Bir inanca ikna edilmiş kalabalıklar,

Kapalı kapılar ardında isyan marşları yazıyor.

Belki de aydınlığa giden yol,

Kömür karası yollardan geçiyor.

Sokaklar boşluğa düşmüş çaresizlikler dolu,

Yürümekten değil kör olmaktan korkuyor insanlar.

Bin yıllık bir kavganın ortasından çıkıp gelmiş gibi,

Anadolu’nun medeniyetinden masumiyet getirdim sizlere.

Varoş ama bir o kadarda bayındır şehrin duvarlarında,

Tabutuna sığmayan bir zenci gibi dar geliyor sokaklar.

Hadi çevirin sayfaları, sevmediğiniz yerden okuyacağım,

İnsan eşrefini yaşarken kaybetti.

Yaratıldığı toprak artık çorak ve beton,

Süslü entarileriyle estetik bir yaban hayvanını andırıyor.

Afrika’da kirlenmemiş insanlar aranıyor,

Allah’ın emri ve devletin diniyle.

Kuşlar kanatlarını daha uzaklara sallarken,

Rahmet bekliyoruz kararttığımız semanın kubbesinden.

İnsanların sürekli şikâyet ettiği ama hiçbir şey yapmadığı,

Çağdaş cinayet serüvenleriyle sesleniyorum sizlere.

Ey yarının çocukları, inancın oğulları ve kızları,

Yüksel güvenlik önlemleri eşliğinde,

Kimsenin kimseye güvenmediği,

Herkesin dost, kardeş ve bir olduğu iddiasıyla

Yalan beyanatlar verdiği bu kumpanyada,

Her şeye yeniden başlayın.