Aklımız ve dikkatimiz Afrin, Elbab, Membiç’te toplanırken Kıbrıs’ın 1974 te alınmasının acısının halen batılıların aklından çıkmadığını unuttuk gibi.

Kıbrıs aslında Kudüs’ün yolu üstünde bir karakoldur. Kudüs’ü Trump İsrail’e başkent ilan etti ama Kıbrıs tamamen batıların eline geçmedikten sonra Kudüs’e asla tamamen sahip olunamaz.

Bugün Türkiye’nin önüne PKK-PYD-YPG yılanları sürülerek oyalamak istediklerinde bazıları CIA’nın sözde yayınladığı raporları baz alarak Türkiye’nin resmen bölünmesi için emir beklendiği yalanını atıp bu ülkeye gönül vermiş kimseleri satılmış beyinlerin ilanları ile uyuşturmak, endişeye sevk etmek ve korkutmak istemektedirler.

Oysa bilmeniz gerekir ki AB, CIA’nın bir raporunu (!) duyurmuş ise sizin duymanız istendiğinden dolayı duymuşsunuzdur.

Yoksa CIA’nın bir raporunu onlar istemedikten sonra siz asla göremez duyamazsınız.

En cahil vatandaş dahi bilir ki CIA size bir rapor sızdırmış ve sizin duymanızı istemiştir ve bundan bu ülkeye düşünülen bir şeytani tuzak vardır.

Bunlara kanmak için ya aptal olacaksın ya da hain.

Dikkatinizi şuraya çekmek isterim.

Geçenlerde Erdoğan İngiltere’ye gittiğinde, Erdoğan’a bizzat İngiltere kraliçesi şöyle bir teklif götürüyor; “Türkiye’nin düze çıkması için 60 milyar dolar yıllık gelire ihtiyacı var. Sen Güney Kıbrıs ile Kuzey

Kıbrıs’ın birleşmesini onayla bu para sana verilsin” denildi.

Gaye İngiltere’nin hakemliğinde batının kontrolünde birleşik Kıbrıs oluşturulup Türkiye’nin devre dışı bırakılmasıdır.

Yani Erdoğan’dan Kıbrıs’ı resmen satın almak istediler. Verilen cevap ise ‘hayır’ oldu.

Zira o takdirde Kudüs tamamen elden gider Ortadoğu’nun kontrolü ABD ve AB’nin eline geçecekti. Yani bu asrın modern haçlı seferinin bir safhası bitecekti.

Unutmayın, Kıbrıs Kudüs’ün muhafızıdır.

Peki Mekke’nin kalesi neresi?

Dikkat, “Sevakin Adası’dır.”  

Sevakin Adası, Lozan’dan önce Osmanlı idaresinde idi bugün Sudan’ın.

Bu ada Kızıldeniz’in tam ortasında Sudan kıyısında denizden Mekke’ye giden su yolunun tam ortasında. İşte Türkiye bu günsevakini Sudan hükümetinden 99 yıllığına kiralayarak oraya askeri üs kurmuştur.

Yani Mekke’nin saldırı yolu da Türkler tarafından sağlama alındı.

Tabii Mekke sizin için bir şey ifade etmiyorsa konuya Fransız kalırsınız.

Devam edelim.

Bu proje, te Yavuz Sultan Selim zamanından kalan bir projedir.

Bilin ki Sudan Türkiye ile manen de olsa birleştiğini ilan etme yolundadır.

Bu hamleden yalnız batı değil Suud ailesi de rahatsız. Somali’de Mogadişu’da Türkiye’nin Dünya’nın en büyük askeri üssünün kurulduğunu biliyor musunuz? Somali’de Sudan’da Türk etkinliğinden rahatsız olan

ABD, İngiltere ve Fransa işte bu yüzden Suriye ve Irak’a  on binlerce TIR dolusu silah yığarak orada Ermeni ve Marksist bazlı sözde bir Kürt devleti kurmaya çalışıyorlar.

Gaye Türkiye’nin önünü kesmek.

Evet siz yine CIA raporları ile dalganızı geçmeye daha doğrusu CIA sizinle dalga geçmeye devam etsin.

Biz de anlatmaya devam edelim. 

Bakın 15 yıl önce Karakol baskınları yiyerek oyalanan Türkiye bugün batıya Afrika, Basra körfezi, Kızıldeniz ve Ortadoğu’da karakollar kurarak batının Haçlı seferlerine Kılıç Arslan ve Selahattin Eyyubi’nin, Yavuz’un ve Kanuni’nin mirasına sahip çıkarak karşı koyuyor.

Bu çıkış tüm batıyı çileden çıkarıyor onların uykuları kaçıyor.

Burada mesele zalimlerin zulmü ile mazlumların kurtuluşu rol oynuyor.

Şimdi siz de tarafınız belli edin zalimlerin tuzağına düşmüş kedi mi olmak istersiniz yoksa mazlumların tarafında onların ve adaletin zuhuru için hakikatin yanında mı yer almak istersiniz.

Karar sizin.