Türklerin İslam dinine kitleler halinde girmeleri kaynaklardan öğrendiğimize göre 8. Yüzyıl ya da 9. Yüzyıl arasında vuku bulmuştur.

Bir kısım yerleşik, fakat büyük çoğunluğu göçebe olan Türklerin İslamlaşması, en büyük tarihi hadiseyi teşkil etmiştir.

İslam dininin bu büyük zaferi, başka memleketler ve milletlerde olduğu gibi bir istila altında olmamıştır.

Türkler kendi hür irade ve arzularıyla bu büyük İslam dinini benimsemişlerdir. Burada, İslam dininin ve medeniyetinin üstünlüğünden gelen cazibe, eski Türk dini Şamaniliğin İslamiyete yakın, o kitlelere sahip olması ve İslam’ın Türk ruhuna uygun gelmesi, elverişli içtimai psikolojiyi hazırlamıştır.

Türkler tarihinin hiçbir döneminde puta tapmamışlardır.

Puta taptıklarıyla ilgili hiç bir kaynağa rastlayamazsınız.

Türklerin inandığı tek ilahın ve mahlukatın haliki olması, bütün hadiselere ve insan fiillerine hakim bulunması, sıfatlar, İslam’ın Allah'ına çok yakındır.

Bu konuyu inceleyen bilim adamları yabancı tarihçiler şu hususta birleşirler; Türkler daima tek ilaha ve göklerin O'na ait olduğuna inanıyor ve Araplarında aynı Allah'a inanmaları onların dinini kabule sebep oluyordu.

Şamanizm dininin bir peygamberi olmaması, Hz. Muhammed (SAV.)'nin kabulünü ve ona büyük muhabbetle bağlanılmasını kolaylaştırmak ve bundan başka, Hz. Muhammed peygamberimizin, yine bazı kaynaklardan edinilen bilgilere göre Türkler lehine söylediği hadislerin bulunması, geniş kitleler halinde İslam’la yeni bir can gelmiştir.

İslam'ın cihad anlayışı, Türklerin savaşçı ruhlarına ve cihan hakimiyetini davalarına ilahi bir gerekçe olmuştur.

Zira Şamani Türkler İslam'ın cihadını, onun yukarıda da belirttiğim gibi İslam dinine kitleler halinde girmişlerdir.

Barış Pınarı hareketine katılan ordumuza Allah'tan büyük zaferler ihsan etmesini ve bu yavrularımızın burunları dahi kanamadan geri gelmelerini, bütün Türk Milletinin duaları onlarla olduğunu bilmelerini isterim.

Selam olsun operasyona katılan askerlerimize  Allah (c.c.) yar ve yardımcıları olsun.