Ligde şampiyonluğa giden yolda kritik bir virajdı Fenerbahçe derbisi. Henüz 1.dakika dolmadan Kruse’nin golü Akyazı’da buz gibi hava estirdi. Yediği golün şokunu Bordo-Mavili ekip üzerinden atmak istese de Fenerbahçe daha fazla topa sahip olarak buna izin vermedi. Taa ki Ekuban’ın harika pasını müthiş bir golle sonlandıran Sörloth’un golüne kadar.

İşte bu andan itibaren işin rengi değişti. Daha bir özgüvenle Trabzonspor Fenerbahçe kalesine geldi. Orta alanda her ne kadar Sosa kendini gösteremese de tecrübesini sahaya yansıttı. Bir komutan edasıyla takım arkadaşlarını yönetti. Bir kere Fenerbahçe’nin en önemli silahı Kruse idi. Çünkü konuk takımın her atağının olgunlaşmasında bu oyuncunun rolü büyüktü. Dün akşam bunu bir kez daha görme fırsatı bulduk.

Her ne kadar Hüseyin ve Campi zaman zaman Vedat’ı kaçırsa da onların hatasını kapatan bir kaleci vardı Trabzonspor’da. Uğurcan Çakır belki de kalecilik hayatı boyunca böyle bir maç çıkardığı yoktur. Bir çok kez Fenerbahçeli oyuncularla yüz yüzü gelmesine rağmen mükemmel refleksleriyle maçı tuttu kopardı. Geceye hiç kuşkusuz damga vuran iki oyuncudan biri oldu. Diğeri ise Sörloth. Norveçli oyuncuyu bulup Trabzonspor’a kazandırandan bin kere Allah razı olsun. Bana göre bırakın bu yılı son yılların Türkiye liglerinin en iyi forvetidir desek abartmış olmayız. Kimse kusura bakmasın Fatih Tekke’den sonra bayılarak ayılarak izlediğimiz bir forvet modunda Sörloth. Fenerbahçe savunmasını tek başına yerle bir etti. Trabzonspor’u galibiyete taşıyan rolün de Uğurcan Çakır ile başrol oyuncusu oldu. Allah nazardan saklasın. Onunla Trabzonspor kutlu zaferine doğru emin adımlarla yürüyecek demiyorum koşacaktır.

İlk yarıdaki temponun verdiği keyif ikinci yarıda Trabzonspor açısından rölantiye döndü. Bence teknik patron Hüseyin Çimşir akıllı bir oyun stratejisi kurdu. Çünkü Hüseyin Hoca en azından elindekini koruma güdüsüyle takımını hareket ettirdi. Bunun içinde sahada savaşmak gerekiyordu. Fenerbahçe saldıracak defansında oluşacak boşlukta ise cezayı Trabzonspor kesmeyi yeğledi. Belki 3. golü bulup Bordo-Mavililer cezayı kesemedi ama elindekini tutmayı başardı.

Burada bir parantezde Trabzonspor taraftarlarına açmak istiyorum. Fenerbahçe cephesinden maç haftasında yapılan abuk sabuk açıklamalarla Bordo-Mavili taraftarlar üzerinde sinsi planlarını gerçekleştirmek istendi ama bu tuzağa Trabzonspor’a gönül verenler düşmedi. Mükemmel destekleriyle alınan galibiyette pay sahibi oldular. Kendilerine teşekkür ediyorum. İşte Trabzonspor böyle taraftar profiliyle yılların hasretine son vermeye adım adım gidiyor. Yeter ki bu takıma güvenelim inanalım. Desteğimizi nefesimiz kesilene kadar sürdürelim. 2010-2011 yılındaki ruhla geliyoruz.