AK Parti Trabzon Milletvekili Av. Salih Cora, “Trabzon’dan çok güzel bir sonuç alacağımıza inanıyorum. Trabzon’da bizim referandum hedefimiz en az %80’dir. Trabzon’da Türkiye rekorunu kırmak istiyoruz” dedi.

18 maddeden oluşan Türkiye Cumhuriyeti Anayasasındaki değişiklik 339 oyla TBMM’de kabul edilmesinin ardından AK Parti Trabzon Milletvekili Av. Salih Cora,  çarpıcı açıklamalarda bulundu. Cora, referandumda Trabzon’dan rekor oy çıkacağını da iddia ederken Cumhuriyet Halk Partisi’nin de referandumda HDP ile birlikte ‘hayır için çalışacağını söyledi. CHP’yi eleştiren Cora, “Şimdi CHP’nin ‘hayır’ dediğine terör örgütleri de ‘hayır’ diyor” dedi.

İşte Cora’nın açıklamaları: 

MHP BİZİM BLOKTA YER ALDI

Cumhuriyet tarihinin en önemli anayasa değişikliklerinden birisini gerçekleştirdik. TBMM, çok tarihi bir dönemden geçmektedir. Anayasa Komisyonunda ve Genel Kurul’da sabahlara kadar süren çalışmaların ardından Anayasa değişikliği 339 oy ile kabul edilmiştir. Burada AK Parti ve MHP ‘evet’ blokunda yer almıştır. CHP ve HDP ‘hayır’ blokunda yer almıştır. Muhtemelen referandumda CHP ile HDP ‘hayır’ için çalışacak. AK Parti ile MHP ise ‘evet’ oyu için çalışacaktır.

PARLAMENTER SİSTEM İSTİKRARSIZ

Tabii önemli bir anayasal değişiklik olmasının sebebi ilk kez hükümet modelinde bir değişikliğe gidilecektir. Daha önce tek parti döneminde kısa bir süre meclis hükümeti sistemi tecrübesi yaşanmış ardından parlamenter sisteme geçilmiştir. 1961 Anayasası ile de bu belirgin bir şekilde anayasal çerçevesinde de tanımlanmıştır. Parlamenter sistem Cumhuriyet tarihinde çok güzel tecrübeler bırakmamıştır. Parlamenter sistem ülkede Cumhurbaşkanlık krizleri ile koalisyon hükümetleri ile seçim tehditleri ile ve istikrarsızlıklarla anılan bir sistem olmuştur.

İNCİR AĞACI DİKİLDİ

Parlamenter sistem aynı şekilde sürekli vesayet organlarının kumandası altında olan ve Türkiye’de dışarıdan, içeriden müdahalelere maruz bırakacak bir sisteme dönüşmüştür. 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde özellikle Cumhuriyet tarihinde hiçbir zaman aranmayan 367 garabeti sisteminin artık zehirlendiğini, bu sistemin CHP ve vesayet organları tarafından tabiri caizse incir ağacı dikildiğinin açık bir resmiydi. Çünkü artık bu sistem yürümüyordu. Cumhurbaşkanlığı makamı belirli odakların vesayet organlarının sembolü haline gelmişti. 

BAŞARI MÜMKÜN DEĞİL

Yeri geldi Anayasa Mahkemesi ile şekillendirildi. Yeri geldi yargının değişik organlarıyla şekillendirildi. Yeri geldi askeri muhtıralarla beraber parlamentoya müdahale edilmiştir. Artık bu sistemin yürüyemeyeceği anlaşılmıştır. Bu sistem ile dünya konjektöründe başarı elde edilemeyeceği ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimi krize dönüşünce halkoyu ile Cumhurbaşkanı seçilmesine karar verildi. 2014 yılında da Cumhurbaşkanı ilk kez halk tarafından seçildi. 12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ilk kez halk tarafından seçildi. 

