Bu işler böyle oluyor hemşerim. Biz hep deriz şu bizim Trabzonlu, gözünü sevdiğim taraftarımız “Çok sabırsızdır” diye. Sezon başında bir miktar kötü gidişatın akabinde “Ünal’ın yetersizliğinden tutun da siyasetçiliğine” varana kadar koyup kaldırdınız. Biz ne dedik “Etmeyin gitmeyin sabredin” niye dedik? Zira bu meslek sabır mesleği, çalışma, azmetme ve bekleme mesleği. Ha, elbette var olan, muhtemel birikimler üzerine. Sorduk o zaman “Yahu etmeyin gitmeyin bu delikanlı bu takımı yıllarca sırtladı, neyi noksan?” Fakat dururlar mı? Peş peşe salvolar, saldırılar vs. Peki, şimdi ne oldu? “Bravo ünal, Teşekkürler Ünal”. Hah işte oldu….oldu da şimdi de sakın meth-ü sena da kantarın topuzunu kaçırmayın, burada da ölçülü gidin.

“Ortalık, dedik hep GS,BJK ve FB kalıntıları tarafından ve Fatih Terimin şakşakçıları doldu, süper ligi bunlar işgal etti” bırakın Ünal’ın yakasını o da bu kulüpten gelmiş, iki yakası bir araya gelsin. Neyse ki taşlar oturmaya başladı. Arada bir tane de bizden çıkacak inşallah.

Sabırlı olun, bundan sonra da muhtemel mağlubiyetlerde dengeli olun. “Çok iyi” veya “çok kötü” demeyin. “Çok” dursun lâzım olur sonra.

“İyi veya sadece kötü” deyin. Ha biraz da maça dokunalım mı?

Evet bakın, hatırlayın ilk on dakikada ne oldu? Antalyaspor sahada tam kadro oturdu, sahayı doldurdu Trabzonsporlu oyunculara top çıkarmaya, pas vermeye saha bırakmadı. “Eyvah dedik başlangıç kötü”. Neden kötü dedik? Yerine ulaşmayan, timingden uzak, kontrolsüz Abuksabuk paslar. Fakat o da ne? Onuncu dakikada liglerin belki de en güzel golünü seyrediyoruz rakipten. Sonra? Sonrası da felaket.

Peş peşe iki net pozisyon faydalanamıyor rakip. Kaçırılması atılamamasından daha zor. Ama rakip zoru başardı. Hah işte, şimdi kendi elleri ile iplerini çektiler. Bu gol ve kaçan fırsatlar Trabzonspor’un aklını başına getiriyor. Oyunun rüzgârı, yönü değişiyor. Bordomavili ekip rakibine “Dur” diyor peşinde “El bende” ikazı ile sahaya yayılıp oyunun hakimi durumuna geçiyor. Sonra? Sonrası malum dört gol geliyor peşpeşe. İşte bu kadar…demek sabretmekte fayda varmış.

Ünal’a yine söylüyorum “Sabır edin” bu delikanlı bizden birisi.