun olabilir belki ama Çukurçayır’da bu uygun olmayabilir. Böyle bir mekansal planlama yapmamız lazım ki o çalışmalar yapılıyor. Bunlar tamamlandıktan sonra yıkarak çalışıyoruz ya bundan 50 yıl sonra gelecek yöneticilere, ‘Burayı da nasıl bu hale getirmişler’ dedirtmeyelim. Büyükşehir Belediye Başkanımızın bu manadaki hassasiyeti hepimizin hassasiyetidir.

Ülkenin gündemi referandum.. Neler söyleyeceksiniz?

Türkiye önemli bir idari değişikliğe gidiyor. Aslında mevcut sisteminin handikapları nedeniyle kesintiye uğrayan demokrasi, takınaklığını 27 Nisan e-muhtırasından sonra yapılan anayasa değişikliği ile üzerinden attı. Esasında şimdi yapacağımız referandum halkın cumhurbaşkanını doğrudan seçmesini sağlayan o 2007’de yapılan değişikliğin biraz daha zengin halini gündeme getiriyoruz. Aslında adımı 2007’de millet attı. O adım tamamlanıyor şimdi. 2014’te Cumhurbaşkanımızın doğrudan halk tarafından seçilmesiyle birlikte iki tane halk tarafından seçilmiş bir kademe oldu. Böyle bir sistem olamaz. Ya eskiye dönmek lazım ya da bunu tamamlayacak sistemi getirmek lazım. Bunun da çalışmasını partimiz ve MHP biraya gelerek adına cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi denilen sistemi halkımızın önüne getiriyoruz. Kendimize özgü bir sistem getiriyoruz. Tam anlamıyla bir başkanlık sistemi olmasa da başkanlık sisteminin değişik bir formatı olan özgün bir sistem diyebiliriz. Bu yeni sistemin memleketimize hayırlı olacağını düşünüyorum.

Demokrasinin son bulup, tek adamlık geleceği yönünde eleştiriler var..

Çeşitli eleştiriler var farklı algılar oluşturulmak isteniyor, tek adamlık oluşturulacak türünden söylem geliştiriyorlar. Kesinlikle böyle bir şey yok kesinlikle demokratik yönetim şekillerinden bir tanesidir. Bir ülke demokrattır demek için 3 kriter vardır. Onlar varsa o ülke demokratik bir ülkedir. Bir ülkede halk seçimleri doğrudan yapıyorsa o ülke demokratiktir. Bir ülkede halkın seçimini yapabileceği platformları partiler varsa demokratiktir. Vatandaşlar temel hak ve özgürlükleri anayasal teminat altına almışsa o ülke demokratik bir ülkedir. Bu yeni sistem bu 3 önemli kritere zeval getirecek bir sistem değil. Halk Cumhurbaşkanını, yürütmeyi doğrudan seçecek, meclisi halk doğrudan seçecek. Dolayısıyla bu sistemle Türkiye istikrarlı bir şekilde yoluna devam edecek.

HALK BÜROKRASİYE HİÇBİR ZAMAN HAKİM OLAMADI

Şu ana kadarki demokrasi tecrübemiz bize şunu gösterdi ki; Halk meclisi seçti, meclis kendi içinde hükümetini çıkardı ama ne halkın seçtiği meclis ne de halkın iradesinin seçtiği hükümet sistemi devletim içsel mekanizmalarında hiçbir zaman hakim olamadı. Belli bir şeyler yapıldı ama bu alanların dışındaki yerler için, halkın seçtiklerine, ‘Buraya siz müdahale edemezsiniz’ diye izin verilmedi. Adına derin, dış, paralel yapılanma ne derseniz deyin buna izin vermedi. O kapalı devre 60-71-80-97 ve 2007’de açıldı. O alana tek başına iktidar dönemlerinde fazla tazyik olunca bazen mıhtıra oldu bazen darbe. Ve 15 Temmuz oldu. Bu sistem üretti bunların hepsini. Bu sistem çok ideal çok kusursuz olsaydı tüm bunlar olmazdı. Halkın tam muktedir olduğu, 15 yıldır iktidar olmuş bir partinin kurucu lideri, Başbakanı, şu anda cumhurbaşkanı olmuş Recep Tayyip Erdoğan halen daha bürokratik oligarşiden söz ediyorsa burayı iyi irdelemek lazım.

Ne istediniz de yapamadınız sorusuna cevabınız?..