ÇİFT BAŞLILIK ORTADAN KALKACAK

Türkiye hükümet evresinde ilk kez farklı bir evreye doğru yaklaşmıştı. Başkanlık sistemine doğru yaklaşmıştı. Şimdi muhalefet partisi eleştirilerinde şunu diyor; ‘Parlamenter sistem güçlendirilsin, yolumuza devam edelim. Başkanlık olmasın tek adamlık olur’. Şimdi milletimiz artık bunun halk tarafından seçilmesinin kaçınılmaz olmasına sebep olan CHP’nin kendisidir.  Yeni sistemde devleti idare etmede ki çift başlılık sistemi ortadan kalkacaktır.

GÜVENOYU HALKTAN ALINACAK

Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilmektedir. Milletvekilleri de halk tarafından seçilir. Yani hem yasamanın hem yürütmenin meşru kaynağı halk olmaktadır. İkisi aynı anda seçime gittiği için güvenoyunu doğrudan millet tarafından almaktadır. Yani hükümet ile yasama aynı anda göreve başlamış olacak. Önceden koalisyon sorunlarından dolayı hükümet bir türlü kurulamıyordu. Güvenoyunda sıkıntı oluyordu. Şuanda güvenoyu halktan alınacağı için doğrudan göreve başlayacak. Yasama yürütmenin işine karışmayacak, yürütme yasamanın işine karışmayacak. Herkes kendi işiyle ilgilenecek. 

YÜRÜTME HALKA HESAP VERECEK

Yasama bütün enerjisini kanun yapmaya ve bütçe onaylama üzerine yoğunlaştıracak. Yürütme de kendisine herhangi bir tehdit unsuru olmayacağı için bütün işlerin hesabını eninde sonunda halka verecek. Eğer başarılıysa yeniden başkan seçilir. Başarılı değilse seçilemeyecek. Burada seçimle gelme sistemi olduğu için hiçbir zaman burada tek adammış, diktatörlükmüş böyle bir kaygı olmayacak. 

SIKIYÖNETİM MAHKEMELERİ…

Yine bu düzenlemeyle birlikte sıkıyönetim mahkemelerine ilişkin yani darbe Anayasasının müzmin görüntüsü olan sıkıyönetim mahkemeleri, askeri mahkemelerin Anayasadan çıkarılması, buraların kapatılması Anayasayı biraz daha sivil ve meşru bir görüntü ile buluşturmaktadır. Bunun dışında seçilme yaşı da 18’e indirilmiştir. Seçilme yaşının 18’e indirilmesi de şu anlama gelmektedir. 

SEÇME HAKKI VARSA…

Bir insanın seçme hakkı varsa seçilme hakkı da vardır. Avrupa’da bu böyledir. Ayrıca şunu da vurgulamakta fayda var. Bir inanın 18 yaşında milletvekili olacağı anlamına da gelmez. Bunu iyi görmek lazım. Şuanda seçilme yaşı 25 ama 25 yaşında milletvekili var mı? Yok. Bu düzenleme ile birlikte en azından 24 yaşında milletvekili olabilecek bir kişinin önündeki engel de kalkmış oldu. Halkta istiyorsa, şartları da sağlıyorsa seçilebilir. 26 yaşında Avusturya’da Dış İşleri Bakanı var. 

CUMHURBAŞKANI YARGILANABİLECEK

Cumhurbaşkanının görev ve yetkileri bir önceki düzenlemeye göre sınırlandırılmıştı. Cumhurbaşkanının şuanda yetkilerine baktığımızda yargılanma hakkı var mıydı? Vatana ihanet suçu dışında Cumhurbaşkanının yargılanması mümkün değildi. Ama şuanda yapmış olduğu iş ve işlemlerden dolayı yargılanmasının önü açılmış oldu. Dolayısıyla denetleme mekanizması ortaya konuldu. Şuanda mevcut sistemde Bakanlar Kurulu’na güvenoyu veriliyordu. Güvenoyu kalkmış oldu. Çünkü güvenoyunu millet doğrudan veriyor. 

