Geçen haftanın en çok konuşulan olayı, İBBB Sayın Ekrem İmamoğlu’nun, “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” dolayısı ile yayınladığı mesaj oldu. Sözüm ona kadınlara değer verdiğini en kestirme yoldan anlatmak için, en üst seviyeden iki kadın siyasetçiyi örnekleyerek meramını anlatmak istemiş! Ama gelin görün ki, sonuç başkanın ve ona bu aklı verenlerin istediği ve beklediği gibi olmadı. Ülke genelinde büyük bir infial oluşturularak, İmamoğlu’na olan sevgi ve güven oldukça zedelendi ve açıklaması ne olursa olsun toplum bu davranışı, siyası bir kazanç elde etmeye yönelik düşüncesiz bir hamle olarak değerlendirdi! Hatta öyle ki; yanlış içinde yanlış sarmalı oluşturularak, bir de Sayın Meral Akşener gibi Türk Milliyetçisi ve Ülkücü bir siyasetçi ile Kandil dağlarında, eli kanlı çete reisleri ve Erbil saraylarında, bu millete karşı kinini din yapmış bir yönetici olan aslen Yahudi “barzan” kabilesinin uç beyi Barzani ile fotoğraf çektirmeyi davasına hizmet olarak gören ve bunu her vesile ile açıklayan bir Pervin Buldan’ı aynı takdir duygularıyla selamlaması, ancak “akıl tutulması” ifadesi ile açıklanabilecek siyasal bir cinnet halidir!

Çok iyi hatırladığımız İstanbul seçimlerinde, haklı ve ısrarlı hukuk mücadelenizi desteklediğimiz Sayın İmamoğlu, İstanbul halkı sizi 13.500 oy farkı ile değil, iktidarın akıl almaz yanlışı ve kendi duruşuna ihanetiyle, tekrarlanan seçimlerde 805 bin oy farkı ile başkan seçerek ödüllendirmedi mi? Şimdi sizin yaptığınız gibi, o zaman da iktidar mensupları, bu insan artığı, dağdaki ve mağaralardaki katil sürülerinin temsilcilerinden medet umarak, onların mesajlarını yayınlayarak, onların eli kanlı liderlerini televizyonlarda konuşturarak belki sonuç elde ederiz diye yanlış hamleler yapmadılar mı? Sonuçta, bu yanlış hamleler, milletin ferasetine takılarak bu hamleyi yapanlar, dünya şehri İstanbul seçimlerini kaybetmediler mi? Bunun üzerine siz rüyanızda bile göremeyeceğiniz büyük bir başarı elde ederek başkan seçilmediniz mi? Şimdi bir tarihçi olarak soruyorum size; Bu genç yaşta, bu büyük başarıyı elde etmenizi siz acaba sadece kendi başarınız olarak mı görüyorsunuz? Bu tür yanlış yaklaşımlar içinde olmadan kazandığınız seçimi, bu şekil akıl dışı hamleler ile koruyabileceğinizi düşündüğünüz bu yanlış stratejiyi acaba kimler size siyaset olarak empoze etti? Ankara’da, Mansur Yavaş gibi abide bir örnek varken önünüzde, onun “Cadı kazanında pilav pişirme” maharetinden yararlanmak hiç mi gelmiyor aklınıza!” İktidarın yanlışlarına karşı, milletin kırgınlıklarını dikkate almayan akıl dışı yaklaşımlarının oluşturduğu birikimlerin size seçimi kazandırmasını, siz acaba yalnızca kendinizin “bulunmaz bir kumaş” olduğunuzu zannederek sadece size teveccüh olduğunu mu düşündünüz? Bu güne kadar ben ne yaparsam millet mutlaka; “vardır bir hikmeti” diyerek siyasette başarıyı; sadece ihtiyaçlarına mahkûm edilmiş insanların her söyleneni doğruymuş gibi kabul etmelerinde görüp, zannedenlerin, başkent dâhil ülkemizin en önemli ve kalabalık şehirlerini, bunca yıllık iktidarlarına rağmen bir anda kaybetmeleri de mi sana bir şey anlatmıyor?

Şimdi; hayatlarını bu milletin her kesimden kıymetli insanları için seferber edip, katil sürülerinin kurşunlarına hedef olarak şehit olan birçok kadın öğretmenimiz, polisimiz, askerimiz, kamu görevlilerimiz varken, siyaset kurumunca oldukça siyasallaştırıldığı iddia edildiği halde, anne olma değerlerinden hiçbir şey kaybetmeyen Diyarbakır anneleri varken, süte su neden karıştırdınız Sayın İmamoğlu? Biyolojik olarak insan görülen her canlı acaba gerçekten insan mıdır? diye hiç düşündünüz mü? İnsanı insan yapan, İslami, insani, vicdanı ve medeni değerlerin hiçbirine sahip olmayan ve daha dün Gara’daki savunmasız evlatlarımızı acımadan infaz eden alçakları her vesile ile arkalayan ve aklayan bir zihniyetin temsilcisine hak etmediği saygıyı göstermeniz, size oy veren milyonlarca “ahı yerde kalmış” insana saygısızlık değil midir? Sayın İmamoğlu! Eğer siyaseten destekleyeceğiniz ve yararlanacağınız vatansever Kürt insanı arıyorsanız; Size; Ziya Gökalp, Süleyman Nazif, Cahit Sıtkı Tarancı; Ahmet Arvası, Kamıran İnan ve onlar gibi milyonlarca vatansever Kürt kardeşimiz yetmiyor mu?

İktidarın, bu alçak güruhu; bir taraftan terörist ilan edip, diğer taraftan, kanun gereğidir! diye “hazine yardımından” mahrum bırakmayarak, beslenme damarlarını kesmediği iddia edilen inanılmaz hatasının iktidara kaybettiren ve hala devam eden ağır bedeli gibi, sizde, bu inanılmaz hatanızdan dolayı, size oy verenlerin ahının ağırlığını taşıyamayarak, üzgünüm ama ilk seçimde evinize mi dönmek istiyorsunuz!

Bu “akıl tutulmanızın” bedeli ağır olacaktır, biliniz derim, Sayın İmamoğlu!