Trabzon’da 11 ilçede, 37 ayrı noktada…

Ordu’da 11 ilçede 22 ayrı noktada…

Giresun’da 6 ilçede 6 ayrı noktada…

Gümüşhane’de bir ilçede ve bir beldede…

Artvin’de bir ormanda…

Samsun’da bir ormanda…

Sakarya’da bir arazide…

Bursa’da 2 ayrı noktada…

Kastamonu’da bir ormanda…

İstanbul’da bir ormanda…

Afyon’da sazlık alanda…

Yangınlar çıktı. Türkiye, adeta kavurucu rüzgârların da etkisiyle yangın yerine döndü. Yangınların çıkış nedeni mutlaka araştırılacaktır. Yangınların hem iklim boyutundan hem aynı anda yaşanması bakımından çıkış nedeninin, iklimle alâkalı olması daha akla ve mantığa uygun görünüyor. Elbette bunun sonucunu işin uzmanlarınca yapılacak araştırmalar sonunda öğreneceğiz.

Ancak böyle bir iklimde sık sık sabotaj, terör, rant iddialarını dillendirmek abesle iştigaldir. Doğru değildir. Bu bölge açısından bakıldığında bu iddiaların dile getirilmesi bile yanlıştır. Farklı bir duruma hizmettir.

Ancak bu iddiaların akla gelmesinin de temel sebepleri vardır. Türkiye’de geçmişte tüm bu sebeplerden yangınların çıktığına dair güçlü şüpheler de uyandırıldı. Topluma travma yaşatıp bu travmanın doğal bir sonucu olan psikolojik vaziyeti suçlamak kolaycılıktır.

Evet, bu yangınlarla ilgili iddiaların tamamı dikkate bile değer değildir. Ama toplumun psikolojik durumunu da kimse göz ardı etmemelidir.

Bu vesileyle yangınlarla canhıraş mücadele eden görevlilerimize kolaylıklar dileriz.

Saygılarımla…

***

Uzungöl ve muhalefet

Uzungöl’de kaçak yapılar yapılıyor…

Muhalefet: Uzungöl betongöl oldu, iktidar buna dur demiyor!

Uzungöl’de kaçak yapılar yıkılıyor…

Muhalefet: Uzungöl’deki insanlar terörist mi?

Yahu bu mudur muhalefet etmek? Doğru tekse ve doğrunun yanında durulacaksa her iki duruma nasıl karşı çıkılabiliyor? Biri yanlışsa diğerine sahip çıkmak, diğeri yanlışta ötekine sahip çıkmak gerekmez mi?

Bence bu mantıkla gerçeklikten uzaklaşıyorsunuz.

Bize göre Uzungöl’de yapılması gereken orasının tamamen doğal hâline dönüşümü için gereken adımların atılmasıdır. Bunun için ilk yapılması gereken gölün çevresinin betonlardan kurtulmasıdır. Ancak bu yapılır mı? Bilemiyoruz.

Sera Gölü’nün kaderi de tam böyle olacakken neyse ki Bakan Süleyman Soylu müdahalede bulunmuştu.

Çok daha ders almamız lâzım, çok!