Türkiye’de pek rastlanılmayan, Trabzonspor’da ise hiç görülmeyen bir sahiplenme duygusuyla, onca kötü sonuca karşın teknik direktör Ersun Yanal’a sahip çıkan Başkan Muharrem Usta, aslında doğruyu yaptı da, sahip çıkılan hocanın  buna layık olmaması doğruyu yanlışa çevirdi.

Elbette eğer hocana güveniyorsan sonuna kadar arkasında duracaksın da,. Ahmet Suat Özyazıcı, Özkan Sümer, Şenol Güneş’,  Yılmaz Vural, Ziya Doğan’ ,Ünal Karaman, Giray Bulak, Tolunay Kafkas , Mustafa Akçay’ ,Hami Mandıralı’ ve ,Sadi Tekelioğlu’ndan esirgenen  bu meziyet, yanlış isimde  oldu eziyet!

Çünkü Yanal’ın her dediğini doğru sayan Usta, kimseyi dinlemedi bu hususta.

Hal böyle olunca uyduk sahte imama,gemi giremedi bir türlü limana!..

***

Şimdi bu Trabzonspor bir yandan Antalya’da Rıza Çalımbay yönetiminde ikinci yarıya hazırlanıyor, bir yandan da Yanal’ın bir bölgeye oyuncu yığarken boş bıraktığı diğer yerler için oyuncu arıyor.

Daha önce en elzem yer stoperdi  ancak,Mas’ın ayrılmasından sonra solbek öne çıktı. Zira şöyle ,böyle 4-5 tane stoperin var zaten.

Ancak sol bek boş.

Bir Mustafa Akbaş var, O’ da stopere mi koşsun, solbek mi oynasın şaşırdı ..

***

Aslında Trabzonspor içeriden de transfer yapabilir ikinci yarı için!.

Zaten oyuncunun parasını verdiği için üstelik de bedava..

Eğer Sosa ile Castillo gerçek performanslarına ulaşırsa, Rodallega’da daha fazla oynamak şansı bulursa al sana 3 süper transfer.

Bir de solbek aldın mı etti 4 .

İyi niyetle kendisini paralayan Rıza Hoca’yı da eklersek 5

***

Peki,”Bu Trabzonspor 2. yarıda ne yapar?” derseniz..

Her türlü şartta ilk 5’te yer alır.

Hocanın ve oyuncuların başarısı ile daha da yukarı tırmanabilir.

Hele Fenerbahçe ile Göztepe’yi yenmek şartıyla ilk 3 maçtan alınacak 7 puan bile Fırtına’yı zirveye oynatır.

Halep oradaysa, Medical Park burada..

Bekleyip göreceğiz..

Acelen neydi be hocam?
Nereyse çocukluktan beri arkadaşımız Turgut Özdemir’in beklenmedik vefatı hepimizi derinden yaraladı.

Her ölüm erkendir de, Turgut Hoca’mızın ki gerçekten çok erken oldu.

Yüreği ne zamandır yaralı hocamızın ardından çok şeyler söylemek mümkün de, ben sadece rahmetli Kazım Koyuncu’nun vefatından  sonra yazdıklarımı tekrarlayacağım;

Yaşarken vur kır, parçala dağıt.

Öldükten sonra övgülere yetmez. ne kalem ne de kağıt!

Mekanın cennet olsun Hocam..

Efsaneler param parça!
Hüseyin Avni Aker’i yıkmak için  çalışan kepçenin  çelik eli,  maraton tribününün dış yüzündeki efsane takımların  posterlerini de parçalıyor.

Yani, yeni eve taşındık diye eski evin duvarındaki anamızın, babamızın fotoğraflarını da çöpe mi atacağız?

Kimsenin aklına gelmedi mi onları oradan indirmek?

Biraz da haksız olun!
Sadece futbolda değil, bütün sporlarda yetenekli olmak çok önemlidir elbet.

Ancak sadece yeteneğine güvenip yatanların..

Seneler hiç ilerlemeyecekmiş de aynı yaşta kalacaklarmış gibi günlerini  boşa harcayanların.

Onca nasihate karşın istifini bir santim bozmayanların..

