Bazı tarihler açıklama istemez.

18 Mart demek yeter. 

Bütün dünya bu tarihin ne anlama geldiğini gayet iyi bilir.

Bizim şanlı tarihimizde bu tarihler çoktur. Hepsi de dünya tarihine mal olmuştur.

30 Ağustos, 23 Nisan, 29 Ekim, 29 Mayıs 1453, 26 Ağustos 1071 gibi tarihler her şeyi anlatır aslında.

Tüm dünya, Türk milletine yapılan bu saldırılar karşında hüsrana uğradığı için hiç unutmaz bu tarihleri.

Türk milleti her yüzyılda olduğu gibi bu tarihlerde de destanlar yazmıştır.

Ben Çanakkale destanının unutulmaz efsanevi başarılarını anlatacak değilim. 

Artık Türk milleti gibi dünya da bu efsanevi olayları gayet iyi bilmektedir.

Bu büyük kahramanlık müdafaasının yıl dönümü sebebiyle dünyaya alması gereken mesajları anlatmak istiyorum sadece.

İki yüz elli bin kahraman şehit verdiğimiz bu savaş, tekrar saldırıya uğrar isek, tüm millet şehit olsak da teslim olmayız demek.

Bizden üstün silahlar yapsanız da iman dolu göğsümüz gibi serhaddimizi aşamazsınız demek.

Silahı kalmazsa da bu millet göğsünü siper eder, demek.

Bastığı yerleri sadece toprak diye tanımaz, sıksa altından çıkacak şehitleri bilir ve dünyaları alsa da vermez bu cennet vatanı, demektir.

Altay Dağları ile Tanrı Dağları arasında hür doğmuş ve hür yaşamış bu millete hiçbir dönem zincir vurulamamıştır.

Tüm bu müdafaa ve savaşlarla Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Fatih Sultan Mehmet, Alaaddin Keykubat, Sultan Alparslan ve Mete Han gibi sayısız kahraman yetiştiren Türk milleti tüm dünyaya şunu demek istemiştir aslında:

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.

Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!

Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner aşarım;

Yırtarım dağları enginlere sığmam taşarım.