Henüz hafızalarımızdan silinmedi, Aselsan’ın intihar ettiler(!) denilen Altı genç bilim adamları. O zaman “Kimi kandırıyorsunuz?” demiştik. Yememiştik bu ithamı. Sonradan bir FETOCU subay’ın ifşaatı ile F-16 yazılımları, İHA, SİHA, ATAK lar  ve bazı silahların yazılımları üzerinde şifreler üreten bu gençlerimizin dış mihraklı ajanlarca katledildiklerini öğrendik. Demek ki Türk insanı bu konuda kefeni yırtmaya başlamıştı. Biliyordum, ben de bir Bilgi İşlemci olarak Türkiye’nin yazılım sanatında nerelerde olduğunu. Türkiye’nin elektronik ve yazılım üretimde bir veri tabanı olmalı idi. Fakat devlet cihetinde bugünlerde olduğu kadar destek görmediklerini herkesin kendi başına dağınık olarak bir şeyler bulmaya  çalıştığını da biliyordum. Meslek icabı haberdardım. Fakat bu alandaki çalışmalar Cumhurbaşkanı  R.T. Erdoğan’ın ve mevcut hükümetin bu gençlere sahip çıkıp bunları bir çatı altında toplamaya başladığını duyduğumda çok sevindim. Hele geçenlerde Televizyonda Türkiye Teknoloji Vakfı Başkanı Selçuk BAYRAKTAR adlı bir gencin beyanat ve ifadelerini dinledikten sonra bu konuda çok umutlandım. Türkiye’nin yazılım sanatında geldiği yerleri gerek savunma sanayinin gerekse bilişim sektörünün ihtiyacı olan yazılımların ardı ardına söküldüğünü duymak beni son derece gururlandırdı. Biliyorum, birileri çıkıp “Hadi canım sende” diyecek. İşte bizim en büyük düşmanımız kendi kendimizi yok veya  aciz görme hastalığımızdır. Siyaset denilen mikrop bu denli mi etkili. Lâfla peynir gemisi elbette yürümüyor, lâfla Atatürkçülük olunmuyor. Ancak icraatla. M.Kemal Atatürk’ün “İstikbâl göklerdedir” vecizesini lâf ola değil, uygulayarak gerçekleştiriyor. İşte bu gün her şeye rağmen tüm olumsuz düşüncelere ve kötümserliğe rağmen Türkiye diğer alanlarda olduğu gibi bilişim alanında da rüzgâr gibi esiyor. Bunlar devletin desteği, ilgisi ve varlığı ile mümkündür. TEKNOFEST toplantısında ki katılımı görünce koltukları kabarmayan, iftihar edemeyen bir kimse elbette “Ben Türk’üm” diyemez.

Bunca kalabalık acaba neden oraya toplandı? Bendeniz Selçuk BAYRAKTAR arkadaşımıza buradan bir mesaj iletmek istiyorum.

Tüm bu gelişimler içinde Türk bilişim sektörünün bir “ Yerli İşletim sistemine ve bir de editöre ihtiyacı var”. Bir zamanlar “PARDÜS” adlı işletim sistemi ortaya atıldı fakat gerekli ilgiyi ve desteği göremeden kaybolup gitti. Zira bu gün tüm Bilgisayar kullanıcılarının kullandığı “WİNDOWS” İşletim sistemi ABD kökenli. Her versiyon update ve yenileme girişiminde sizin Bilgisayarlarınız içinde cirit attıklarının farkındamısınız? Tüm bilgi, belge ve yazılımlarınız onların insafına kalmış. Evet Türkiye’nin “Teknofest” mitingi ile ortaya koyduğu “Bilişim performansı” nın devam edip enerji alanına intikal edip çok yakında Uzun ömürlü kuru pil, Rüzgâr ve Güneş enerjisi ile desteklenmesini umuyorum. Artık çalışan ve üreten gençlerin arkasında destekçi Hükümetimiz ve devletimiz vardır.