27 Mayıs 1960 sonrası Adnan Menderes’in idamında Alparslan Türkeş’in payıyla alâkalı olarak 2015 yılında dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu siyasî bir tartışma başlatmıştı. Buna karşılık Türkeş’in idam kararlarını onaylamadığını belirten mektubu gündeme gelmişti. Milliyetçi bir dergi olan Millî Yol’un 26 Ocak 1962 tarihli ilk sayısında Hindistan’da sürgünde bulunan Türkeş’in Yeni Delhi’den devlet başkanı olarak görev yapan Cemal Gürsel’e hitaben yazdığı 7 Eylül 1961 tarihli mektup Davutoğlu’na cevap gösterilmiştir. Mektupta Türkeş içlerinde Adnan Menderes’in de olduğu kişilere verilecek idam cezalarının infaz edilmemesi gerektiğine dikkat çekmekte ve Cemal Gürsel’e uyarı niteliğinde şunu söylemektedir: “Aksi hâlde, millet ve tarih önünde sorumlu olacağınızı hatırlatırım.”

Oysa 2015 yılında gündeme gelen bu mektup dışında yine Millî Yol’da Türkeş’in gözden kaçan bir mektubu daha bulunmaktadır. Bu mektup da derginin 30 Mart 1962 tarihli 10. sayısında yayımlanmıştır. Gözden kaçması normal çünkü bu sayının satışı hükûmet tarafından yasaklanıp piyasadan toplatılmıştır. Derginin ilgili sayısının neden yasaklandığıysa mektubun içeriğinden anlaşılabilmektedir.

Türkeş’in mektubu Menderes’in idam cezasının infaz edilmesinden iki gün sonra yani 19 Eylül 1961’de yine Yeni Delhi’den gönderilmiştir. Türkeş mektubunda Menderes’in idamına üzüldüğünü belirttikten sonra 27 Mayıs’a karışmasının nedenini şöyle açıklamaktadır: Partilerin didişmesini durdurmak ve bilhassa CHP’nin entrikalarına karşı memleketi korumak. Türkeş ayrıca Millî Birlik Komitesi’nin oluşturduğu yönetimde Türk milliyetçilerinin ağırlığının hissedilmeye başlamasıyla MBK’nin içerisindeki CHP taraftarlarının oyunları neticesinde sürgüne gönderildiğine dikkatleri çekmektedir. Kendisinin Hindistan’a sürgüne gitmesinden evvel de Menderes’in idam edilmeyip İsviçre’ye sürgüne gönderilmesi yönünde karar aldırdığını ancak sürgüne gidişinden sonra devleti yönetenlerin bu karardan vazgeçerek idam cezasının verildiğini belirtmektedir.

Türkeş’in özellikle CHP’yi hedef alan mektubu Millet Meclisi’nde sert tartışmalara neden olmuştur. Mektubun yayımlanması ise İsmet İnönü’nün başbakan olarak görev yaptığı ve CHP’nin başta olduğu 27 Mayıs sonrası kurulan ilk koalisyon hükûmeti çevrelerinde büyük yankı uyandırmıştır. 38 Sayılı Tedbirler Kanunu hükmünce mektubun yayınlandığı Millî Yol’un ilgili sayısının satışı yasaklanmış ve piyasadan toplatılmıştır. Böylece yaklaşık bir yıl sonra sürgünden Türkiye’ye dönecek Türkeş’in lehine bir kamuoyunun oluşumu engellenmeye çalışılmıştır. Buna karşın Türkeş’in mektubunun etkisi toplumda yankı bulmuştur.

Sorumlusu kim olursa olsun siyasî içerikli bu idam sonraki süreçte Türkiye’de doruğa çıkan kargaşa ortamının en önemli nedenlerinden birini teşkil etmiştir. Dolayısıyla bu tarihî olaydan bugün dahi alınması gereken birçok ders vardır.

Not: Menderes’in idamına Türkeş’in karşı çıktığını üç yıl önce Berikan Yayınevi tarafından yayımlanmış Alparslan Türkeş’in doğumunun 100. yılı anısına hazırlanan armağan kitaptaki makalemizde anlatıp söz konusu mektubu da paylaşmıştık.