İş işten geçtikten sonra da, “Ah ben ne yaptım” diyerek  kafalarını duvarlara vuranların hikayelerini yazsam,bu gazetenin tüm sayfaları yetmez..

Böyle niceleri geldi geçti Trabzonspor’dan.

Çoğu da heba oldu.

Çünkü  hiçbir uyarıyı takmadılar.

Kendilerine hiç bakmadılar.

Ve de onlar hep haklıydı!

‘Yönetim parasını vermiyordur’..

Hocası hakkını yiyordur”

Olmadı takım arkadaşları, basın kendisini çekemiyordur”

***

Be güzel kardeşlerim bir de siz haksız olmayı deneseydiniz.

İş  işten geçmeden,neler kaybettiğinizin farkına varıp da

“Bu adamlar belki doğru diyordur” diyerek eğip kafanızı çalışsaydınız.

Şimdi “Ben ne yaptım?” diye kafanızı duvarlara vurmasaydınız daha iyi olmaz mıydı?

Ama  olmuyor da olmuyor.

Hep haklısınız ya.!.

Ondan..

Senin ATM’ni  vatandaş mı koruyacak?
Bir gün arayla biri yakınım diğeri arkadaşım 2 kişinin başına geldi.

ATM’deki parasını çekmek için kartlarını soktular....

O da ne!

Sıfır bakiye.

Neymiş, biri İstanbul’un Pendik, diğeri de Ataşehir’inden paralar çekilmiş.

Nasıl oluyor?

-Efendim kartlarınız kopyalanmış.

Bankanın birisi parayı bir hafta içinde ödedi.

Ötekinden ses yok.

“6 ay içinde yüzde 95 alırsınız” dediler, ondan sonra ulaş ulaşabilirsen ..

Beyler,sizin ATM’nizi vatandaş mı koruyacak?

Alsanıza tedbirinizi..

TV reklamlarında uçuyorsunuz.

-Hizmette sınır yok..

Tamam da ,ATM’lerinizin de garantisi yok!.

Böyle olunca ne farkınız var yastık altından?

Potin ve Putin!
Bu balık konusunda herkes bir şey  söylüyor. Yemekten başka yakınlığım yoktur balığa, bu yüzden kim haklı kim haksız bilemem. Ancak gerçek şu ki, çeşit çeşit balığın tadını unuttuk. Zira denizi kuruttuk. Bizim de katkımız olsun dedik, yazdık bir şiir.

Sıra sıra HES’lerle,
Dereleri hallettik,
Diktik apartmanları,
Tarlaları mahvettik.

***

Sıra geldi denize,
Onu da kuruttuk,
İstavrit oldu rahmetli,
Palamutu unuttuk

***

İzmarit zaten kayıp
Uskumru neyimize
30 liralık mezgit
Giremez evimize

***

Hamsiyi bile küstürdük
Karadeniz’i terk etti
Çekti gitti gurbete
Rusya’ya park etti.

***

Sal oltayı denize,
Takılsın kancaya potin,
Belki gelir Rusya’dan,
İzin verinse Putin.

***

Balıktan vazgeçtik
Tartışırız damları,
Balıktan bi haber,
Deniz adamları!

Bu hayal gücüyle niye icat yapamıyoruz?
Çatak felaketi sonrasında olay yerine gittiğimizde heyelan  üzerine  ahkam  kesen bir kunduracıya atfen bir taşlama yazmıştık o zamanlar.

“Herkes her işi bilir
Kendi işinden gayri.
Heyelan uzmanıdır
Kunduracı Hayri”

diye başlayan.

Sekiz ay önce çöpe attığım için TV’den izleyemedim ama, gazetelerden okuduğun kadarıyla, bir profesörümüzün iddiasına göre ,Hazreti Nuh, tufan sırasında geç kalan oğlunu cep telefonuyla çağırmış gemiye.

Tabi hayret ettim..

Ama hayretim sandığınız sebepten değil!.

Bu kadar geniş hayal gücüne sahip profesörlerimiz var da ,biz niye 90 senedir hala bir buluşumuz yok. diye.!.

En azından bir motor bile yapamadık..