Amerika vizede sorun çıkartmış...

Bu bir zorba devlet tavrıdır. Kızılderili kabileler bile böyle ilkel bir adım atmazdı.

Türkiye belki de "al papazı ver papazı" tartışmasından sonra ilk kez "misliyle karşılık" verdi.

ABD niçin bu kararı aldı?

Büyük bir suçu örtmek için mi acaba?

Kıymettar arkadaşım Ali Hocaoğlu'nun arkadaşlarıyla vize sorununa dönük tartışmada orijinal tespitleri olan bir arkadaşı bir tahminde bulunmuş...

Demiş ki "Adil Öksüz belki de Büyük Elçilik'te saklanıyor".

Yani bu telaşın nedeni darbeciyi kundağa sarmak olabilir.

Bebek katilleriyle iş görenlerin bir başka teröriste yataklık yapması süpriz olmaz.

Yani en iyi savunma hücumdur diyerek "vize vermeme" gibi absürd bir yola tevessül etmeleri bir nedene dayanıyor. Darbeden sonra Adil Öksüz'le sayısız kez irtibat kurmaları da "vize iptali konuşuldu" savunmasıyla örtülmeye kalkışılmıştı.

Darbenin merkez üssünün Amerika Büyük Elçiliği olduğu sır değil...

Türkiye'de milletin tercihiyle iktidara gelen yönetimleri darbeyle alaşağı etmek yeni bir metot değil ki ABD için...

1960 darbesiyle başlayan bir dizi darbeleri görüldü bu ülkede...

Fetullah Gülen Pensilvanya'da korunduğu süre içinde Türkiye ABD'ye hiçbir şekilde güvenemez.

PKK, PYD kan şirketinin arkasında ABD olduğu sürece yine Türkiye ABD'ye hiçbir şekilde güvenemez.

İsrail, Ermeni lobileriyle dirsek temasını kesmeyen bir ABD yine Türkiye'ye hiçbir şekilde güven telkin etmez.

Türkiye net olmalı. Dış politikada bir savrulma yaşanmamalı...

Hedefler belirlenip o hedef için bütün argümanlarla siperde olunmalı.

Büyük bir devlet geleneği olan Türkiyenin süper güç olsa da henüz emekleme dönemindeki bir devletle stratejik ortaklık saçmalığıyla ilişki kurması artık bayatladı. Hatta kabak tadı verdi.

Stratejik ortak sana gelişmiş silah vermiyor, ama teröristlere veriyor. Bence kavramları kirletmenin anlamı yok. Olmaz olsun böyle ortak!

Biz Kaddafi'ye ABD çıkarları için sırt dönmüş bir politika izledik. Oysaki Kaddafi'nin Kıbrıs savaşında bütün imkanlarını bizim için seferber ettiğini biliyoruz. Rahmetli Kaddafi'ye de gıyaben bir af dileme borcumuz var.

Neyse biz kadim bir devletiz. Yanlışlarımızda ısrar etmeyecek kadar tecrübeliyiz. Bugün İdlib yarın Afrin belki de ardından Barzani...

Adım adım geleceğimizden emin bir ülke için adımlara ihtiyaç var.

ABD istese de istemezse de biz kendi adımlarımızı atmalıyız.

Fırat Kalkanı ile şer plana kalkanı koyduk. Şimdi de İdlib ve Afrin'i izole ederek kalkandan sonra kılıcı da çekiyoruz.

Yayı da Barzan'i için gerdik mi tarihi misyonumuza riayet eden bir devlet olduk demektir.

Ya devlet başa ya kuzgun leşe... Tam da oradayız..