Dünya 2020 yılına ölümcül virüs tehdidi altında girdi. Virüsün yayılmaması için, insanların mümkün olduğunca bir arada bulunmamaları önem arz ettiğinden, emekçilerin 1 Mayıstaki dayanışma günü kutlanamadı. Kapitalist sistem de ki kesin sınıf ayrışmasını ortaya çıkaran 1 Mayıs’ı geride bıraktığımız bu günlerde, salgın sonrasında dünyanın nasıl şekilleneceği tartışılacak önemli sorunlarla karşı karşıyayız.

Bir kere bu ölümcül salgından veya salgınlardan, ülkemiz ve dünya kendini arındırabilecek mi düşüncesi elbette tıp bilginlerini düşündürmektedir. Ancak, şunu açıkça ifade ediyorum. Bu salgına yol açan politikaların müsebbibi olan kapitalist sistemin, insanlığa vereceği hiçbir şey kalmamıştır. Kuşkusuz ülkemizde bu salgının ortaya çıkardığı gerçek, güçlü kamusal sosyal güvenlik sistemine sahip olunmamasıdır. Yanı sıra sağlık sistemleri, insan sağlığını ticari meta olarak gören özel sektöre dayalı devletlerin salgında yetersiz kaldıkları gerçeğidir.

Dünyada ve ülkemizde, yetkililerin virüs sonrası hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı açıklamaları büyük önem taşımaktadır. Geçmişte olduğu gibi gelecek günlerde de yine ezilen ve zorluklar içinde yaşayan emekçi halkımız olacaktır. Burada en büyük sorun işsizliğin yol açtığı açmazdır. Ülkemizde üretimin olmadığı tüm kamu mallarının hiç düşünmeden elden çıkarıldığı ve tarımın yok edilme bahasına desteklenmediği bir ortamda gelecek günlerin çok daha kötü olacağı izlenimi vermektedir.

Dünyayı tehdit eden korona virüs, tüm ülkelerde olduğu gibi halkımızın ve yöneticilerimizin birlikte mücadele etmemiz gerektiğini gösterdi. Ama nasıl? İşte bu soru, virüs ve ekonomide yaşayacağımız sorunlar kadar çok önemli. Biz hala biz bize yeteriz nağmeleriyle sen ben kavgasının, rant edinme peşinde koşarken halkın önüne mendil açarak düşmanlarımızın yardımına koşan düşüncelerinin peşindeyiz. Baskı ve yıldırma politikalarıyla halka hizmet edilemeyeceğinin çok uzağında yol alıyoruz.

Evet, 3 Mayıs adına özgür gazeteciler gününü de geride bıraktık. Konuşamayan, elinden kalemi alınan, düşünceleri nedeniyle hapsedilen ve işsiz gazeteciler aç kalırken ülkemizde bu günü kim kutlamaya çalıştı sorusu da havada asılı kalıyor. Gelecek günlerimizin en az zararla atlatılması dileği tek temennimizle!