KİMSE KENDİ BAKANINI YÜCE DİVANA SEVK ETMEZ

Gen soru kalktı. Şuana kadar gen soru iki defa kullanılmış. Yaklaşık 280 civarında gen soru kullanılmış ama 2 tane gen soru kullanılmış. Zaten kullanılmayan bir yöntem. Geçerli bir sistem değil. Yasama çoğunluğunu oluşturan bir partiden hükümet oluşuyor. Yasama çoğunluğunu oluşturan bir grubun bakanının yüce divana sevk edilmesi mümkün müdür? Değildir. Dolayısıyla gen soru anayasada vardır ama işlemesi mümkün değildir. Kimsenin kimseyi aldatmasına gerek yok. Hiç kimse kendi bakanını yüce divana sevk etmez. Bunu da iyi anlamak lazım. Yeni sistemde gen soruyla birlikte değil; meclis soruşturmasıyla birlikte bu yapılabilmektedir.

SINIRSIZ YETKİ SÖZ KONUSU DEĞİL

Cumhurbaşkanının önceden Bakanlar Kurulu kanun hükmünde kararnameleri hazırlama yetkisi vardı. Şuanda bu kaldırıldı. Cumhurbaşkanı kararnamesine dönüştü. Cumhurbaşkanı kararnamesi kanun hükmü kararnameden daha zayıf bir hukuk normudur. Aynı alanda bir kanun varsa kararname geçersizdir. Bu kararnamelerin anayasa mahkemelerine götürülmesi durumu da vardır. Dolayısıyla Cumhurbaşkanının sınırsız yetki aldı gibi bir durum söz konusu değildir. Yetkisi sınırlandırılmış, yasama ve yargıyla denge fren kontrol mekanizmasının oluşturulduğu bir sistem ortaya çıktı. 

RİSKLİ BİR ATMOSFER…

Türkiye şuanda önemli bir coğrafyadadır. Jeopolitik olarak çok önemli bir bölgede. Dünya her geçen gün çok riskli bir atmosfere doğru yolculuk yapıyor. Her tarafta savaş, kan gözyaşı vardır. Ülkemizde savaş çığırtkanlığı yapan ve savaşa teşvik eden ülkelerin terör örgütlerini kullanmak suretiyle Türkiye’yi bir kaosa ve belirsizliğe mahkum etmek istemektedirler. Türkiye, bu terör örgütleriyle en zor zamanında bile mücadele etmeyi başarmış bir ülkedir. 

TERÖRE KARŞI BOŞLUK OLUŞMAMALI

15 Temmuz’da çok kanlı bir darbe girişimi planlanmış. Cumhurbaşkanımızın mevcut iradesi, halk tarafından seçilmiş olması makamını sembolik bir makam olarak görmemesi ve çok net duruşuyla beraber darbe püskürtülmüştür. Dolayısıyla ülkemizin her türlü teröre karşı bir yönetim sistemine bir boşluğun oluşmaması gerekiyor. Recep Tayyip Erdoğan her geldiği makama seçimle gelmiştir ama diktatörlükle suçlanıyor.

YENİ SİSTEM ÜLKENİN BEKA MESELESİDİR

Bu yeni sistem şahıs meselesi değildir. Bu ülkenin beka meselesidir. Devletin, Türkiye’nin daha güçlü olma meselesidir. Şu kadarını söylemek istiyorum ki Cumhurbaşkanımız, bu sistemle birlikte ileride kim Cumhurbaşkanı olursa olsun ister en karizmatik olsun ister en vasatı olsun. Bu sistemle birlikte en vasatı bile ileride bu ülkede bu darbe yapmak isteyenlerin planlarını akamete uğratabilecek, darbeyi püskürtebilecek kadar yetkilere sahiptir. En azından bu engellenmiş oldu. Yani Cumhurbaşkanı anında karar verebilecek. Yeri gelir Genel Kurmay Başkanını görevden alabilir. Yeri gelir bazı yerleri kapatır. Kararname düzenleyip tedbirler alır. Yani tehlikelere karşı bir zırha bürünülmüş oldu. Ülkeyi, demokrasiyi, Cumhuriyeti korumak için ülkemizin bu sisteme ihtiyacı vardı. Ülkemize hayırlı olsun.

TRABZON’DA HEDEF %80

Trabzon’dan çok güzel bir sonuç alacağımıza inanıyorum. Trabzon’da bizim referandum hedefimiz en az %80’dir. Biz Türkiye rekorunu kırmak istiyoruz. Şuana kadar aldığımız oyların üzerine çıkmak istiyoruz. Bunu çok iyi bir şekilde halkımıza anlatacağız. Referanduma katılma sürecini de teşvik ederek hem oy sayısını hem de oranını artıracak bir sonuç ortaya çıkaracağımıza inanıyorum. Milletimiz ve memleketimiz için hayırlı olsun.

