‘Ummadık taş yarar baş’ sözü dün akşam ki Alanyaspor maçının bence net bir özeti gibiydi. Galatasaray karşısında farklı skorla elde edilen zafer futbolcusundan taraftarına kadar herkesi rüyalar aleminde gezdirdi, durdu. Hatta erkenden şampiyonluk şarkıları söylenmeye dahi başladı. Ne kadar kolay değil mi bir maçta takıma övgüler dizerek göklere çıkarmak.

Ama hesap edilemeyen bazı şeylerde gerçekleşmiyor değil. Dün akşam çantada keklik olarak görünen Alanya maçında yere çakıldığımız gerçeği gibi... Arkadaş ayaklarınız yerden kesildi mi bunun elbette bir bedeli oluyor.

Her ne kadar Alanyaspor’un kadro yapısı olarak Trabzonspor’un yanına yaklaşamadığı gerçeği önümüzde dursa da dün akşam Bordo-Mavili oyuncular giydiği formanın büyüklüğüne yakışır bir mücadele ortaya koyduğu da söylenemez. Ünal hocanın maçtan sonraki açıklamasında, ‘mışlarla muşlarla bu iş olmuyor’ söylemi de bunu doğrulayacak nitelikte. Sen Trabzonspor’san yakaladığın fırsatları değerlendirip, Alanyaspor maçını kazanacaksın arkadaş. Kazanacaksın ki rakiplerinin ağzına sakız olmayacaksın.  

Dün akşam yenilen golde Mustafa Akbaş’ın uyur gezerliğinin sonucu olduğunu kabul ettiğimiz kadar Yusuf Yazıcı ve Nwakaeme’nin de bir hayaletten farksız bir görüntü sergilediğini de dile getirmeliyiz. Hele Rodallega’nın girdiği net pozisyonlarda kimi zaman ağır kalışı kimi zaman ise beceriksizliğinin faturası da 3 puan kayıp olarak Trabzonspor’un hesabına eklendiğini de kabul etmeliyiz.

Kolombiyalı oyuncu böylesine maçlarda sahne alıp gerekeni yapmıyorsa neden Burak Yılmaz’ın gölgesinde kaldığını iyice bir düşünmesi gerekiyor. Tabii ki şunu da belirtmeden geçemeyeceğim,  Ünal hoca oyuna müdahalelerde geç kaldı. Mesela Amiri daha erken oyunu alıp Nwakaeme’yi yanına oturtabilirdi. Ekuban’ı da 10 dakikalık kalan zaman dilimine sıkıştırmaya da bilirdi. Trabzonspor’da Alanyaspor karşısında Sosa ve Onur dışında ayakta kalan olmadı. Ne var ki Arjantinli ve kaptanın temposuna ayak uyduran olmayınca Alanya hüsranı kaçınılmaz oldu.

Sonuç olarak bu maçtan çıkarılacak tek ders oyuncuların giydiği formanın büyüklüğünün hala farkına varmayışlarıdır.