İnternet günlük hayatımızın tam ortasında yer alıyor. Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Dairesi Başkanlığı’nın 2018 yılı verilerine göre Türkiye’de 59 milyon internet kullanıcısı bulunmaktadır. 81 milyon ülkemin 59 milyonu interneti doğru ya da yanlış bir şekilde kullanıyor.

59 milyon internet kullanıcısının içerisinde 53 milyon kişinin facebook hesabı, 12 milyon kişinin twitter hesabı, 23 milyon kişinin de instagram hesabı bulunmaktadır. Sosyal medyada geçirilen zaman ise ortalama olarak 3 saat.

Dedik ya doğru ya da yanlış bir şekilde interneti kullanıyoruz. Facebook hesabı üzerinden kitlelere ulaşarak para kazanan arkadaşlarımız olduğu gibi sahte profiller ile insanları dolandıranlar da var. İnstagram’dan satış ve pazarlama yaparak online ticarete atılanlar olduğu gibi anlık fotoğraf ve video çekerek mutlu olanlar da var.

Daha da şaşırtıcı olan sadece 60 saniyede ;

Youtube’da 2,78 milyon video görüntüleniyor, Google’da 2,4 milyon arama yapılıyor, İnstagram’a 38 bin 194 resim yükleniyor, 347 bin 222 twit atılıyor, Amazon’da 203.596 dolarlık satış yapılıyor, 701 bin 389 Facebook girişi yapılıyor, WhatsApp üzerinden 20,8 milyon mesaj atılıyor ve 1,04 milyon vine döngüsü oluyor.

Bu şekilde analiz yapılabilmesi ise düşündürücü, demek ki sosyal medyada aslında attığımız her adım birileri tarafından kayıt altına alınıyor.

59 milyon internet kullanıcısının olduğunu bilen siyasetçi siyasetini sosyal medyadan yapıyor, küçük ya da büyük her türlü ticari işletme satış pazarlama alanı olarak sosyal medyayı kullanıyor, reklam yapmak isteyen kuruluşlar sosyal medyayı kullanıyor, birçok kurum ve kuruluşun sosyal medya hesabı var çalışmalarını faaliyetlerini buradan duyuruyor, sosyal medyada tanışıp evlenenlerden tut da düğününü sosyal medyada yapanlara kadar her şeyi bulabiliyoruz internette.

Bu kadar döngünün ve bilginin yer aldığı sosyal medyada her bilgiyi araştırarak teyit ettikten sonra doğruluğuna inanmak gerekiyor. Alışveriş yapmak için güvenilir siteleri tercih etmek gerekiyor çünkü bu siteler satış yapılabilmesi için banka kartı ya da kredi kartı bilgilerimizi bizden istiyor. Küçük bir dalgınlık ile güvenilir olmayan bir siteye yapacağımız bilgi paylaşımı zamanla başımıza büyük dertler açacaktır.

Buraya kadar anlattıklarımız da kullandıklarımız da internetin görünen yüzü. Bir de internetin görünmeyen karanlık yüzü var o da ‘deep web’ .

Bazen bu bilgileri paylaşmak bilmeyen insanların da merak ederek araştırmasına ve bu mecraları kullanmasına neden olsa da artık insanların kolayca ulaşıp haberdar olduğu bilgiler olduğu için ben de konuya değinmek istedim.

Deep Web; kaçırılan insanların satıldığı pazarlar, her türlü uyuşturucu ve öldürücü maddenin satıldığı alanlar, kiralık katillerin cirit attığı bir dünya. Bizlerin sosyal medya ve diğer alanlar toplamı ile kullandığımız internet alanı %10’luk kısmı oluştururken, görünmeyen ve Deep web olarak adlandırılan karanlık alan ise %90’lık bir kısmı oluşturmaktadır.

Çocuklarımızı internetin faydalı olan bilgileri kullanmasına teşvik etmek amacıyla anne-baba ve kardeşler olarak bizlerin internet alemini bir şekilde öğrenmesi gerekiyor. İnsanın bilmediği şeyi yönetmesi ve insanları bu varlıktan uzak tutması zor. Bu nedenle 59 milyon internet kullanıcısını doğru yönlendirmek hem ailelerin, hem öğretmenlerin hem de devletin asli görevidir.

Unutmayalım ki; ‘ Tek bir tuşla insana pek çok kolaylık sağlayan teknoloji, tek bir tuşla da insanlığı yok edebilir’. Bilgisayarın ya da telefonun başında geçen her dakika bizi hayatın güzelliklerinden mahrum eder.