Yıllarını futbola veren profesyoneller  bile, eğer  bir takımda görevdeyseler  futbolun doğasında olan bir şeyi unuturlar!

Bu da şudur; Makul bir süre sonra işler hala  iyi gitmezse eleştiri kaçınılmazdır

Tabi arada  zaman zaman maksadını aşanlar, eleştiriyle karalamayı karıştıranlar çıksa da  övgü ve yergi  futbolun yapışık ikizleridir.

Ki eleştiri doğruyu bulmak için farklı farklı alternatifler sunmak, görevdekilere “ Böyle de olabilir” diyerek belki de hiç akla gelmeyen  şıklar sunmaktır.

Örneğin Ersun Yanal Hoca’mız, Trabzonspor’un başında değil de , Lig TV’deki  yorumculuk görevini  yürütüyor olsaydı, geride kalan 7 hafta itibariyle bu takım için neler söylerdi?

“ Her şey mükemmel,  savunma şahane, forvet mükemmel, orta saha zaten canavar” diyemeyeceğine göre bir şeyler söyleyecekti  elbet..

Ersun Hoca’yı şimdilik bir kenara bırakalım, bakalım yerel basın olarak bizler neler demişiz;

“Trabzonspor’un savunmasının acilen toparlanmaya ihtiyacı var. Bu bölgede bir türlü sağlanamayan istikrar  atılan o kadar günün de heba olmasına yol açıyor. Eğer bir takım her maçta 2 ve üzeri gol atıyor da ancak bu kadar puan topluyorsa yazıktır. Bunun sebebi de şudur;    Ne kadar atarsan at kazanmaya yetmez, çünkü bu defansa  gol yetişmez.

Başka ne demişiz; Ersun Yanal oyuna müdahale etmesi gereken anlarda bunu yapmıyor, yapsa da maçın bitimine çok az süre kala ve yanlış isimlerle yapıyor. Oysa Trabzonspor’un alternatifli kadrosunda maçın kaderini değiştirecek çok sayıda hamle oyuncusu  mevcuttur.

***

Peki  Sayın Hoca’mız Beşiktaş maçından sonra yaptığı açıklamasında hangi iki nokta üzerinde özellikle durdu?

Kendi ağzından  çıkan sözlerle  açıkladığı ifadeleri aynen şöyle:” Defansif zaaflarımızı biran önce gidermemiz gerekiyor.”

Başka?

 “Oyuna yaptığımız hamlelerimiz sonuç verdi”

Doğru verdi.  Zira bu kez hamle için Rodallega, Castillo ve Yusuf gibi doğru oyuncuları seçtiniz.  Ayrıca bunun için maçın son 5 dakikasını beklemediniz..

77. dakikada sahaya sürdüğünüz  Rodallega 80. dakikada  beraberlik golünü attı. Düz mantığa göre demek ki bu oyuncuyu  85. dakikada alsaydınız  oyuna bu golü atamayacaktı!

Demek ki neymiş?

Aynı şeyleri söylüyormuşuz..

Yani “Ah şu yerel basın ah. Onlar olmasa çok rahat şampiyon oluruz” gibi  saçmalara sarılmak yerine  uyarıları dikkate almakta yarar vardır..

Çünkü ne dediysek bir süre sonra haklı çıkmaktan bıktık.

Hem vallahi, hem de  billahi bıktık..

**

O zaman yine herkesten önce bir şey daha diyelim.

Hocam, bu Rodallega değil her maç 90 dakika, bir devre bile oynasa sezonda atacağı gol sayısı 15-20’yi aşağı düşmez.

Elinizde futbolun en değerli meyvesi ve de amacı  olan  gole bu kadar yakın, üstelik de hırslı ve “Gösteririm ben size Rodallega’nın nasıl bir futbolcu olduğunu” mantığıyla  zemberek gibi kurulmuş bir oyuncu varken, ondan daha fazla yararlanmanın yolunu  mutlaka bulun.

Burak’la çift santrafor mu olur, yoksa defanstan bir oyuncu çıkarıp 3’lü savunmaya mı geçersiniz bilemem.

Ancak ne yaparsanız yapın bu gole aç Kolombiyalıyı mutlaka bir devre sahada tutun.

Ve tabi şu defansa da artık ne yapacaksanız yapın.

Çünkü  defansın bu hali  kazanmak için en az  3 gol atmayı gerektiriyor.

El insaf yani..

Forvete de bu kadar yüklenilmez ki!