Türkiye’nin en güzide turizm merkezlerinden biri olan Uzungöl, sık ormanları, doğal güzelliği, temiz havası ile yerli yabancı turistleri cezbediyor.

Her ne kadar imar ve son yıllarda artan yoğun yapılaşmadan dolayı eski cazibesini az da olsa kaybetse de doğa harikası Uzungöl, özellikle yabancı turistlerin her yıl artarak ilgisini çekmeye devam ediyor.

Ancak, Uzungöl’deki sorun sadece imar ve yoğun yapılaşma değil.

Trabzon’da turistlerin merkezi haline gelen Uzungöl’de dilenci sorunu ciddi manada boy göstermeye başladı.

Erzurum’dan şehrimizi gezmeye gelen misafirlerim turizm potansiyeli açısından şehrimizin medarı iftiharı olan Uzungöl’ün güzelliklerini de yakında görmek istediler.

Misafirlerim, Uzungöl’ün yoğun yapılaşmasından şikayetçi olsa da herkes gibi muhteşem doğasına hayran kaldılar.

Buraya kadar her şey güzel.

Ancak  misafirlerim, dilencilerin turistlere rahatsızlık verdiklerini dile getirdiler.

Bu dilencilerin ya Suriye uyruklu yada Güneydoğu sınırından şehrimize gelebileceklerini de ifade ettiler.

Özellikle Arap turistlere rahatsızlık verdiklerini uzun süre peşlerinden giderek zorla para almaya çalıştıklarını söylediler.

Misafirlerimden edindiğim bilgiyi detaylıca araştırdım.

Uzungöl’de tanıdığım turizmcilere, işletmecilere de sormak istedim.

Tanıdığım birkaç işletmeciye ‘Uzungöl’de dilenci var mı’ diye sorduğumda hepsinden de aynı cevabı aldım.

Evet, ne yazık ki turizmin gözbebeği, şehrimizin markası Uzungöl’de dilenci krizi yaşanıyor.

Burada görev yapan zabıtalarımızın hakkını da yiyemeyiz tabii.

İşletmeciler, zabıtaların görevlerini layıkıyla yaptıklarını her defasında dilencileri topladıklarını ancak tekrar bu dilencilerin Uzungöl’e gelerek dilendiklerini de sözlerine eklediler.

Durum gerçekten içler acısı.

Suriye’den veya Güneydoğu’dan şehrimize gelen bu dilenciler, şehir merkezindeki vermiş oldukları sıkıntılar yetmezmiş gibi maalesef turizm merkezlerine de dadanmaya başladılar.

Peki bizler, sadece bu durumu oturup izlemeye devam mı edeceğiz?

Sadece zabıtaların bunları toplamasını mı oturup bekleyeceğiz?

Bu duruma köklü bir çözüm üretemeyecek miyiz?

Şehrimizin turizm potansiyeli baltalanırken bu acı manzaraları görmemezlikten gelmeye devam mı edeceğiz?

Unutulmamalı ki en iyi reklam şehrimize ayak basan turistlerdir.

Ülkelerine döndüklerinde şehrimizin turizm merkezlerini ve Uzungöl’ü olumlu ya da olumsuz olarak anlattıklarını aklımızdan çıkarmamak gerekir.

Eğer gördükleri güzellikleri ön plana çıkarıyorlarsa ne ala; fakat bu tür nahoş görüntüleri ve olumsuzlukları anlatıyorlarsa halimiz duman olur.

Şöyle düşünülebilir ‘Şehrimize gelen turist sayısı her geçen yıl artıyor’ diye. İyi ama bir gün duvara toslayabiliriz.

Bilinmeli ki ülkemizin bazı şehirlerine de zamanında turistler akın akın gidiyordu ama son yıllarda turist sayıları hızla düşüşe geçiyor.

Bunun nedeni de zamanında alınmayan önlemlerden kaynaklanıyor.

Bu yüzden iş işten çok geçmeden şehrimizdeki bu tür hoş olmayan görüntülere kalıcı çözüm üretilmeli; bu iş sadece zabıtanın toplamasıyla olmuyor.

Belli ki ortada bir dilenci çetesi var, acil olarak bu çetenin çökertilmesi gerek.