2. Futbol Zirvesi toplandı. İhya olduk doğrusu! Futbolun içinde bir saniye bile kalması sakıncalı tipler yine ekranları kirletti, gazete sayfalarını işgal etti.

Dostluklar gelişecekmiş, sorunlar bertaraf edilecekmiş! Dostlukların katilleri, sorunların kaynağı, problemleri çözecek öyle mi? Güldürmeyin insanı Allah aşkına! Simalarından sorun damlayanlardan ne medeti umuluyor
acaba? Cumhurbaşkanının yanında bile kinin, nefretin cikletini ciğneyenlerle neyi halledebiliriz? Siyaset 'evet' için o malum suratlardan meymenet bekliyorsa yandı 'evet' keten helva! Çok iddia ile ifade ediyorum: Süleyman Soylu 'hayır' derse Cumhurbaşkanının koluna girdiği zevat da 'evet' der.

Bilelim ki Köyün kadısında 'hayır' zihniyeti yüzde yetmişken 'evet' için Trabzon'un yüreğini yakmak kazanç yerine zarar yazar, zarar! Futbol Zirvesi bana farklı çağrışımlar yapmadı değil. Zirve; malum kitapları, malum
katliamı ve malum Okyanusötesi uyuz zatı çağrıştırdı. Onun kadim müritlerinden bayağı kimse de o zirvede pişmiş kelle gibi gülüp duruyordu. Açık ve net ortaya koyalım. Futbolun kaşarlanmış hilebazları sahneden çekilmeden, siz iki değil iki bin zirve yapsanız da netice 'langırt köy sandığı olur'. Bir kere belli şehirlere ayak basması sakıncalı piyadelerin olduğu bir futbol ikliminde 'barış, kardeşlik, uzlaşma' sözcüklerinden bahsetmek
en hafif tabirle bu kelimeleri kirletir. Futbolda bir koltuk kapan adeta o koltuğa yapışıyor. Ne cürüm işlerse işlesin gitmek istemiyor. Yani demem o ki aktörler aynı, oyun aynı, senaryo aynı... Biz bu aynılar arasından
gişe rekorları kıracak film bekliyoruz. Sizce de fazla iyimserlik değil mi?

Yüzler değişmeden yüz verilmişler değişmez. Ben 2. Futbol Zirvesi'ni kim nasıl tarif ederse etsin, kimler davet edilmiş olursa olsun zirve değil zırva buluyorum. Muharrem Usta'nın orada kenar süsü gibi kalmasını da kabullenemiyorum. Elleri muhabbetle sıkılanlar, koluna takılıp verilen pozlar adamlar tarafından kullanılacak kozlar olacak. Yakında kokusu çıkar. İyi zirveler...