Asım Aykan mı, yoksa Niyazi Sürmen Bey’lerin Belediye Başkanlığı dönemi mi tam hatırlamıyorum, Trabzon’da belli yerlere ışıklandırılmış, plastik ağaçlar dikilmişti.

Bir tanesi de Meydan Parkı’nın 50 metre yanında Zorlu Otel’in tam önünde..

Şaşırdık tabi..

Bunları eleştiren,esprili   yazılar yazdık..

Öyle ya, sabah kibrit çöpünü toprağa  soksan , akşama kadar ağaç olacak Trabzon’da, plastik ağaç mı olurmuş!

Aklımda kalan birkaç dörtlük şöyleydi sanırım.

Siyasetimiz elastik,,

Ağacımız plastik..

Elbise Vakko’dan

Ayakta kara lastik!..

İlgililer önce  hararetle  savundu bu ağaçları, bizi ileriyi görememekle , çağdışı kalmakla suçladı..

Ancak  artan tepkiler üzerine kaldırdılar.

Zaten ışıklandırma için  çok elektrik tükettiğinden ha bre trafo patlatır olmuştular!..

***

Şimdi düşünüyorum da ağaçları savunan yetkililer haklıymış!

Bizler gerçekten görememişiz ileriyi!..

Çünkü inşaat furyasından  bu gidişle kesilmedik ağaç kalmayacak Trabzon’da..

Dikmek isterseniz de bir karış toprak bulamayacaksınız!

***

Niyetim  Trabzonspor’la  ilgili bir yazmaktı ama nedense ilk önce  bu plastik ağaç geldi aklıma..

Sürekli heba olan yılarımızı düşününce, acaba şuur altım ikisiyle bir paralellik mi kurdu?

Öyle ya, hani biz yüz küsur yıllık futbol şehriydik.

Sayısız futbolcular, teknik adamlar yetiştirmiştik...

Ta amatörlükten beri takımlarımız Türkiye’ye nam salmıştı..

Trabzon denince akla ilk futbol gelirdi..

Hepimiz futboldan, futbolcudan çok anlardık....

Peki o zaman bu kadar yanlışı nasıl yapıyoruz..

Hem de yıllardır..

Ve de inatla ve  ısrarla!..

Yoksa  Trabzon’un futbol şehri olduğu..

Trabzonlunun futboldan çok anladığı bir şehir efsanesi mi?

Ya da bütün bunlar  Trabzonlunun kendi adamına değer vermemesinden mi?

Hani Avrupa’da bir söz vardır ya; ’ Kimse kendi köyünde peygamber olamaz’ diye.

Yoksa biz de kendi insanımızı başta Trabzonspor olmak üzere hiçbir yere layık görmüyor muyuz?

***

Öyle ya, bu işi iyi  bildiklerini defalarca kanıtlamışları dışlayarak ..

Sürekli bünyeye uymayan ,Trabzonspor’a ters   ithal  çareler arayarak.. 

Taklit edilirken, taklit eden konumuna düşerek..

Bizim de  plastik ağaçtan medet umanlardan ne farkımız kalıyor?..

Ama şunu aklımıza iyi sokmamız gerekiyor;

Bu yolun sonu  kayyum  ya da satış..

Çünkü deniz bitti, deniz!

***

Özkan Sümer üstadımızın dediği gibi:

Ağaç dururken  gölgesini  sulayarak onu büyütemeyeceğimizi  anlayamadık gitti!

Hayret bişe ya!..

***

A.Kadir’i solaçık oynatmak bir futbol cinayetidir!
Altyapıdan gelen Yusuf Yazıcı, bulduğu şansı iyi kullanarak Trabzonspor forması altında başarılı maçlar çıkarıp  Türkiye’nin gündemine oturduğunda, “ Sırada bir de Abdülkadir var, O’da çok iyi, hatta Yusuf’tan bile daha iyi” diyenler vardı..

Lakin bu gencin yetersiz gözüken fiziği , ‘Acaba bu övgüleri  gerçekten hak ediyor mu?” kuşkusu da  yaratmıyor değildi.

Derken çok şeyini eleştirdiğimiz Ersun Yanal, ilk yarısı 1-0 mağlup bitirilen Gençlerbirliği maçının ikinci yarısında  büyük bir cesaret örneği gösterdi ve Castillo, Rodallega, N’doye dururken Abdükadir’i sürdü sahaya..

Bu hem oyuncu ,hem de Yanal için büyük bir kumardı ancak çok iyi bir performans sergileyen 17 yaşındaki  bacaksız,maçın3-1 kazanılmasında rol oynadı, ayrıca hem kendisini kanıtladı hem de Yanal’ı mahcup etmedi.

Ve bugün tartışmasız  bir Abdülkadir gerçeği vardır, hem Trabzonspor’da hem de Türk futbolunda.

***

Bazı oyuncular vardır, farklıdır..

Oyunu güzelleştiren, yanındakileri, önündekileri oynatan..

Umulmadık işler yaparak sonucu değiştiren..

Yani fark yaratan..

Bu çocuk böyle bir yetenek..

Hele Sosa gibi biriyle yan yana  oynadığında ,her takımın gıpta ile izlediği, “Keşke bizde de olsalar” diye iç geçirdiği bir ikili oluşturuyorlar.

Yeteneklerini en iyi gösterip, en yararlı olacağı yen ise  ön libero ile forvet arası..

Sağa gidecek, sola gidecek, araya top bırakacak..

Yani serbest oynayacak..

Kerata bir de ekstradan  geri geliyor, top kapıyor..

Hadi bilemediniz  sahayı  çok iyi kullandığı sol ayağının tarafına alacağı, içeri de girerek  oynayabileceği sağ kanat.

Kanat oyuncusu değil ama, o da zaten  orada kanat gibi oynamıyor..

***

Ancak geri gelip defansa da yardım ediyor diye  Abdulkadir’i  sol açığa atarsanız, O’nun sadece bek kovalayan düz bir oyuncu haline getirirsiniz..

Olağanüstü yeteneklerinden yararlanamazsınız..

O’nu sol kenara gitmesi, Sosa’nın ,Yusuf’un da verimini düşürür..

Çünkü onlar da  top alıp verecek adam bulamaz..

***

Yani kırk yılda bir Messi gibi bir oyuncu bulmuşuz..

O’nu da solaçıkta heba etmeyelim!