CHP, HDP İLE ÇALIŞACAK

Referandum sürecinde CHP ve HDP ‘hayır’ kampanyasını yürütüp birlikte hareket edecekler. AK Parti de MHP ile birlikte ‘evet’ kampanyasını yürütecektir. Şimdi CHP’nin ‘hayır’ dediğine terör örgütleri de ‘hayır’ diyor. Bizim ‘evet’ dediğimiz anayasa paket değişikliğine de geçmişte Turgut Özal, Alparslan Türkeş, Necmettin Erbakan ve Süleyman Demirel de ‘evet’ demişti. 

LİDERLER BAŞKANLIĞI ARZULADI

Dolayısıyla milletin gönlünde yer etmiş liderlerin her zaman Cumhurbaşkanlık sistemini hukuk tabiri ile başkanlık sistemini arzuladıkları kabul edilen bir gerçektir. Bu resmi kayıtlarda mevcuttur. Ama onlar hep muhalefette iken istemişlerdir. Ama biz iktidarda iken bunu istiyoruz. Şuanda tarafsız bir şekilde başbakanlık makamı, meclis başkanlığı makamı, Cumhurbaşkanlığı sistemi de şuanda bizde. Şuanda zaten bütün güç bizde.

YASAMA VE YÜRÜTME AYRI GÜÇ OLACAK

Ama biz Başkanlık Sistemini getirerek yasamanın ayır bir güç, yürütmenin de ayrı bir güç olmasını istiyoruz. Denge fren kontrol mekanizmasına göre dengeleyebilen bir sistemin olmasını arzu ediyoruz. CHP, 2007 yılında Cumhurbaşkanını meclise seçtirmedi; milletin iradesini yok sayarak milletvekillerine baskı uygulayarak meclise de milletvekillerini sokmamıştır. 

CHP’NİN ‘EVET’ VEYA ‘HAYIR’ DEMESİNİN ÖNEMİ YOK

Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilsin diye halk oylaması oldu. CHP ‘Hayır, halk tarafından da seçilmesin’ dedi. CHP’nin evet veya hayır demesinin hiçbir değeri yok. Yani geçmişte oluşturmuş olduğu muhalefet kurgusu tamamen vesayet organlarının aparatı olmuş haldedir. Vesayet organları haline gelen CHP, tüm nüfusunu kaybedebileceği bir durum olmuştur. Vesayet organları, kendileri meşru göstermek için siyasi kurumlarını aracı olarak kullanmışlardır. CHP de hiçbir zaman bu vesayet organlarının aracı olmaktan da geri durmamıştır. Şimdi böyle bir ihtimal ortadan kalkacak. Dolayısıyla yeni sistemi istemezler. Bunun için de hayır demeleri normaldir. 

SİSTEM MİLLETE HESAP VERECEK

Sonuçta milletimiz her şeyi görüyor. Kimlerin ‘hayır’ dediğine, kimlerin ‘evet’ dediğine bakacaktır. Bu sistem ülkenin geleceği, milletimizin istikbali açısından değerli, sürdürülebilir, yönetilebilir, bir sistemdir. Ülkemizin daha güçlü bir yapıya kavuşması, daha istikrarlı bir ekonomiye sahip olması, sosyal güven ve barış ortamının sağlanması, bütün kurum ve kuruluşlarının ahenk içerisinde çalışabilmesi adına önemli bir düzenlemedir. Yeni sistemle birlikte Türkiye’de 70-80’lerde yapılan tartışmaların bundan sonra yapılamayacağı ortam oluşmuş olacaktır. Ülkemizde tamamen milletin iradesine dayandığı, millete hesap verebilen sistem oluşuyor. Bu aşamada biz de milletin vekilleri olarak sorumluluğumuzu yerine getirdik. Referanduma getiriyoruz. Bundan sonra da karar da milletimizindir. 

sonnokta gazetesi söyleşi

Hüseyin Terzi