Türk dünyası sessiz sedasız nevruzu geride bıraktı. Yıllarca üzerinde fırtınalar kopartılan nevruz, kan akıtılan nevruz.

Nevruz; yeni gün, bahar dalı, yeni bir dünyanın habercisi, doğumun müjdecisi, toprağın canlanışı… Doğu dünyasının kutlu eşiği ve Türklerin Ergenekon’u.

Artık ne bahar coşkumuz, ne de nevruz tartışmalarımız gündemde. Hatta ne Suriye ne de mülteci sorunu, ne Libya ne de Doğu Akdeniz sorunu, ne ekonomik dar boğaz ne de dolar çılgınlığı, ne S-400 ne de patriot. Her şey ama her şey Korona fobi tarafından ötelendi.

Salgın artık bütün dünyanın karabasanı, böyle giderse insanlık,  bir müddet ne baharı yaşayacak ne de yazı. Korku tüneli insanlığı içine çekiyor.

***

Küresel güçlerin, emperyal iştahların, biriktirme ve tüketim üzerinden saltanat süren vahşi kapitalizmin, silahların ve vampir yaratıcılarının, doğa katillerinin, insanlık üzerinde tepinerek “beyaz insana” alan açanların, kendini dünyanın tanrısı-insanlığın efendisi gibi görenlerin bu ve benzer güce ulaşamadığı halde ona öykünenlerin duvara tosladığı zamanları yaşıyoruz.

Bir virüs, evet küçük bir virüs bir anda dünyanın bütün gerçeklerini alt üst etti. Görünen o ki; Covid 19, dünya üzerinde egemenliğini ilan ederek birçok şeyin anlamsızlığının altını çizdi.

Covid 19, atık bir milattır.

Bu salgından sonra umarım yeni bir dünya kurulur; insanoğlunun ürettiklerine tapınma dönemini sonlandırdığı bir dünya.

Böyle bir dönüşüm gerçekleşebilir mi?

Savaştan-barışa, düşmanlıktan-dostluğa, oburluktan-paylaşıma, tüketimden-ölçülü üretime, silahtan-sanata… Kısaca var etmeye doğru bir dönüşüm mümkün mü?

Barbarlıktan-insanlığa, etnisite tutsaklığından-insanlığa, din ve mezhep bağnazlığından- insanlığa, robotluktan-insanlığa… Kısaca insanlığa doğru bir dönüşüm mümkün mü?

Doğayı ve yaban hayatın katletme caniliğinden dünyada yaşama hakkı olan canlılardan sadece biri olduğumuzu anlama gerçeğine dönüşüm. Mümkün mü?

Paranın, pulun, makamın yok edici cazibesinden sıyrılıp-insanlığa hizmet anlayışına, aklın ve bilimin emperyalist ve sömürgeci zihniyetin yönlendirmesinden sıyrılıp-doğaya ve insanlığa hizmet anlayışına dönüşüm. Mümkün mü?

Dünyamızı kıştan bahara dönüştürmek. Mümkün mü?

Evet, mümkün diyemiyorum, ama zayıf ta olsa yeni bir dünya için umutlu olmak istiyorum, milat olsun diliyorum.

***

“Sorun küresel, mücadele ulusal”  slogan güzel.  Artık gerçekle yüzleşmeliyiz: “Kendi kendine yetebilen yedi  ülkeden biri”  olma efsanesini tarih kitaplarından çıkartıp gerçeğe dönüştürmeliyiz. Her şeyimizi biz üretmeliyiz, bizim tohumlarımızla, bizim gübrelerimizle ve bizim ilaçlarımızla  üretmeliyiz. Bizim toprağımız, bizim suyumuz ve bizim insanımız… Dünyayı bilmem ama biz böyle bir dönüşüm yapamazsak korku tünelinden çıkmamız, ülkemizi bahara çevirmemiz pek mümkün olmayacak gibi. Covid 19 bizi sallayarak, kurtuluş reçetesini önümüze koydu.

***

Bahar olsun mevsimlerden,
güneşinde ısınalım.
Işık saçsın cemresinden,
Renklerinde boyanalım.

Bahar yağsın gökyüzünden,
rahmetinde ıslanalım.
Çiçek açsın tohumundan,
kokusunda bayılalım.