HER 1,5 YILDA BİR ARABAMIZ DURMUŞ

Yani ne istediniz de yapamadınız sorusuna Cumhurbaşkanımız güzel bir cevap verdi. Gelin bir de bana sorun dedi. Burada halk doğrudan Cumhurbaşkanını seçiyor. Bu ülkenin Cumhurbaşkanlarını halk doğrudan seçmedi hiçbir zaman. Umumiyetle darbe sonrası askerler oldu. O yüzden halkın tam hakim olacağı bu sistem Türkiye’nin önünü açacaktır. Yargıda da hep birbirlerini seçip duruyordular. HSYK Yargıtay’ı Danıştay HSYK’yı seçip duruyordu. Şu anda halk doğrudan Cumhurbaşkanını, meclisi, o başkan yargının idari mekanizmalarından atamalar yapacak. Yani millet ilk kez tam egemen olacak. Koalisyonlarla sürekli duraklayan arabamız, seçilmiş olan liderin halkın verdiği yetkisiyle çizdiği rotada hızlı ya da yavaş ama sürekli yol alacak. Cumhuriyet hükümetlerinde 94 yılda 65. Hükümetle yönetiliyoruz. Her 1,5 yılda bir arabamız durmuş bizim. O arada gelen geçmiş bizi. O yüzden çok daha hızlı bir sistemi inşallah Türkiye merakla bekliyor. Ve bu millet ve siyasi iktidar o bürakratik oligarşiyi bir türlü yıkamamış. Bakana müsteşar, “Devlet benim, sen siyasetçisin, geçicisin” gözüyle bakıyor. Hatta krizler çıkarılmış ki bir şekilde seçilmişler gitsin diye. Böyle yönetilmiş bu ülke..

Trabzon’da genel durumu nasıl görüyorsunuz?

Trabzon’umuzda şu anda yüzde 75 seviyelerindeyiz. Bu rakamın daha da yukarılara çıkacağını düşünüyorum. Bu sürece Trabzon’umuzun bir siyasi olgu olarak değil, bu milletin bekası, memleket meselesi olarak bakmasını istirham ediyorum. Hayır veren de evet veren de bizim kardeşlerimiz. Tercih başımızın üstündedir. Benim sadece dikkat çektiğim Hayır’da birleşen teröre ve şer odaklarıdır. Buna çok önem vermeliyiz. 15 Temmuz sonrası dikkat edin PKK’sı IŞİD’i DAEŞ’i bütün terör örgütleri hepsi birden saldırmaya başlamıştı. Onun için bu memlekette daha güzel şeyler olacak. Bu sistem onların yok olması demektir. Bu sistem milletin ve devletin içerisinde bir daha FETÖ gibi yapılanmaların olamayacağının nişanıdır. Bu sistem kararlı bir şekilde PKK’nın yok edileceği bir sistemdir. Bunları iyi görmemiz lazım.  

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu..

Bu dönem şehrimize gelmesine rağmen çok ciddi bir motivasyonla beraber, seçim süreçlerini birlikte yaşadık. Şu anda da kabiliyet ve kararlılığının eseri olarak Başbakanımız ve Cumhurbaşkanımız tarafından belki ülkenin hem içeride hem de dışarı da en büyük güvenlik problemlerinin yaşandığı bir süreçte İçişleri Bakanlığı gibi en önemli ve en zor göreve getirildi. Ve bu görevi layıkıyla ve fazlasıyla icra ediyor. Yanı sıra Trabzon’la çok yakından ilgileniyor. Ne zaman bir sorunumuz olsa bir telefonla çözüme kavuşturuyor. O yüzden kendisine müteşekkiriz. Allah yar ve yardımcısı olsun. Çok zor işlerle uğraşıyor ama hakkıyla bu görevi yerine getiriyor. İnşallah başarıları daim olur. Trabzon’un evladı olması hasebiyle de kendisiyle gurur duyduğumuzu da ayrıca ifade etmeliyim.

Ve Trabzonspor?

Yola girdik çok şükür. Çok kötü durumdayken bir tweet atmıştım. Devre arasında yapılacak 3-4 takviye ile beraber yola devam edeceğiz. Lütfen herkes yönetime sahip çıksın diye. Bizde yönetimler seçiliyor 6 ay 1 yıl geçmeden hemen başlıyoruz eleştiriye. Yönetimler genel kurullarda hesap versin. Yönetim ne taahhüt etmiş, ’50. Yılda şampiyonluk.’ Şampiyonluk gelmezse zaten gidecek kendisi. Taahhüt etmiş çünkü. Ciddi bir mali yapılanma sürecinden geçiyor takım. İnşallah iyi olacak ümit varım.. Sağ bek sol bek, Olcay derken, bir de Rodellega ile bu sezonun da güzel geçeceğine inanıyorum. Ben ilk dördün çok zor olmadığını düşünüyorum. Biz Antalya’yı her türlü geçeriz. Bu sezona Avrupa Kupalarına katılan bir Trabzonspor başarılı demektir. Ama hedef her zaman tabiî ki şampiyonluktur.

Karadenizde sonnokta / Ali Yahya ÖZTÜRK