Malum virüs her sektörü etkilediği gibi şüphesiz basını da teğet geçmedi.

Zaten ekonomik sıkıntı ile boğuşan yerel basın bu süreçte virüsü iliklerine kadar hissetti.

Son yıllarda kâğıt ve matbaa giderlerinin artması ile reklam gelirlerinin gelmez olmasına virüs de eklenince durumun felaket boyutunu anlatmaya çok da fazla gerek yok.

***

Buna paralel olarak şehirde yerel gazetelerin yetkili koltuklarında oturanların makamlarını koruma sevdası ve bazı gazete patronlarının mesleğin geleceğini kendi egolarından geri planda görmesi, durumu daha da perçinledi.

Öyle ki Basın İlan Kurumu’nun dönüşümlü gazete çağrısı birçok ilde karşılık bulurken Trabzon’da ise birleşmeye en fazla ihtiyaç olunan günlerde yerel basın daha da parçalandı.

Tabiri caizse herkes kendi bildiğini okudu.

Yaygın medyanın bile geçici süre ile kepenk indirdiği dönemde gazete çıkartacak kadar inatlaşarak hem de.

Bunlar olayın sektöre negatif yansıması.

***

Tabii ki pozitif durum da yok değildi.

Virüsün Türkiye’de hortladığı ilk anda Basın İlan Kurumu devreye girdi mesela. Sayfalardaki haber ve bayi satışı denetimlerinde esneklik sağlanacağı belirtildi, personelin evde çalışmasına zemin hazırlandı, gazetelere dönüşümlü çıkma imkânı sağlandı ve sokak kısıtlaması günlerinde yayınlanmama hakkı tanındı.

Ancak dediğim gibi yerel medya bu esnekliğin sadece ilgilenmek istediği tarafı ile ilgilendi.

***

Her ne olursa olsun bu süreçte Basın İlan Kurumu elini taşın altına koyarak artı hanesini parlatmıştır.

Lakin bunu görmezden gelmek için direnen ama sıkışınca da “yerel basın zorda” diye feryat edenlerin de laflarının bir ederi kalmamıştır.